Gerze Gözlemleri (1)

Hiçbir şey yerinde durmuyor.

Değişim ve başkalaşım bizleri kendi çizgisinde bir yerlere doğru sürüklüyor.

 Bu duruma uygun olarak yaşamaya çalışıyoruz.

Zaman içinde olup bitenler ise tarih oluyor.

Doğal olarak anılar anıları kovalıyor.

Şimdi buradan nereye gelmek istiyorum.

Gerze benim doğup büyüdüğüm yer.

Bu küçük sahil kasabasında iyi ve kötü günlerimiz oldu.

Küçük yaşta çalışmayı, aile bütçesine katkı yapmayı bu küçük kasabada öğrendim.

Rahmetli Baba’mın devlet memuru olmaması dolayısıyla iş hayatına erken yaşlarda atılmak zorunda kaldık…

Bir tarafta Şirin Gerze gazozları imalatı, satış ve dağıtımı diğer yandan Tabaktaş mevkiinde tütün üretimi.

1958’de başlayan Şirin Gerze gazoz imalatımız 1977 yılına kadar sürdü.

Gerze’nin meşhur Acısusu ile birlikte içecek olarak önemli bir ikili oluşturdu.

Bu bütünsellik belki de hamuraşı ve nokuldan sonra üçüncü sırada Gerze için unutulmaz bir tat manzumesi olarak hafızalarda yerini korumaktadır.

Bugün için hamuraşı ve nokulun ve hatta katlamanın, meşhur  pidenin,simitin hükümranlığı Gerze’de pastaneler, fırıncılar ve yufkacılar sayesinde sürerken Acısu ve Şirin Gerze gazoz imalatı tarihin derinliklerinde bir nostalji  olmuşlardır.

Yaşı elli ve ellinin üzerinde olanlar Acısu ve Şirin Gerze gazozlarını hatırlayacaklardır.

Çünkü beni Gerze’de gören arkadaşlarımın ilk tepkisi gazozları anmakla başladığına göre imalatımızın bu küçük sahil kasabasında meşhur olma noktasında etki bıraktığını buradan rahatlıkla söyleyebilirim.

Yazımızın başlarında değişim ve başkalaşımdan bahsettik.

Gerze gerçekten çocukluğumun penceresinden baktığımda çok değişmiş.

Son beş yılda bu değişimin çok hızlı bir biçimde olduğu bir gerçek…

Gerze’nin meşhur üzüm bağları ve defne kokan patika bağ yolları ortadan kalkmış.

Yangın evleri başkalaşmış.

Gerze’nin 1960’lı yıllarda sahiplerine verilen yangın evleri oldukça kimlik kaybına uğramış.

İnşaat sektörü Gerze’yi de kapsam alanına almış.

Mimari yapılar DALTONVARİ bir üslup geleceğin yapıları olarak yarımadayı çevrelemiş, mekan tutmuş…

Yangın evleri esarete teslim olmuş gibi bir manzara oluşmuş.

Tabiri caizse yangın evleri stilini ve özelliğini yitirmiş.

Gerze’nin 1960 ve 1970’li yıllarda halini bilenler gördükleri bu yapı çılgınlığı ve biçimsizliği karşısında herhalde küçük dillerini yutarlar.

Şahsen ben yutmuş durumdayım.

Söyleyecek söz bulamıyorum.

Mimari bütünlüğün kaybolması ucube yapılaşmanın başarısı olarak ortaya çıkmış.

Kasabanın sahipleri Gerze’nin doğal ve kendine has şirinliğinin kaybolmasına ses çıkarmamışlar.

Gerze’de sivil toplum kuruluşlarının ne kadar güçlü ve etkiyici olduğunu bilmesem sesimi çıkarmayacağım….

Ama…

Bu noktada Gerze’de bu çirkin yapılaşma karşısında kalınan sessizliğe tarafımdan bir anlam vermek benim açımdan öyle kolay bir şey değil elbette…!

Hür KALYONCU

YORUM EKLE