Her yerde olduğu gibi Gerze’de de hiçbir baltaya sahip olamadığı halde kendilerini önemli insanlar olarak nitelendiren bir grup insan bulunuyor. Önemli insan dediğime aldanmayın lütfen, bu insanlar her an her yerde karşınıza çıkabilecek türde birçoğu işsiz olmakla beraber farklı meslek gruplarına mensup kimseler.

Kendilerini önemli olarak nitelendiren bu insan gruplarının başını, siyasi partilere üye olarak promosyon takım elbise giymeye hak kazandığını düşünen kimseler çekiyor. Birkaç mitingde veya toplantıda boy gösterdikten sonra verdiği oylar karşılığı geçici olarak bir iş imkânı sağlanan veya işyeri açmasına katkıda bulunulmuş önemli önemsizler. Üstelik bu gruptaki insanların birçoğu seçim zamanı parti binalarına ilk kez adımını atmış ve cebine beş kuruş daha fazla para girebilmesi için iç savaş veren ve bu uğurda herkese şirinlik yapabilecek en yakınındaki dostlarını bile harcayabilecek yapıdaki mükemmel karaktersiz oyunculardan oluşuyor.

Önemli demişken sendikalara üye olan vatandaşlarımızın kulaklarını çınlatmadan geçmeyeyim. Sendikalar, üyelerinin ücretler, çalışma şartlan, ekonomik ve sosyal pozisyonlarını geliştirme amacı güden kuruluşlar olarak tanımlanmıştır ve birçok insanın da bağlı bulunduğu bir sendikası vardır. Fakat bu sendikaların Türkiye gündemine oturan konuları çalışma programlarına dâhil etmeleri ve bunu eyleme dönüştürme biçimleri herkesin dikkatini fazlasıyla çekiyor. Toplumu yakından ilgilendiren konuları ele almak ve bu konuda farkındalık yaratabilmek önemli fakat mum yakarak bunu tepkiselleştirmek kim ne dersin yanlış.

Partilere ve sendikalara üye olmuş ve üyelik amacından sapmış birçok şaşkından başka önemli insan yok mudur, tabii ki vardır. Sokakta dolaşırken burnu düşse eğilip yerden almaya tenezzül etmeyecek bu kimselerin özelliği tamamen elde etmiş oldukları maddi kazanımlardan kaynaklanır. Bu kazanımların başında da klasik ve bir o kadar basit bazı ölçütler gelir: evler, arabalar, arsalar vs. Bu kazanımların birçoğu aileden miras kalmıştır veya kalacaktır. Ailesinin alın teriyle kazanıp dişinden tırnağından artırarak elde etmiş olduğu birikimi gözünü kırpmadan savuran bu insanlar, hayatlarında hiçbir zorluğa karşı mücadele etmek zorunda kalmamış ve herhangi bir sorun ile karşılaştığında da ailesine ağlayıp sızlayarak çözüme ulaşmıştır. Kendilerini önemli zanneden bu grup için hatırlatılması gereken tek cümle şudur: Eşeğe binip hava atan, ata binerse aklını kaybeder.

Asıl mesleği başka yaptığı iş başka olan insanlar vardır ve hayat bazen insanlara bunu yapmayı gerektirebilir. Önemli olan bu işi yapmaya çalışırken kimsenin karşısında eğilip bükülmemek ve bilmediğini inkâr etmemekten geçer. Birileri gerçekten layığıyla işini yapar, birileri de diğerinin yapmış olduğu işten nemalanmaya çalışır. Kraldan çok kralcı olan bu insanları toplumda önemli kılmaya yetmeyecek o tek ortak nokta, nasıl düşünüldüğünü önemsemeden her yüksek mevkideki yetkiliye türlü şirinlikler yapmak. Her yerde olduğu gibi Gerze’de de vardır ve birileri gerçek anlamda pofpoflanmaya alışmıştır.

Hayatımızın bütününü oluşturan yakın çevremizi ve akrabalarımızı es geçersek çok ayıp olur. Akrabanın da önemlisi ve önemsizi vardır. Kendilerinin işleri görülürken iyi gün dostu izlenimi yaratıp size bir şey olduğunda telefon ile arama zahmetinde bile bulunmayanlar gibi. Akrabalarımızı seçebilmek kendi elimizde değil fakat iyi ile kötüyü ayırt etmeyi reddeden insanlara da yaşadığı her şey müstahak. Minnet etmeyi bilmeyip nankörlük etmeyi ustalık haline getirmiş insanlara akraba demek bile önemli olur.

Toplumda birlikte yaşamak zorunda olduğumuz her birey kendi değerini kendisi belirler. Bu yüzden kendilerini her katıldıkları ortamda ispatlama ihtiyacı hisseden özgüven fakiri insanların hiç kimseden bir üstünlüğü yoktur. Tabii aynaya baktıklarında iki tane yüz görmüyorlarsa.

Sözlerimi burada noktalıyor ve herkese güzel bir hafta diliyorum. Saygılar.