Cumhuriyetimiz

DEMOKRASİYLE KUŞANMALIDIR!

            Çok değerli GERZE GÜNDEM  okurları, Türkiye dünyanın karmaşık yapısı içinde Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu odaklı sorunlarla çevrilmiş durumdadır. Gerek enerji yollarının kavşak noktasında olması, gerekse Orta Asya ile ilişkilerde sahip olduğu potansiyel güç nedeniyle, büyük devletlerin çıkarları üzerinde kurulu olan küresel politikanın çok ağır baskısı altındadır.

            Ekonomi başta olmak üzere toplumsal yaşamın hemen her alanı yabancıların denetimi altına girmiştir. Uluslararası şirketlerle ortaklık kuran az sayıdaki yerli tekel, bürokrasi, siyaset ve iletişim üzerinde mutlak bir egemenlik kurulmuştur. Ulusal sanayi ve ulusal tarım neredeyse yok olmak üzeredir!

            Ne yazık ki 21. yüzyılın Türkiye’si bu durumdadır! Halimiz böyleyken Cumhuriyet Bayramının yıl dönümünü, hep birlikte sevinç ve neşe içinde nasıl kutlayabiliriz diye düşünüyorum!

            Dünyada yabancı sermayeye güvenerek, onu temel alarak kalkınmış tek bir ülke yokken, günümüz siyasi erkinin bu konuda ısrarlı olmasını halka anlatıp, inandırabilmek olası değildir! Mustafa Kemal Atatürk döneminin tüm ekonomik ve siyasi öncelikleri terk edildiğinden, ekonomik ve siyasal olarak izlenen yolun kaçınılmaz sonu bu olsa gerek!

            Geçmişte de günümüzde de bayramları yaşayıp, yaşatan daha çok öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz diye düşünüyorum! Cumhuriyet Bayramını halkımızın ülkenin birçok yerinde bizzat katılarak kutlamalara bütün gücüyle destek verdiğini de biliyorum!Yakın çevremiz de olan Bafra ilçesi " Gazi Paşa Mahallesinde halkın katılımı ile öyle güzel Cumhuriyet Bayramı törenleri şenliklerle kutlandığını biliyorum...Son yıllarda o mahallede de eski bayram kutlamalarının artık  tadının kalmadığını öğrendim.Bu nedenle çok üzgünüm!

            Cumhuriyet’in genç kuşaklara emanet edildiğini de bilmekteyim!. Bakınız bir öğrencimiz şöyle bir soru sorsa:( İSTİKLAL SAVAŞI ile ilgili olarak ) “ Öğretmenim… Dünyayı şaşkına çeviren, her şeyi sadece dört yılda mı başardık! Bu imkânsız, şimdiki bir iktidar dönemi!”

            Öğretmenin bu soruya yanıtı sanırım şöyle olmalıdır: “Sen, şimdiki politikacılara bakma evlat! Doğru önderliği bulduğunuzda, halkımızın azim ve kararı yine güzel şeyleri bir gün mutlaka başaracaktır!”

            Geriye dönüp geçmişi bir hatırlayın! Geçtiğimiz yüzyılın başında emperyalizmi boğan bu ülke halkı 21. yüzyılın Yeni Dünya Düzeni’ni de bir gün gelecek bu ülkeden kovacaktır! Liberalizmin sonu hüsrandır; insanlarımız için eziyettir, zulümdür!

            Geçmişte Atatürk’ün hayata geçirdiği Devletçilik ve Halkçılık temelindeki bağımsız çizgisi sayesinde Türkiye’nin, Batı’yı kasıp kavuran 1930 ekonomik bunalımın ve 2. Dünya Savaşı belası dışında kalmasını ve bunların sonuçlarından olabildiğince az etkilenmesini mümkün kılan koşulları o gün yaratmıştır. Bu başarı, unutturulmuş halada liberallerce ve onların karalamaları ile halkımız kandırılmış genç kuşaklar uyutulmuştur!

            Bugün Cumhuriyet düşmanları, kendi saflarını son 50–60 yıldır güçlendirmek için en çok Cumhuriyetin ekonomik ve sosyal açıklarından yararlanmışlardır. Hala da sinsice yararlanmaya devam ediyorlar. Dikkat ederseniz bunlar, başta ekonomik ve sosyal refah bakımından Cumhuriyetin bilerek başarısız bırakıldığı yörelerde ve çarpık kentleşmenin yoksul köşelerinden güçlerini, tabanlarını sağlamaktadırlar!

            Son 50 yılda, “Bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler” diyen anlayış, ülkemizi adeta gizli sömürge konumuna getirmiştir. Dünyanın onurlu ülkeleri arasına girebilmemizin ön koşulu, teslim olmak değil, planlı ulusal bağımsız ekonomidir. Ekonomik bağımsızlık olmadan, tam bağımsızlığın tehlikede olacağı, bu ülke halkının ve temsilcilerinin hiç unutmaması gerekir inancındayım!

            “Bir ülkede insanların çoğunluğu gülmüyorsa o ülkeyi yönetenleri değiştirmek zorunlu hale gelmiştir!” diyor Atatürk… Bu mesaj hem halkımıza, hem de temsilcilerine uyarıdır!

            Cumhuriyet, geleceğine yönelik her türlü tehdidin karşısına, bugün dünyada estirilmek istenen sözde evrensel rüzgârlara aldırmaksızın, yine kendisinin en güçlü silahıyla, DEVRİMCİLİKLE çıkmak zorundadır.

            Geçmişte ve günümüzde insanlığın çektiği acıların en büyük nedeni çıkar çatışmalarıdır! Demokrasiyle kuşanmış Cumhuriyet; çağımızın en iyi yönetim ve yaşam biçimidir. Bu biçim ve yaşama, akılcı bir eğitim, işsizliği yatırımla, karanlığı ışıkla boğan Bağımsız bir CUMHURİYETLE ulaşabiliriz!

            Cumhuriyet Bayramının 94.cü yıl dönümünü içtenlikle kutlarım…

            Sevgiyle kalın…

            Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE