Sinop Kadın Platformundan Basın Açıklaması

ERKEK EGEMENLİĞİNE, KAPİTALİZME, SÖMÜRÜYE, GÜVENCESİZLİĞE, ŞİDDETE ve SAVAŞA KARŞIDİRENİŞİMİZİ ve DAYANIŞMAYI SÜRDÜRÜYOR MÜCADELEMİZİ BÜYÜTÜYORUZ!

Sinop Kadın Platformundan Basın Açıklaması

8 Mart, kapitalizmin tarihsel süreçte, kadın ile ihtiyaca bağlı olarak “ucuz emek – kutsanmış annelik” arasında kurduğu ikiyüzlü ilişkinin neoliberal politikalarla ülkemize yansımasının dayatıldığı bir dönemde, kadının varoluş mücadelesi için tarihsel bir anlam kazandığı gündür.

 Bizler bugün, 8 Mart mücadelesinin haklılığından aldığımız cesaret ve güç ile erkek egemen zihniyetin yarattığı ekonomik, siyasal ve sosyal kuşatılmışlığı kırmak, umut ve güven dolu onurlu bir geleceği kurmak, kaybettiklerimizi kazanımlara dönüştürmenin güçlü adımlarını örgütlemek için bir araya geliyoruz…

 SLOGAN- HER GÜN 8 MART HER GÜN MÜCADELE

 Biz kadınlar, yüzyıllardır kapitalizmin ve erkek egemenliğinin yarattığı güvencesizliği, yoksulluğu, işsizliği, şiddetin her türlüsünü, savaşı, ırkçılığı ve militarizmi en yoğun ve en ağır biçimiyle yaşayanlarız. Küresel ekonomik kriz, savaşlar ve yaşamlarımızı kuşatan muhafazakârlık biçimleri ile sürekli yeniden üretilen şiddet, cinsiyetçilik ve ırkçılığa maruz kalıyoruz.

 Bizler, kadın ve erkeği eşit görmediğini açıklayan; kadının kimliğini reddeden, eril, iktidarını her gün yeniden üretmek için kurguladığı aile içine hapseden, “fedakâr anne, iffetli eş ve sigortasız işçi” haline getiren; kürtaj yasağı, çocuk doğurma baskısı altında bırakan; ırkçı, gerici, piyasacı politikalarla eğitim ve sağlık başta olmak üzere temel haklarına ulaşmasının önüne geçen AKP politikalarına karşı sözümüzü söylemek için bir araya geliyoruz.

 SLOGAN- AKP ELİNİ BEDENİMDEN ÇEK

 Ülkemizde, kadın cinayetlerinin yüzde 1400, cinsel taciz ve tecavüzün yüzde 38, cinsel istismarın yüzde 53 oranında artışına yol açan kadın düşmanı politikaların birinci elden sorumlusu erkek egemen AKP iktidarı ve uyguladığı kadın düşmanı politikalardır. Kadınların özel ve toplumsal yaşamda yükselttikleri hemen her itiraz, karşı duruş erkek- devlet-polis şiddeti ile bastırılmaya çalışılmaktadır. Kadınların insanlık dışı yöntemlerle, vahşice, toplumun, devletin gözü önünde öldürülmesi ve artan kadına yönelik şiddetin faillerinin yargı eli ile tahrik adı altında indirimlerle serbest bırakması kadınları öldürenleri cesaretlendirmekte, kadın cinayetlerini körüklemektedir Kadınlar yaşamın her alanında ayrımcılığa, baskıya şiddete ve sömürüye maruz kalmakta ve bunun “kader” olarak kabul edilmesi gerektiği vaaz edilmektedir.

 

SLOGAN- ŞİDDETE TACİZE TECAVÜZE SON

 Hükümetin ürettiği tüm politikalar ve buna bağlı olarak çıkarılan yasaların tamamının fikri alt yapısını ” kadın erkek eşit değildir ve kadının asıl yeri aile içidir, evidir” anlayışı oluşturmaktadır. Son olarak Kadın Bakanlığı‘nın kaldırılarak yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı‘nın kurulması aynı yaklaşımın sonucudur.

 Kadın olduğumuz için çalıştığımız işyerlerinde bir taraftan yükselme ve terfilerde ayrımcılığa maruz kalırken diğer taraftan tacize, şiddete ve mobbinge uğramaktayız. Bütün bunların yanında, sosyal devletin sorumluluğu olan ve toplumsallaşması gereken ev işleri, çocuk, yaşlı ve hasta bakımı vb. sadece kadınların yapması gereken işler olarak hala dikte edilmektedir. AKP Hükümetinin bir yanı ile piyasacı diğer yanı ile gerici politikaları biz kadınları toplumsal yaşamdan dışlayarak eve hapsetmeyi hedeflemektedir. Bir taraftan sosyal haklarımız kısıtlanırken diğer taraftan işyerlerinde ücretsiz kreşlerin olmadığı koşullarda, bizlere yapılan “en az üç çocuk doğurun” telkinleri sosyal rolümüzü ev-çocuk-yaşlı bakımı üçgeni olarak tanımlamaktadır.

 SLOGAN- MUTFAKLARI TERK ETTİK ALANLARDAYIZ

 Kadına dönük her türden ayrımcılık ve şiddet ortamını temellendiren nedenler savaş durumlarında güçlenir. Eril kavramlar olan militarizm, ırkçılık ve milliyetçiliğin kendini var ettiği ekonomik ve siyasal temel, kadın düşmanlığını üretmekte ve beslemekte, savaşlar ve silahlanma politikaları kadınlara kan-gözyaşı-acı-tecavüz-göç olarak yansımaktadır. Ülkemizde 30 yılı aşkındır süren çatışmalı dönemin en fazla mağdur olan kesimi çocuklarını, eşlerini bu savaşta kaybeden, kadınlardır.Ana dilini konuşamayan, kültürünü yaşayamayan kadınların mağduriyeti katlanarak artmaktadır. Savaş kadınları yoksullaştırmakta, şiddeti arttırmaktadır. Buradan hareketle tüm savaşlarda mağdurun kadınlar olduğunu bilerek bir kez daha barış diyoruz. Yaşadığımız acıların bir an evvel son bulması için bugün bir kez daha filizlenen barış umutlarının heba edilmemesini istiyoruz. Yıllardır dünyada ve Türkiye de şiddetin devre dışı bırakılarak diyalog ve müzakere ile sorunların çözülmesi noktasında mücadele yürüten kadınlar barışın teminatıdır bu sebeple karar verme süreçlerine kadınlar daha fazla dahil edilmelidir.

 SLOGAN- KADINLAR SAVAŞ İSTEMİYOR

Bizler, kapitalist sisteme, erkek egemenliğine ve bunların bileşik sonuçları olan çifte ezilmişliğe ve çifte sömürüye bir kez daha hayır diyor ve başta;

 §  Kadın bedeni üzerindeki tüm söz ve karar haklarının kadına ait olduğunun kabul edilmesini, siyasi iktidarların kadının bedeninden elini çekmesini,

 §  “Kadın”ı aile ve namus ile kurumsal olarak da özdeşleştirilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı‘nın kaldırılarak Kadın ve Eşitlik Bakanlığı‘nın kurulmasını,

 §  Kadını eğitimden, yaşamdan koparan, çocuk gelinleri meşrulaştıran, çağdışı gerici yaklaşımın son örneği 4+4+4 eğitim düzeninin kaldırılmasını,

§  Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi görünen esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya son verilmesini,

§  Militarizmin ve savaşın en çok kadınları etkilediği bilinci ile barışın bir an önce demokratik yollarla sağlanması,

§  Eşit işe eşit ücret ve insanca yaşanmasına olanak veren “yeterli ücret” verilmesini,

§  Sendikalaşma ve örgütlenme önündeki her türlü yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını,

§  Ev işçisi ve ev eksenli çalışan kadınların emeklerinin görünür kılınarak sosyal güvence kapsamına alınmasını,

§  Çocuklarımızı güvenle bırakacağımız ücretsiz, sağlıklı kreşler ve bakım evlerinin sağlanmasını,

§  Başta cinsiyet ayrımcılığı olmak üzere her türlü sömürü ve ayrımcılığa son verecek eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa hazırlanmasını,

§  Şiddete uğrayan kadınların korunmasını ve kadın cinayetlerinin engellenmesini,

§  Eşitlik ve özgürlük talebi ile mücadele yürüten kadınlara yönelik gözaltı ve tutuklamaların son bulmasını,

§  İşyerinde, sokakta, evde kadına yönelik taciz, tecavüz ve mobbingin son bulması için düzenleme yapılmasını,

§  Kadından yana imza atılan uluslararası sözleşmelerin uygulanmasını

§  8 Mart’ın resmi tatil olmasını İSTİYORUZ!
Cumhuriyet Meydanındaki basın açıklamasının ardından Yakupağa konağındaki fotoğraf sergisi gezildi.
Haber:Nurgül Gençay
































 

          


Gerze Gündem Haber

Güncelleme Tarihi: 09 Mart 2013, 15:23
YORUM EKLE
YORUMLAR
Nihal
Nihal - 11 yıl Önce

kadın ve erkek eşit değil,eştir.birbirlerinin yerine geçmek için değil,birbirlerinin yanında durmak için vardırlar.
bu basın açılaması buram buram kin ve nefret kokuyor.ülke bir buhranın içindeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.sormak lazım oradaki hanımefendilere 10 yıldır hangi yaşam standartları değişmiş,hangi alışkanlıkları sekteye uğramış?
ben bu tür açıklamaları ülke geleceği adına vurulmuş bir darbe olarak görüyorm.bunun altında yatan gizli mesaj, ekonomik özgürlüğünü eline alan kadının en ufak bir tartışmada çekip gitmesi,sonra dağılan yuvalar,parçalanmış çocuklar ve kaçınılmaz son !siz özgürlük nidaları attıkça kadın, erkeğin gözünde değerini yitiriyor.örnek eşler,örnek yuvalar ortadan kalkıyor.çocuk yapmayı istemeyen,önce kariyerim diyen ebeveynler bu milletin kökünü kurutmaya çalışıyor
bırakın kadınları düşünmeyin.islamiyet onlara zaten hakkettiği değeri sunmuş.hatta cennete giden yolu onların ayaklarının altına vermiş.bunlarla ancak kendiniz gibi düşünenleri kandırırsın!

halaysız
halaysız - 11 yıl Önce

aaaa halay çekilmemişmi yada fotografı yok.eğer halaysız geçtiyse gerçekten çok ilginç.millet olarak herşeyde heryerde halaya meraklıyızda tuhaf geldi

FARUK ŞAHİN
FARUK ŞAHİN - 11 yıl Önce

benim sözüm belediye başkanına olacak sayın başkanım siz 8 mart dünya emekçi kadınlar gününü belli bir ideolojiye sahip stk ların düzenlemiş olduğu sözüm ona kutlama olan fakat basın açıklamasında kendilerinden farklı düşüncelere olan kinini kusanlarla değil bir belediye başkanı olarak gerze de bulunan her görüşe sahip kadınlara hitap edecek şekilde yani bütün gerze kadınlarını biraraya getirecek programlar yapmanız gerekiyor belediyenin halkla ilşkiler birimi ne yapar bu şekildeki özel günlere has programlar buna benzer çalışmalar yapmazki bu çalışmalardan şu çıkıyor hiç bir zaman devleti ülkesi ile barışmamış bu stk lar çeşitli eylem yürüyüş düzenler belediye başkanımızda boy gösterir.unutmayın siz eğitim-sen in halk evlerinin add nin vs. nin değil mevcut tüm gerze halkının belediye başkanısız işin özü buram buram ideoloji kokan insan odaklı değil ideoloji odaklı olan bu tip çalışmalara katılırken daha hassas davranmanız daha olumlu bir iş olacaktır düşüncesindeyim. faruk şahin

banner381
SIRADAKİ HABER