GALATA KÖPRÜSÜ

       Sultan Abdülmecid, pırıl pırıl sırmalı elbiselerini giymiş, omuzlarından aşağı bir pelerin takmıştı. Dua'yı takiben, alkışlar arasında, ilk defa kendisi, yeni köprü üzerinden yürüyüşe geçti... Peşinden de vezir, vüzera, beyler ve paşa kendisini takibe etiler. Bu merasimin sonuçlanmasıyla köprü halka açılmış oldu. (sena 1845). İstanbul halkı üç gün, üç gece ilk Galata Köprüsü üstünde eğlendi.

 

        Verilen süre sona erdikten sonra köprü için halktan geçiş parası ''Mürriye resmi'' alınması kararlaştırıldı. Sonraları bazı açıkgözlerin elinde bu ücret bir ''haraç'' haline başladı. Toplayıcıların zorbaca davranışları görüldü, Halktan şikayetleri padişaha kadar aksetti. Bunun üzerine yeni tarife uygulandı, yayalardan 5 para, Koyun ve Keçilerden baş bedeli 5 para alınacaktı, Yüklü veya yüksüz beygir, eşek v.b baş bedeli 30 para ödenmesi gerekiyordu. Fayton v.b araçlardan 4 kuruş alınacaktı. Sırık hamalından 2 kuruş, insan olsun olmasın sedye için 2,5 kuruş, yük götüren büyükbaş veya arabasından 5 kuruş geçiş bedeli ödeyeceklerdi. Askeriye okul öğrencilerinden, bölük veya tabur halinde geçen asker, zaptiyeler ve tulumbacı elinden müruriye alınmayacaktı.

 

         Aradan 18 yıl geçti. Sultan Abdülmecid ölmüş, yerine Sultan Aziz geçmişti. Eskimiş olan köprü yerine, Georges Vals adında bir Fransız mühendisin, Huzuru Şahaneye arzettiği demir dubalar üzerinde kurulacak yeni bir köprü yapılmaya başlanınca , eskisi de Halice kaydırıldı. İnşası II. Abdülhamid zamanında biten bu demir dubalı köprü 25 yıla yakın bir zaman hizmet gördü. 14 Nisan 1942 trh'de üçüncü defa onarılan ve bugüne kadar iki yakayı birleştiren köprüyü, bir Alman fabrikası yapmıştır .Boyu 462 metre olan bu köprü 237,000 altın liraya mal olmuştur.

 

[email protected]

 Araştırmacı Yazar

 Volkan Yaşar BERBER

 

YORUM EKLE