Bayram ziyaretine gittiğimiz Ayşe teyze,  bayramlaşmanın ve kısa sohbetin ardından doğrudan konuya giriyor;

“-Biliyorsun oğlum, bizim Ahmet 3 yıldır fabrikada çalışıyor.(Ayşe teyzenin gözünde işyerlerinin hepsi fabrika) Geçen gün yan komsumuz Fatma ile çay içerken ona sordum, ya senin oğlun asgari ücretle çalışıyordu öyle değil mi dedim,  oda evet 800 lira asgari ücret alıyor diye cevap verdi.

“-Oğlum diyor, benim sorum şu; Fatma’nın oğlu 730 lira asgari ücret alıyor ama benim oğlum ise 400 lira asgari ücret aldığını söylüyor, asgari ücret dedikleri her işyerinde farklımı yoksa bu çocuk paraları başka yerlerime harcıyor, kötü bir alışkanlığımı var acaba diye endişeleniyorum diyor. Ana yüreği işte…”

-Ayşe teyze, komşun Fatma ablanın söyledikleri çok doğru;  Asgari ücretle çalışan kişi, 730,28 TL maaş alır bunun üzerine 73,40 TL’de asgari geçim indirimi eski adıyla fiş parası alır ki, toplamda eline 803,68 TL geçer diyorum. Yani, bu devirde 400,00 TL asgari ücret olmaz diyerek söze devam ediyorum. Bu arada kapı zili çalıyor Ahmet kapıda beliriyor, kısa bir sohbetin ardından konuyu Ahmet’in maaşına getiriyor ve doğrudan konuya giriyorum. Ahmetçiğim, sen 400 TL maaşla mı çalışıyorsun diyorum kısa bir duraklamanın ardından ağabey aslında diyerek konuya giriyor…

‘’Parayı bankaya yatırıyorlar bizde bankadan çekip bir kısmını işyerine iade ediyoruz’’

Abi, sana anlatacaklarım sadece benim çalıştığım işyerinde değil birçok işyerinde oluyor yani 400 TL,  500 TL gibi asgari ücretle çalışan birçok insan var diyerek söze giriyor. Konuyu biraz daha açmasını istiyorum;

-Her ay maaşlarımız banka hesabımıza yatıyor. Çalıştığın yer 10 kişi ve üzerinde olduğu için bankadan yatırmak zorundalar diyerek araya giriyorum. Ahmet konuyu anlatmaya devam ediyor; Abi, az önce de söylediğim gibi her ay bankaya 803,68 TL yatırıyorlar, bizde bankadan bu parayı çekiyoruz, işyerine geldiğimizde bankadan aldığımız maaşımızın 400 TL’lik kısmını işyerine geri veriyoruz ve elimizde 403 TL kalıyor ve bu parayla da geçinmeye çalışıyoruz diyerek sözlerini tamamlıyor. Mademki sen ve birçok kişi bu durumda neden parayı geri vermeyi kabul ediyorsunuz? diyorum. Ahmet cevap veriyor;

-Abi biliyorsun bizim memleket küçük bir yer çok fazla iş alanı yok, insanlar en azından sigortamız ödensin diye mecburen çalışıyorlar yoksa 400 TL ye çalışırlar mı diye yanıt veriyor.

-En azından alo 170 hattını arayarak şikayet etseler işverenler bunu yapamazlar diyorum. Ya, 170’i birçok kişi arıyor ama orada da başka şeyler dönüyor diyor. Yani SGK’ da köstebek mi var demek istiyorsun diyorum ancak bayram ziyaretinin daha da uzayacağını düşünerek konunun detaylarını araştırmak ve araştırma sonuçlarını ilerleyen günlerde siz okuyucularımla paylaşmak üzere sohbete noktayı koyuyorum.

“Her işveren aynı değildir”

Ayşe teyzenin oğlunun maaşını gasp edenleri tenkit ederken, dürüst çalışan, işçisinin hakkını sonuna kadar veren işçileri ile adeta aile olmuş işverenleri de tenzih etmek isterim. Son olarak şunu da belirtmek isterim ki; konu hakkında konuştuğum kişi, Ayşe teyzenin oğlu da olsa anlatılanlar somut delillere dayanarak ispatlanana kadar iddia niteliğindedir.