BAŞLAMAMIŞTI Kİ BİTSİN…

İki türlü bitiş şekli vardır durumun, biri resmi, hakim; “ ali ile Ayşe’nin boşanmalarına müşterek çocukları…”der biter, diğeri taraflardan biri, çok nadiren ikisi de “bitti” der biter.

Peki niye biter? En bilinen nedeni ekonomiktir, yani paradır,  “para biter, aşk da sevgi de biter” sonrasını sırala, sosyal de, kültürel de, ruhsal de, fiziksel de, de babam de.

Değerli Dostlar;

Biz bu ay ki birlikteliğimizde, bu nedenlerden sadece birine ve bence en önemlisine vuracağız neşteri, “Tanımak”. Kendileri, her türlü ilişkinin, en temel başlayış ve bitiş nedenidir ve diğerlerini tetikleyen en önemli faktördür, tabi başına “yanlış” ibaresini koymak kaydıyla.

Klasiktir, birbirine ilgi duyan iki kişi, “ seni daha iyi tanımak için zamana ihtiyacım var “ ile, ilişkilerine boyut kazandırmak için hep süre isterler birbirlerinden. Bu sözle de malum sona gidilen yola da çıkılmış olur ve bu metnin yazanı devreye girer ve başlar ukalalığa.

Kendini tanımadan başkasını değerlendirmek mümkün müdür? İnsanın bu yola girmeden önce kendine, “ ben kimim, neyim, neredeyim ve ne kadarım, varlık nedenim ve bunu sürdürmekteki amacım ne, beni hayvandan ayıran değerler ve özelliklerim ne, yaşamaktan anladığım nedir” sorularını sorması ve cevaplarını aldıktan sonra, karşısındakini teraziye çıkarması gerekmez mi?

Hadi bugün yine toleranslı günümdeyim,  mümkün değil ya, hadi ona da tamam diyelim. İyi de o güne kadar karşısındakinin varlığından bile haberi olmayan biri bu “tanıma” işini nasıl başaracaktır. Bu işle ilgili kapsamlı bir kaynak olmadığına göre, gelsin yaşanmışlıklardan edinilen tecrübeler.(yani geçmişte yenilen kazıklar)

İşte bu çokbilmiş kardeşiniz, memlekette kafa yoracak başka konu kalmamış gibi, yemedi içmedi, kendi kazıklanmışlığından edindiği tecrübelerini de süzgeçten geçirerek başladı ahkam kesmeye..

Bu süreçte taraflar, masumu, sütten çıkmış ak kaşığı oynayacak ve hep güzel olan yanlarını sergileyeceklerdir. Ancak şurası iyi bilinmelidir ki bir insan yeteneği ne olursa olsun, kendinden başkasını mükemmel oynayamaz. Bugün olmasa yarın. bir sahnede mutlaka gerçek kimliğini gösterir. Eğer karşıdan ne istediğinizi iyi bilirseniz, insanı tanıma konusunda birazcık, donanıma, alt yapıya ve tecrübeye sahipseniz, o açıklardan birini veya birkaçını mutlaka yakalarsınız. Yok eğer, aşkın, “aptal aşıklık” boyutunda iseniz, öyle bir “keser, kopyalar ve yapıştırır” ki başkasını kendisi diye, ayırabilene aşk olsun.

Uzatmayalım;

1. “geçmişi beni ilgilendirmez” kendinize söyleyeceğiniz en büyük yalandır. Biten 10 evliliğin 7’sinin gerekçesi “geçmişini içine sindirememe” olduğuna göre, hazmedebileceğinizi ve kadarını yiyin.

2. Küçük de olsa, yalanını yakaladığınızda bitirin, şimdiden pembesine başvuran, gelecekte en karasını da söyleyebilir.(yalancının mumu bazen yatsıda da yanar)

3.Arkadaşları ile tanışmaya çalışın, saklayacağı varsa, sizi kesinlikle onlardan uzak tutacaktır.(bana arkadaşını söyle, sana…)

4.Çok sık ağlıyorsa korkun ve tesellinin cılkını çıkarmayın. İnsanların , ağırlıklı olarak ta kadınların, bugün ve gelecekte en büyük silahlarının gözyaşı olduğunu asla unutmayın.(Ağlarsa anam ağlar, gerisi..)

5.Aynı esprilere gülebiliyor ve aynı acılara hüzünlenebiliyor musunuz?

6.Olanını ne kadar paylaşabiliyor, harcamalara katılıyor mu?(kerizliğin alemi yok)

7.Ailesinin ne kadar etkisinde?(aslında o “evetle”  onları da almış olacaksınız)

8. Dünyadan, ülkesinden ve yaşadığı kentten ve insanlardan ne kadar haberdar? (akşam haberlerine bari bakıyor mu?)

9.Kırmızı çizgileri var mı?, mutlaka olmalı. Bu onun kişilikli, ilkeli ve erdemli biri olduğunun işaretidir. Aksi halde kullanılmaya ve taviz vermeye hazırdır.(size eğilebilen, başkalarına da..)

Eğer bunlar ve benzerlerini araştırmanın yerine, araştırmalarınızı “malum mecralarda” sürdürmeyi yeğlerseniz, ben güzelim, elimi sallasam ellisi, ben zenginim, yakışıklıyım, Amasya’nın bardağı, …” derseniz. Sizlere önerim anne ve babanızın gençlik resimlerine bakmanız. Bir ilişkide bedeni ve parasından başka sunabileceği şeyleri olmayanların kalıcılığı onların kaybına kadardır. Çünkü zamanın insan fizyonomisinden aldığını iade edebilecek bir estetik cerrahi türü henüz geliştirilemedi. Yapılan sadece günü, en fazla birkaç yılı durdurmaya çalışmaktan ibarettir.

Unutmayın, bu yaşın 16’sı varsa, 61de, 17’si varsa, 71’de, 18’i varsa, 81’de var. Kalıcı olan bedeni, akıl, mantık ve hayatın gerçekleri ile harmanlayarak üreteceğiniz helvayı yiyebilmektir.(yoksa helvanızı vakitsiz yiyebilirler)  Aksi halde yaptığınız abdestsiz namaz kılıp, sevabından nasiplenmek aptallığından ileri gitmeyecektir.

Tanımak diyerek hafife almayın;

“Vaktinde tanımazsanız, yakın gelecekte tanınamaz hale gelirsiniz.”

Sevgi İle Kalın

                                                                    Bekir Demirci

YORUM EKLE