17 NİSAN GERÇEĞİ!

            Değerli Gerze Gündem Okurları ve eğitim emekçileri öğretmen arkadaşlarım, Mustafa Kemal’le başlayan, Saffet Arıkan’la yürüyen, Hasan Ali Yücel ile perçinlenen ve Hakkı Tonguç’un emeğiyle meydana gelen yapısıyla 17 Nisan tarihi bizlere ülkemizde Köy Enstitüleri’nin kuruluşunu anımsatır.

            Her 17 Nisan’da yazılanlarda üç aşağı beş yukarı hep aynı şeyler anlatılır. Bir düşünür ne güzel söylemiş:”TOPLUMU AYDINLATMAK, YÖNETMEKTEN ZORDUR!”Köy Enstitülerini kuranlar, işte bu zoru başarmak için yola çıkmışlardır. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Köy Enstitülerinin 76. kuruluş yılını, Köy Enstitüleri aydınlığına hasret duyarak kutluyoruz!

            O günleri anmak, değişen, değiştiğini söyleyen dünyada, yirmi birinci yüzyılın koşullarında hala Köy Enstitüleri’ni anmak neden? Acaba daha çok genç insanımıza, dünü daha iyi anlasınlar, gelecekte güzel yarınları kendi çabalarıyla yaratsınlar umuduyla mı? Bir başka deyişle, rahmetli Uğur Mumcu’nun ifadesiyle, ”Kuvayı Milliye ile birlikte iki büyük HALK hareketinden biri haline gelen Köy Enstitüleri’ni savunmak, özgür ve demokrat bir yaşam arayışında olanların namus borcudur!” sözleriyle ifade ettiği gibi acaba bu nedenle mi?

            Bu güzide kuruluşlar 1946 yılıyla başlayan 1950’de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesinden sonra adım adım erozyona uğratılıp yok edilip kapatılan Köy Enstitüleri,10 yıl gibi uzun sayılamayacak bir sürede işlevsel kalmış olmasına karşın, hala adından söz ettirmesi çok çok anlamlı ve önemlidir. Çünkü Türkiye’nin yüzde sekseni o yıllarda köylerde yaşıyormuş. Bu nedenle ışığı köylere ulaştırmak, ülkenin aydınlanmasını, sağlamak son derece önemlidir.

            İlçemiz Gerze de Köy Enstitüleri’nin güncelliğini ortaya koyarken, genç öğretmenler arasında bilgi yetersizliği olduğu acaba bilinip düşünülüyor mu? Şayet düşünülüyorsa, demokratik kitle örgütleri olan başta EĞİTİM-SEN, EĞİT-DER,HALKEVİ ve ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ gibi kuruluşlara görev düşmüyor mu?Bana göre düşüyor!

            O halde bu kuruluşlar, Köy Enstitüleri deneyimini bugünkü kuşaklara aktarmak zorundadırlar. Şöyle ki, Nisan ayını konferanslar, panel ve forumlar düzenleyerek hatta daha da değişik etkinlikleri planlayıp, bu konuda çalışmalarını sürdürebilirler!

            İlçemizde deyim yerindeyse KELAYNAK kuşları gibi sayıları giderek azalan o günleri yaşamış, Köy Enstitüleri gerçeğini görmüş, Köy Enstitülü öğretmen ağabeylerimizi onore etmek, başta bu demokratik kitle örgütlerinin görevidir diye düşünüyorum! Onların anılarından yararlanmak, o anıları yazılı belgeler haline getirmek, bu kuruluşların gelecek kuşaklara bırakacakları yerel de olsa, geçmişten geleceğe dönük mirasları olacaktır!

            İlçemiz demokratik kitle örgütleri yöneticileri ve duyarlı üyeleri olarak bu konuda hele bir adım atın. Devamı mutlaka gelecek, sizlerin ufkunu genişletecektir.17 NİSAN gerçeğini yaratan ve yaşayanları saygıyla selamlıyorum… Ölenleri rahmetle anıyorum…

            Sevgiyle kalın.

Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ali Vacit Tokmak
Ali Vacit Tokmak - 8 yıl Önce

kendi yazıma kendim yorum yapıyorum. neden? 1991 yılında emekli olup ilçeme yerleştim.gerek köy enstitüleri gerekse, öğretmen okulları kuruluş yıl dönümleri ile ilgili çok az hatta yok denecek kadar anma günleri düzenlenmiştir. bilhassa eğitim camiası olarak bu önemli günleri unutmak,yada anımsamamak mesleğine ihanet etmekle bence eş değerdir.çünkü geçmişini iyi bilmeyenler,geleceğini yeniden yapılandırıp kuramazlar! i̇lçemizin şehriemin kişisi yani belediye başkanı da öğretmen kökenli.sanırım o da bu konuları unutmuşa benziyor.i̇lçemizde bu konulara duyarlı olduklarını düşündüğüm demokratik kitle örgütleri var.en önemlileri ve sorumlu olmaları gereken öğretmen örgütleri...bu kuruluşlar her yıl neden etkinlikler düzenleyerek halka ve genç kuşaklara mesaj vermiyorlar...o kadar zor mu? yoksa adam sendecilik mi? ne olursa olsun bu konularda yeterli birikiminiz yok! ya da bu günleri önemsemekte duyarsızsınız! kesintili kesintili kutlamak sizlere ve bizlere hiç yakışmıyor! haksız mıyım?

Necmettin Çakır
Necmettin Çakır - 8 yıl Önce

köy enstitülerinin başına gelenler, karşı devrim sürecinin başlangıcıydı. türkiye'nin aydın ve bilim adamlarını yetiştiren bu yerlerin kapatılmasıyla geri bıraktırılmışlık çemberine alındık ve o gün bu gündür yönümüzü çağdaş medeniyetler seviyesinden yana döndüremeyip, çöllerde bilimsiz pusulasız yol aramaktayız... ne deyim?

Ali Vacit Tokmak
Ali Vacit Tokmak @Necmettin Çakır - 8 yıl Önce

sevgili necmettin çakır: karşı devrimciler köy enstitüleri kapatılması ile organize olmamışlardır.karşı devrimciler,istiklal savaşında da vardı,meclisin açılışında da vardı,cumhuriyetin ilanında da vardı,devrimlerin yukarıdan aşağı yapılışında da vardı. ama karşı devrimcilere bu imkan verilmiyordu. 1938 yılında mustafa kemal atatürk öldü. 11 kasım 1938 yılıyla birlikte karşı devrimcilerin önü açıldı.1946 yılında köy enstitüleri liberallerce işlevi durduruldu ve çok partili hayata geçiş süreci içinde 1954 yılında kapatıldı. ülkede hızlanan karşı devrim süreci 1950 li yıllardan beridir. bugün geldiğimiz nokta budur.karşı devrimciler iktidardadır.cumhuriyet kazanımları ve devrimleri bir bir yok edilmektedir.daha ne diyelim! ilerici,demokrat ve devrimciler:halka,uyuma,uykudan uyan,uyuyanları uykudan uyandır demek zorundadırlar? yoksa iş işten geçmiş olacaktır!