GES’e SOSYOLOJİK BAKIŞ

   Eğer çözümün bir parçası değilsen, mutlaka sorunun bir parçasısındır...
   Bu bilimsel klişe gerçek hayattaki denklemler için de geçerlidir. Gerçek hayatta orta nokta diye bir yer yoktur. Eğer sadece sorunu irdeliyor ve hatta yeni sorunlara yol açıyorsanız, siz sorunun bir parçasısınızdır. Ne sorun, ne de çözüm beni ilgilendirmez diyorsanız; siz yine sorunun bir parçasısınız demektir. Ancak, sorunu yeterli düzeyde analiz ettikten sonra, soruna yol açanlara, sorunun kendisine, sizin gibi düşünmeyenlere veryansın etmek yerine, çözüm seçenekleri üretme ve uygulama yoluna gidiyorsanız, siz kesinlikle çözümün bir parçasısınızdır.
   Türkiye’deki insanların çoğu, ne yazık ki, sorunun bir parçasıdır. “Karanlığa küfür edilecek dendi mi, kıyamet gibi insan toplanır” bu ülkede; ama, içlerinden bir ikisinin aklına gelir mum yakmak. Sorunlara bilimsel yaklaşım için kişi şu sorulara cevap arar:
   1.       Sorun tam olarak nedir?
   2.       Sorun diye adlettiğimiz şey gerçekten bir sorun mudur?
   3.       Sorun neden veya nelerden kaynaklandı?
   4.       Sorunun tüm bileşenlerini biliyor muyum?
   5.       Aynı sorunla daha önce karşılaştık mı? Karşılaştık ise, ne oldu?
   6.       Bu sorun mutlak bir çözüm gerektiriyor mu?
   7.       Çözüm seçenekleri neler olabilir?
   8.       Çözümlerden hangisi kalıcıdır?
   9.       Hangi çözüm hızlı ve etkin bir sonuç sağlar?
   10.   Çözüm başka sorunlara yol açabilir mi?
 
   Türk insanının sorunlara yaklaşımı ise, soruların cevabı tarzında değil, kişisel yorumlar şeklindedir:
   1.       Sorunu kim çıkardı?
   2.       Sorunun devam etmesine katkıda bulunanları bulmak lazım,
   3.       Sorunun falanca parti ile ilişkisi vardır kesin,
   4.       Sorunu çözmek için, illaki sorunu tam olarak anlamak gerekmez,
   5.       Bu sorunu benden başka kimse çözemez,
   6.       Bir çözüm ne kadar iyi olursa olsun, muhaliflerden geliyorsa bu kabul edilemez,
   7.       Uğraşıp kalıcı ve etkin bir çözüm bulacağımıza; geçici rahatlama sağlayacak basit çözümlerden bir sürü üretiriz,
   8.       Bir sorunu başka bir sorunla örtmenin hiçbir zararı olmaz,
   9.       Zamana bırakalım, bakarsın kendisi çözülür,
   10.   Çöz çöz bitmez bu sorunlar, hiç uğraşmayalım.
 
   Gerze’nin şu anki esas sorunu termik santral kurulması değildir ve nasıl böyle bir imaj edindirildiği de meçhuldür. Bu, düz mantıkla şu çıkarıma gelir: “Termik santral kurulmazsa, Gerze’nin önemli bir sorunu kalmaz,”. Bu mudur yani: "Her şey harika giderken, birden termik santral denen bela çıktı başımıza". Nasıl bir içgörü yoksunluğudur bu? Nasıl bir farkındasızlıktır? Gerze’nin gelir kaynağı nedir? Herhangi bir şey üretir mi Gerze? Gerze’ye herhangi bir yatırım yapılmakta mıdır? Gerze’nin şirin ve güzel bir kasaba olması, içindeki insanların karnını doyurur mu?
   Kocaeli ili sahilinde, bundan 30-40 sene önce balık tutuluyor, denize giriliyormuş… Bu gün ise, sanayi tesisleri yüzünden aktivitasyonlarda azalma yaşanmaktadır, neden? Türk ekonomisini ayakta tutan fabrikalar nedeniyle. Bu fabrikaların geliriyle kimler besleniyor? Gerze de dahil, tüm Türkiye. Kocaeli ilindeki insanların sosyoekonomik düzeyi nasıl? Türkiye ortalamasının çok üstünde. Kocaeli ilinde oturanlar insan evladı değil mi? Bildiğim kadarıyla onlar da insan ve onlar da Türk vatandaşı. Peki, bu Gerze’lileri bu kadar özel yapan nedir? Kocaeli ve diğer illerdeki fabrikalardan çok çok az zararlı olabilecek bir termik santralin kurulmasına itiraz eden Gerzelilerin itirazı da şu anlama gelir: "Ben güzel kasabamı en ufak bir riske sokamam (sanki Bodrum), memleketin başka yerlerine ne olursa olsun,  ben hazır yerim, gerisine de karışmam". Tabii Gerze, tabii…
   Termik santral karşıtı eylemler içinde hiç fakir fukara adam var mıydı, o da ayrı bir merak konusu… Çünkü aç adama biraz zor anlatırsın bunu. Gidip desenize aç bir insana, “Bak, karnının doyması, çevremizin güzel kalmasından daha önemli değil, tamam mı?” diye. Kafanıza sağlam bir nesneyi indiriversin oracıkta. Aç adam için tertemiz ve yeşil bir doğada yaşamak hiçbir şey ifade etmez, bunu unutmayınız. Almanya’da yaşayan gurbetçilerimiz, kaliteli santralin doğaya zarar vermediğini zaten biliyorlar.
    Bir de, şu termik santral işi ideolojik boyuta taşınmasın lütfen. Ne kadar anlamsız, ne kadar gereksiz bir şey. Türkiye'de her tartışma,  sonunda sağ-sol çatışması haline gelmek zorunda mı? "Sağcılar asla iyi bir şey yapmaz," diyen solculardan ve tersini iddia eden sağcılardan ne zaman kurtulacak bu memleket? Bu arada, aklıma geldi de, Anadolu Grubu yetkililerine de hiç sormadım,   sağcı mısınız, solcu musunuz diye…!
    Sonuçta, tavsiyem şudur ki, Gerze’nin sorunlarına bilimsel yaklaşımla bir çözüm bulmaya çalışalım, klasik Türk politikacıları gibi değil…
Esen Kalın

Hasan Vehbi Ersoy
YORUM EKLE
YORUMLAR
aman ne sosyolojik ne sosyolojik
aman ne sosyolojik ne sosyolojik - 13 yıl Önce

lojik eki ile anlamlı bir yazı yazdığını zanneden bu arkadaşı bir sosyolog olarak esefle kınamaktayım alan araştırmasını anladığım kadarıyla yakın ve kendince düşünenlerden yapmış olan bu zatın mühendis olduğunu yazılarından öğrendim. sadece şunu belirteyim. ben çevre ile dostuyum doğayı benden ayrı benim dışımda bir olgu gibi algılamaya çalışmıyorum. para belki buğday un ekmek almanı sağlayabilir ama zehir solumak ne demektir yatağandan biliyorum. senin son teknolojine gelince kafası karışmış güzel kardeşim bak elimizde danıştayın yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen hala çalışmayan filtrleri ile beni astım yaşadığım çevrede bir çok insanı (istersen istatistikte verebilirim) solunum yollarından hasta kılan bu zehir yatağını yıllarca düzeltmeye çalıştık ama olmadı ne kanun ne demokrasi yetti yetmeyecekte maalesef. diyecem şu uzun lafın kısası. ne ile yaşadığına dikkat et aklınla ruhunla mı? cebindeki dolarlarla mı?

sorun cözme
sorun cözme - 13 yıl Önce

20 senedir gerzede yasiyorum gerzze bi kac sol görüslü ve bir kac zenginin elindee oyuncak malesef .. sol görüslü olup ve de termik karsiti olan kac kisiden duydum bu termigi yaykila degilde töngel sokagi yakinlarina yapilsa kimse bi sey demiycek ti diye:))))
şimdi soruyorummm ha yaykil haa töngel sokagi yakini bu nasil anlayis .... termige karsi olanların ben inadina inadina mucadele verdigini düsünüyorum karsiyiz dediler yaaa ... bunlar sorun cözme degil sorun yaratmaktan baska bi sey bilmezler. haaa direniss atesi yakmislar ... diren diren nereye kadarr ?? yaykil köylüsü topragini satmisss... eyyy gerzeliii !! size ne oluyor ordaa ???? ordaki insanlar sadece kendilerini kanitlama cabasindalar diye düsünüyorumm ve kesinliklede yanilmiyorum gerze ordakileri taniyorr.... ben ordaki atesinde sosyo psikolojik bir durum oldugunu düşünüyorum :)))

muhammed
muhammed - 13 yıl Önce

beyninize kaleminize sağlık hasan bey. bizler sizin kıymetinizi biliyoruz.
Allah işinizi hayırlı etsin.
muhammed

hasan vehbi ersoy
hasan vehbi ersoy - 12 yıl Önce

benim yatağanlı güzel öğretmenim, bende zonguldak merkezdeyim,esefle kınadığının ne olduğunu anlamamışsın,makaleyi iyice oku ve anlamaya çalış, onu öğretmen yazmadı...

Frumious Bandersnatch
Frumious Bandersnatch - 12 yıl Önce

onlar anlamadıklarını ancak lanetlerler.