Bunlar Daha İyi Günlerimiz

10 Ağustos 2014 Pazar günü gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin ardından eski Başbakan yeni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni Türkiye’nin inşası için kimilerine göre büyük, kimilerine göre küçük olan adımları atılmaya başlandı.

Diyarbakır’da terör örgütü PKK’nın 15 Ağustos 1984 tarihinde Siirt'in Eruh ve Hakkâri'nin Şemdinli ilçelerinde yaptığı ilk silahlı eylemin 30'uncu yıldönümü kutlandı. Kutlamanın yapılacağı alanda farklı tarihlerde yaşamını yitiren KCK, YPG, HPG ve PKK’lıların posterleri ile PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın dev posteri asıldı. Ayrıca Paris'te sözde katledilen Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ın fotoğraflarının yer aldığı "Sizi unutmayacağız" pankartı açıldı. 

Diyarbakır’ın Lice ilçesi Yol açtı köyünde geçen yıl kurulan PKK mezarlığına bir heykel dikildi. Heykel, adını 15 Ağustos 1984 yılında Siirt’in Eruh ilçesinde PKK’nın ilk silahlı terör eylemini gerçekleştiren kişiden alıyor; Mahsun Korkmaz. Diğer adıyla Agit.

PKK’nın ilk silahlı terör eyleminde şehit düşen 20 yaşındaki Türk askeri Süleyman Aydın’ın adı ise öldürüldüğü yer olan Eruh’ta bir caddeye verilmiş yıllar önce. Yani mezarının başına dikilen bir taştan daha fazlası yok.

Kürt halkı ile olan Barış sürecinde Türkiye kontrolünü tamamen kaybetmiş bulunmaktadır. Özellikle Diyarbakır’da 8 Haziran’da 2. Hava Kuvvet Komutanlığı bahçesindeki Türk bayrağının indirilmesinin ardından bu tür provokasyonlar “Normal” olarak algılanmaya başlanmıştır. Hükümetin bu konudaki pasif tutumunun bedelini Türkiye’nin çok ağır ödeyeceği kaçınılmazdır.

 Gerçek bir barış süreci halkların birbirinden ayrıştırılması ve kışkırtılması ile mümkün olamaz. Bir tarafta vatani görevini yerine getirmek için zorunlu olarak askerlik yapanlar; diğer tarafta kendi hür iradesi ile özgürlük namına savaştığını söyleyen ve bu uğurda kendi canını hiçe sayarak gözünü kırpmadan ölecek ve öldürecek olan dağdaki teröristler. Bir yandan bedelli askerlik için 30 bin TL ödeyen ve şehit düştüğünde ailelerinin idare etmek zorunda olduğu Türk Askerleri,  öte yandan Türk askerine türlü zarar vermiş terör örgütü mensuplarına toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi için sunulan olanaklar. İki durum arasındaki farkı ayırt edebilmek için âlim olmaya gerek yok.

Hükümet sap ile samanı birbirine karıştırmaya devam ediyor. Birilerini başının üstünde taşırken diğerlerinin acısına saygısızlık ederek yarasını kanatıyor.

 Bu konuda söylenen veya söylenebilecek çok fazla söz var ama ben yazımı Mustafa Kemal Atatürk’ün içerisinde bulunduğumuz barış sürecinde ilham alınması gereken bir sözü ile noktalamak istiyorum. Çanakkale savaşında hayatını kaybetmiş İngiliz ve Anzak askerlerinin ailelerine ithafen,  “Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. “

 

YORUM EKLE