AFŞİN-ELBİSTAN A-TERMİK SANTRALİNE BEN DE KARŞIYIM! 

Sanırım uzun bir süre önce Afşin-Elbistan’a giderek oradaki eski teknolojili termik santrallerin içler acısını gören ve haber yapan duyarlı Gerzeli vatandaşlarımızı ve bu haberi tekrar yayınlayan gazeteyi kutluyorum. Bu santrallerde kullanılan eski teknolojilerin bölgede çevresel facialara yol açtığı malumlarımızdır. Ancak, tabi ki yerinde görmek ve bilhassa orada yaşayan vatandaşlarımızın durumlarını paylaşmak bağımsız haberciliğin, sivil toplum örgütlerinin ve duyarlı vatandaşlarımızın toplumsal sorumluluğudur.

Bununla birlikte, orada yaşananları paylaşmak ne kadar doğruysa, 25-30 sene öncenin şartlarıyla ve teknolojisiyle kurulmuş, çok düşük kaliteli, kül ve kükürt oranı çok yüksek kömür yakan ve günümüzde teknolojisi çoktan terk edilmiş miadı dolmuş bu santralleri, yüksek kaliteli kömür yakan yeni nesil santraller ile bir tutmak da bir o kadar yanlıştır.  

Günümüzde Avrupa ve ABD’de kurulmakta olan santraller Temiz Yanma Teknolojisine dayalı Süperkritik tesisler olup planlanan ve inşası devam eden bu teknolojiye sahip santrallerin kapasitesi Avrupa’da yaklaşık 30.000 MW, ABD’DE ise 25.000 MW civarındadır. 

Unutulmamalıdır ki; Türkiye’nin de yeni, modern ve son teknoloji ile kurulacak santrallere kavuşması demek Afşin Elbistan gibi 30-40 yıl öncesinin teknolojisi ile kurulan, baca gazı arıtma tesisi olmayan, eski ve çevreye zararlı santrallerin kapatılması, bu santrallere olan mahkûmiyetimizin sonu demek olacaktır!  

Türkiye’nin elektrik ihtiyacını karşılayabilmesi için yılda 8.000 saat ve üzeri elektrik üretebilecek baz yük santrallerini ivedilikle ihtiyacı vardır. Rüzgar enerjisi santralleri (RES) yılda 2.500-3.000 saat, hidroelektrik santralleri (HES) ise 4.000-6.000 saat çalışabilir (rüzgar ve suyun emre amadeliği ancak bu kadardır). Dolayısı ile RES ve HES’ler, mutlaka aynı kapasitedeki baz yük santralleri ile yedeklenmelidir ki, bu durum ancak ihtiyacından fazla elektrik üretebilen ülkelerde (Almanya gibi) söz konusu olabilir.  

Ekonomisi hızla gelişen ve elektrik tüketimi giderek artan ülkemizde ise bu durum ancak 2030 yıllarına doğru gerçekleşebilecektir, tabii ki ancak termik santral yatırımları bu hızla devam ettiği takdirde! 

TEİAŞ’ın projeksiyonlarına göre de 2016-2018 yılları arasında Türkiye’nin elektrik üretimi elektrik talebini karşılayamayacaktır. Gerekli yatırımlar yapılmaz ise bu bizim için Karanlık Çağ’ın başlangıcı olacaktır.  

Tüm bu konularda fikir alışverişi için  hemşerilerimizi Bilgilendirme Ofisimize bekliyorum. 

Zafer Kadir GENÇSOY 

Makina Yüksek Mühendisi

Gerze Gündem Haber