Erkeklere Kiyafet Yasaği

           Zamanımızın olduğu kadar, Osmanlınında sıkıntısı erkeklerde gelişigüzel kılık kıyafetteki düzensizlikti. Geçen asrın müverrihlerinden (tarihçi) Şanizade Ataullah Efendi Hicri 1224 (Miladi 1809)  yılı vak'aları arasında anlatıyor.

   '' Sefihane süslenmekten sakınmak İslamiyet şiarında iken zamanımızın halkı birbirinden görerek, cehhalet, nadanlık ve bilhassa ar ve edeb noksanlığından kadınlar gibi süs ve alayişe düşmüştü. Hele avami nas ve ayayk takımı, insanlık kadir ve itibarını kıyafet ve kılıkta sandılar, alasından veya adisinden türlü türlü acayip giyinip kuşandılar; mesela bostancı baratayı, serdengeçti destarı, içağası üst kaftasınını ve kavuğu yobaz softa tetimmesini terk edip kimi başına Cezayiri ve kimi lahuri ve keşmiri ve kimi de rızai ve marpiç şal sarınarak tersane hademesi gibi bir heyet peyda ettiler; kimi burnuş, dizlik ve tozluk giyip beline gümüş kakmalı yatağan bıçağı takarak meyhane ve karhane ve mesire ve kahvehanede fodulluk edip dolaştılar, uygunsuzluk edip kavga çıkarıp yakalandıkları zaman da sorguya çekilince kimi bayrakdar, limi içağası, kimi bostancı ve eski püskü bir yadigar olduğu anlaşıldı. Herkes bir acayip kıyafetle biperva icrayı kabaset ederdi. Bir takımı şer'an ve aklen memnu; ağı yerde sürünür kaftan giyer, beş altı endaze çuhadan cübbe yaptırır, ve aitı yedi endazeden binniş kestirir, başlarına çark kadar sarık sarar, ayaklarına ucu hanım iğnesi mest giyer, üstü ayağının yarısını örtmez, parmaklarının en yerleri görünür pabuçla dolaşır. Bu haller nihayet padişahın nazarı dikkatini çekti ve halkın bu sefihane kıyafeti şiddetle yasak edilip herkesin edebi ile, mesleğine, işine gücüne uygun kadimden berigiyile gelen kılık ve kıyafet ile dolaşması emredildi, ve bu hususun gereği gibi takibi için de Bostancıbaşıya, İstanbul Kadısınca, Sekbenbaşıya, Subaşıya vesaair zabitane hitaben fermanlar yazıldı.''

  Zamanımızdada ne hikmetse halen süregelen gençler üzerindeki kılık kıyafetler töre ve geleneklerimize ters olarak çirkefçe misal kulaklara küpelerin takılması, tırnakların uzatılması,  saçların oldukça uzatılarak bırakılması, eskiden açık idi şimdilerde kapalısı fark etmeyen bedeninin uzuvlarına dövmeler yaptıranları, daraldıkça daraltılan renk renk kıyafetlerle dolaşılmalar vesaire birçok uygun görülmeyen hareketler tasvip edilmemekle beraber ahlakınıda yaralamaktadır. Toplumumuzun edebi ve ahlakına sahip çıkabilmesi temennisiylen;

 

[email protected] 

  Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar Berber

YORUM EKLE