DUA - 2

Kâinat ağacının en güzel meyvesi insan , insan ağacının en güzel meyvesi ise ; ibadet , şükür  ve  duadır . Dua ; mü’minin , değerli  ve  önemli  olduğunu  ortaya  koyan Allah’ın(CC) karşısındaki  en güzel sermayesidir . Çünki , Allah’ımız(CC)  “ Duanız  olmazsa  ne  ehemmiyetiniz  var ? ” diyor . Başlangıçta  tevbe  ve istiğfar ile dua yolunu aralamamız  gerekiyor . Manevî  bir  temizlikten sonra ; duanın öncesine ve sonrasına da , makbûl dua olan Peygamber’imize(ASM) salâvatı yerleştirirsek çok  daha  güzel  olur  inşallah …

Ancak dualar çeşitlidir . Ya istidat lisanıyladır (gelişme kabiliyeti ve sonuç noktası açısından) ,  ya İhtiyac-ı fıtrî  lisanıyladır (yerine getirdiği görev açısından) ,  ya Lisan-ı ıztırariyle (çok sıkıntılı ve muhtaçlı olduğumuz   anlarımız açısından) bir duadır ki ;  bu üç nevi dua, bir mâni olmazsa, daima makbuldür. Dördüncü nevi ki, en meşhurudur, bizim duamızdır. (RNK , Yirmi Üçüncü Söz.)  İnsanoğlu  için  dua  iki çeşittir . Biri  fiilî (çalışmayla  yapılan)  , diğeri ise kavlî (dille yapılan)   . Her ikisi  de bizim için  gerekli , olmazsa olmazlarımızdan . Çünkü kavlî  duanın  makbûliyeti sebepler açısından düşünüldüğünde fiilî duanın yapılmış  olmasına  bağlıdır. Tarlasına  tohum  ekmeden  ürün  isteyen  bir çiftçiye de Allah(CC) hususî  hazinelerinden  ürün verebilir ; ama  âdet-i  İlâhiye  açısından  ürün  alabilmek  için önce toprağı sürmek , tohum atmak , uygun çalışmalar yapmak ; sonra da Allah’ın(cc) dua kapısını çalmak gerekiyor . Sadece muhtaç  olduğumuz  anlarda  değil ; arz-ı hal  etmek  için  de Allah(CC) , her an bizleri bekler. Ancak maalesef çoğumuz , beş vakit  namazın  arkasına  hapsederiz  duayı . Oysaki  otururken , kalkarken , yürürken , yerken , içerken , uyurken  kısacası ; hayatımızın her anını dua ile bereketlendirebiliriz . Fakat kavlî  yapılan  dua  kulun  gayretiyle  desteklenmelidir . Çünkü  her  güzel iş  emek ister . Önce  gayret  motivasyonuyla  kul  elinden  geleni  yaparak  Allah’a(CC)  dua  etmelidir.  Önce  fiilî  dua  yapılacak , yani  sebeplere  riayet  edilecek , sonra  da  kavlî  dua  için  eller Yaradan’a(CC) açılacaktır . Duanın bir diğer güzelliği daha var ; dostlar arasında dualaşmak . Bir dostunun  gıyabında (onun arkasından , haberi olmadan) ; onun iyiliği , sağlığı , istikbalinin  hayırlı  olması  için  yapılan  dualar  harikadır . Çünki  o  dostumuzun  bizim  için  yaptığı  duada  onun  ağzı bizim için  tertemiz  ve  de günahsızdır . Ayrıca  gıyabî duaların  geri  çevrilmeyeceğini  düşünerek  gıyaben  duaya  da  devam  inşaallah…

          İstidat lisanıyla , İhtiyac-ı fıtrî lisanıyla dua yapan insanın dışındaki diğer yaratılmışlara  bir  göz  atalım .  Devamlı  olarak  duyabilene , bakabilene  bir  şeyler  söyleyip  hatırlatıyorlar !  Her  mahlûk  kendine  has  bir  lisanla  Allah'ı(CC)  zikir  ediyor , dua ediyor . Karadenizin  dalgalarının ;  secdeye  gider  gibi    hışırtıları , zikirleri Allahüekber’dir . Yırtıcı  kuşların gayretleri ; Ya Kuddüs’tür . Tohumların  baharda  dirilişleri ; Ya Hay’dır . Yumuşak  köklerin  kayaların  içinde  yol  açarak  suya  doğru  ilerlemeleri ; Bismillah’dır . Bitki  ve ağaçların  havada  dal-budak  ve yaprak verme gayretleri ; Lâ İlâhe İllâ Hu’dur . Bülbülün  ötüşleri ; Ya Rahman’dır . Kedinin mırmırları ; Ya Rahim’dir . Tavuğun yumurtlama  çalışması  ve  gıdaklaması ; Ya Rezzak’tır . Yavrulu  tavuğun , civcivlerini  koruma  adına  şefkatiyle  birlikte  köpeğe  saldırması ; Ya Rahman , Ya Rahim ve de Ya Hakîmdir ... Velhasılı  mahlûkatın  zikrederek  yaptıkları  bu  çalışmalar ; düşündüğümüzde , fıtrî  dua  ile  hep insana  bir şeyler söylerler , bu  esnada  da  insana  hizmet  ederler . Hem  de  o mahlûklar  bu  şekilde  normal  olan  görevlerini  yerine  getirmiş  olurlar .

Bu noktadan itibaren , insan şapkasını önüne koyup düşünmelidir . Yani insan olan insanın görevi nedir  ve de neye hizmetkârlıktır  ?!  İnsan  kendine  sormalıdır ; hakikî  insana yakışan NEDİR ?!...  İnsan ; ''Buyurun  Cennet'ime''  veya , ''Sen Cehennem'i  hak  ettin , gir  Cehennem'ime''  hitabıyla  muhatap  olacak  emanet-i  kübra  sahibidir . Bununla  birlikte ; ahsen-i  takvim  suretinde , en güzel  şekilde  ve fıtratta  yaratılmıştır . Fıtratlarımızı  kirletmek  veya  temiz  tutmak  , cüzi  irademizle  bize verilmiştir . İnsan  insandır , ancak  canavar  hayvan seviyesine  yuvarlanan  insan ;  insan ismine maalesef  lâyık değildir . Kendi iç dünyama da seslenerek ; İnşaallah  kendimize , topluma  faydalı  ve  de  CENNET'e  ehil  olacak  gayretler  ve  hayatlar  diliyorum . Amiiin.

 

Öğr.Gör.Ahmet AKIN

RTEÜ.

Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu

RİZE

YORUM EKLE
YORUMLAR
Yunus ÇAMAL
Yunus ÇAMAL - 8 yıl Önce

Kaleminize yureginize saglik ...hocam...

Ahmet AKIN
Ahmet AKIN @Yunus ÇAMAL - 8 yıl Önce

eyvAllah yunus bey kardeşim selâm ve dua ile....