Fukuşima Altıncı Yılında

Pınar Demircan nükleer enerji projelerinin sebep olacağı felakete dikkat çekti.

Fukuşima Altıncı Yılında

Elektrik Mühendisleri Odası(EMO) İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen “Elektrik Elektronik Mühendisliği Kongresi (EEMKON 2017)” 16-18 Kasım’da Harbiye Askeri Müze Kültür Sitesi’nde gerçekleştirildi. Biyomedikal Mühendisliği”, “Elektrik ve Kontrol Mühendisliği”, “Elektronik Sanayi”, “Enerji Politikaları”, “İletişim Teknolojileri”, “Kent ve Elektronik”, “Mühendislik Eğitimi” sempozyumlarının yapıldığı kongrede Nükleer Enerji konusunda iki oturum gerçekleştirildi.

EMO Onur Kurulu Üyesi Erhan Karaçay`ın yönettiği oturumların ilkinde konuşma sırasına göre gazetemizin iklim enerji editörlerinden ve Nükleersiz.org’dan Pınar Demircan Fukuşima hakkında güncel verilerle gündeme dair değerlendirmelerini paylaşırken Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aziz Konukman demokrasi bağlamında ele aldı, Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği (Anayasa-Der) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu da meseleyi anayasa hukuku ve insan hakları açısından değerlendirdi.

Nükleer enerji projelerinin, son dönemde iklim değişikliklerine neden olan küresel ısınmanın baş faktörlerinden sera gazı emisyonlarını salmadığı gerekçesiyle çözüm olarak sunulmasına çalışıldığını; yeni arayışlar için fırsatçılık yapılarak nükleer enerjinin yenilenebilir enerjilerle birlikte yeniden pazarlanmasına çalışıldığını ifade eden Demircan, nükleer santrallerle ilgili gerçeklerin sadece Türkiye’de değil tüm dünyada kamuoyundan gizlendiğini belirtti; bilim insanlarının nükleer enerji lehine beyanlar vermeye yönlendirildiğine dikkat çekerek Fukuşima felaketinin 6. yılında mağduriyete ve toplumsal sorunların boyutlarına ilişkin güncel verileri ve değerlendirmelerini paylaştı. Prof. Dr. Konukman, Nükleer enerji konusuna referandum merceğinden bakarak konunun hassasiyetine dikkat çekti, tolere edilemeyecek sonuçlarıyla nükleerin enerji biçimi olarak önerilmesinin bile mümkün olamayacağını açıkladı. Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Kaboğlu ise yaşam hakkını tehdit eden nükleer santrallerin halihazırdaki Anayasamızın yaşam hakkını koruyan hükümlerine aykırı olduğunu hatırlatarak olası bir referandumun 16 Nisan 2017 referandumuna benzemesi tehlikesini barındırdığına, meselenin dünya genelinde insan hakkı ve daha geniş çerçevede yaşam hakkı bağlamında ele alınması gerekliliğine vurgu yaptı.

İkinci oturum CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın konuşmasıyla başladı. Mersin Nükleer Karşıtı Platform Dönem Sözcüsü olarak sempozyuma katılan Av. Alpay Antmen, Türkiye Çevre Platformu Genel Sekreteri Ahmet Oktay Demirkan ve Doğu Akdeniz Çevre Platformu Sözcüsü Sabahat Aslan Akkuyu Nükleer santrali ile ilgili son gelişmelere ve 22 Kasım 2017 Çarşamba günü Ankara’da görülecek olan Akkuyu Çevre Etki Değerlendirme(ÇED) İptal Davası’nın önemine dikkat çekti. Sinop Nükleer Santral Karşıtı Platformu adına Metin Gürbüz Sinop’taki Nükleer santral projesi üzerine bilgi aktarırken ve Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem İğneada’da Nükleer Santral planlarının Akkuyu ve Sinop nükleer santralleri gibi kabul edilemez olduğunu, henüz resmiyette olmasa bile İğneada bölgesindeki longoz ormanlarını baz alan çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. Trakya’da oluşacak bir tehdidin 14 milyon nüfuslu İstanbul’daki yaşamı ipotek altına alacağının altını çizdi. Her iki oturumun ardından gerçekleştirilen soru-cevap kısmının ardından katılımcılara sertifika verildi.


Gerze Gündem Haber

YORUM EKLE
banner381
SIRADAKİ HABER