Atatürkçülüğün Gerçek Yönü!

            Atatürkçülüğün ilk koşulu devrimci olmaktır. Çağdaş olmaktır, demokrat olmaktır. Ödün siyaseti ile Atatürkçülük olmaz, pazarlıkçı ve uzlaşmacı yaklaşımlar ile laiklik ilkesi savunulmaz. Yasakçılık ile ise hiç savunulmaz.

            Ülkemize objektif olarak baktığımızda, bir yanda sahte Atatürkçüler, öbür yanda sahte Müslümanlar! Laiklik ilkesini savunmak için, Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil!

            “Bir tarafta sahte Atatürkçüler var,” diyor seksenli yıllarda rahmetli Uğur MUMCU,  “Diğer tarafta sahte Müslümanlar,” Laikliği kendi aralarında bir koz olarak kullanıyorlar “diyor. Hâlbuki laiklik için devrimci olmak gerekir, uzlaşmacı olmamak gerekir, pazarlıkçı uzlaşmacı yaklaşımlar ile laiklik ilkesi savunulamaz.”diyor.

            “Atatürkçülüğün gerçek yönü, amacı ve niteliği, yeni yetişen genç kuşaklardan ısrarla gizlenmiştir. Yıllar yılı parlak demeçlerle ”Atatürkçülük edebiyatı” yapılmış,”Tören Atatürkçülüğü” İstiklal Savaşımızın gerçeklerini ve bu Savaşın kutsal bilincinden kaynaklanan Atatürkçülüğü gizlemeye ve unutturmaya çalışmıştır. Hele günümüzü değerlendirirseniz, gerçekleri apaçık görebilirsiniz!

            Bakınız, Atatürkçülük Marksistlik demek değildir. Bu ne kadar açık bir gerçek ise, aynı Atatürkçülüğün kapitalistlik ya da liberal ekonomi düzeni demek olmayışı da aynı ölçüde açık bir gerçektir.

            Atatürkçülüğün, Kemalizm’in, bir başka yoruma elverişli olmayan yönü, antiemperyalist oluşudur.”Atatürk Milliyetçiliği’de bu demektir. Irkçı Milliyetçilik Atatürkçülüğe yabancıdır.

            “Biz halkımızı koruyabilmek, istikbalimizi emin bulundurabilmek için genel kurulumuza, ulusal yapımızla, bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı ulusun gücüyle savaşmayı uygun gören bir mesleği izleyen insanlarız.”

            Yani Türkçeye çevirerek aktarılan bu sözler,1 Aralık 1921 tarihlidir. İşte Atatürk’ün gizlenen yönü budur; Atatürk emperyalizme ve kapitalizme karşı olduğunu açık açık belirten bir ulusal bilincin sahibidir. Atatürk milliyetçiliğini bu tarihsel kökten ayırmaya olanak yoktur. Çünkü bu sözler, İstiklal Savaşımızın kutsal amaçları ve inançlarıdır. Çünkü bu sözler, ulusal tarihimize, kanla ve gözyaşı ile yazılmıştır.

            Atatürk, emperyalist orduları denize döktükten sonra,”Mazlum uluslara”1923’lerde şöyle seslenmekteydi:

            “Bugün ufukta güneşin doğduğunu nasıl görüyorsam, bütün Doğu uluslarının uyanışını da öyle görüyorum. Bağımsızlık ve özgürlüğe kavuşacak olan daha çok kardeş ulus vardır. Onların yeniden doğuşu, kuşkusuz ki ilerlemeye ve refaha yönelik olacaktır. Bu uluslar bütün güçlüklere, bütün engellere karşın yine muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen bağımsızlığa kavuşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine, aralarında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeden yeni bir uyum ve işbirliği çağı egemen olacaktır!”

            Yani özetle,”Atatürkçülük eşittir, antiemperyalizm” formülü ile açıklanacak kadar açık bir eylem ve öğretidir, Atatürkçülük.” Atatürkçü ve milliyetçi olmanın ilk koşulunun kapitalizme ve emperyalizme karşı olmaktan geçer.

            Gerçek Atatürkçüler, Atatürkçü düzeni yıkanın, sermaye düzeni olduğunu bilirler. O nedenle Batı kaynaklı kapitalizme karşıdırlar.12 Eylül “Atatürkçüleri”, MASON “ Atatürkçüleri”,TÜSİAD “Atatürkçüleri”, AB “Atatürkçüleri”.ABD “Atatürkçüleri”’den bu güzelim ülkemizin gerçek sahipleri olan halkları; sömürgecilerin ve batıcıların kafasıyla hareket eden her kim olursa olsun onlardan nefret ederler, tarihte onlardan bir gün mutlaka hesap sorulacağını da bilirler!

          Atatürkçü olmak o kadar kolay değildir! Atatürkçü olmak için Atatürk’ün eylem ve direktiflerini yorumlamak değil; çok iyi anlamak ve uygulama alanına ödün vermeden koymak gerekir diye düşünüyorum!

 

Esen Kalın

Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE