Halkla Bütünleşmek, Kolay Mı?

            Çok değerli Gerze Gündem Okurları:

            Ben bu yazımda, başkaları için verdiği öğütleri, kendisine uygulayamayanlar için bir söz var ya: “ Halka Verir Talkımı, Kendi Yutar Salkımı.” Sözlerini, anlayanlara olabilir diye aşağıdaki yazımı kaleme aldım…

             İnsan için bilgilenme okumakla elde edilir. Sanırım bu görüşe hepiniz katılırsınız!

            Okumak, zihin kısırlığının başlıca ilacıdır derler! İnsan çok defa, hele gençken orijinalliğe heves eder ve hiçbir kimsenin düşünmediği şeyleri düşündüğünü sanır. Hele yazı yazmayı öğrenmek için çok okumak gerektiğini, nedense unutur! Hâlbuki zihin okumakla açılır, olgunlaşır ve gelişir!

            Öyle ya:

            İnsanlar yaşadıkları gibi düşünürler, yaşadıkları ortama göre de yaşam alanlarında toplumsal yapılar kurarlar! Yapı denildiğinde sakın binalar anlamayın! Ben toplumsal örgütlü yapılardan söz ediyorum. Bu kural insanlığın yaşadığı her toplum biçiminde insanlarca uygulanmış ve yaşanmıştır! Hala da yaşanmaktadır. Gelecekte de yaşanacaktır.

            Peki, insanlar düşündükleri gibi yaşamak isterlerse, ne yapmalıdırlar? Düşündüklerini hayata geçirebilmek için hayatın her alanın da kuracakları toplumsal yapılar doğrultusunda, kesintisiz mücadele etmek ve örgütlenmek zorundadırlar!

            Acaba bu bilinç halkımız da var mıdır? Bazen, vardır diyenler olmuştur! Ya da olabileceği sanılmıştır! Günümüzde hemen her kesim içinde yer almış, halktan her birey ya da o bireylerden oluşan örgütlü siyasi partiler, dernekler, sendikalar, sanki doğası gereği her zaman kendi içinde ve dışında birbirleriyle kavgalıdırlar!

            Hele örgütlenebilmiş toplum kesimleri, kendi doğrularından biran vaz geçip, ortak bir doğruda buluşup, şartları gözden geçirip, bir araya gelerek, hemen her konuda doğru bir tahlili objektif olarak neden yapamazlar! Ya da yapmak istemezler! Bilinmeli ki, doğru yapılan tahlil, sonuçta teşhisi kolaylaştırır. Doğru teşhis sonucu, tedaviye birlikte bir yerden başlanır!

            Halkla bütünleşmeyi düşünenler, kendi içinde ve dışında ideolojik kavgayı bırakarak başlamalıdırlar! Ortak ilkeler tespit edemeden, ne sorunları ne de çözüm yolları bulunabilir! Laf yapmaktan öteye gidemezler! Toplumsal yaşamda kargaşa devam eder gider!

            Tüm örgütler içinde, çok konuşma hastalığı diyebileceğim ve de bir türlü vaz geçilemeyen bu illetten biran önce kurtulmak gerekir! Daha doğrusu enerjimizi harcarken nasıl yapacaksak yapalım, zamanımızı inandırıcı olmak kaydıyla geniş halk kitlelerini ilkeli, tutarlı ve inandırıcı anlayışlarla bir araya getirerek bilinçlendirebilmek; bana göre HALKÇIYIM, DEMOKRATIM, İLERİCİYİM, YURTSEVER ve DEVRİMCİYİM diyebilenlerin öncelikli ortak ilkeleri olmalıdır diye düşünmekteyim! Böylece,  Halkla bütünleşebilmek de çok önemli bir adım atmış olabilirsiniz! Yoksa Cumhuriyet kazanımlarımız, Laiklik, mevcut olan özgürlülüklerimizi ve altmış yıldır elde etmeye çalıştığımız demokrasi mücadelesini de hızla kaybetmemiz kaçınılmaz olacaktır!

            Unutmayalım ki, Demokrasi bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimi, dışarıdan zorlama olmadan belli şekillerde davranmamıza dayalı, insanın iç disiplinini en çok gerektiren bir rejimdir. Demokrasi, birçok gelişmiş ülkelerde bedel ödenerek elde edilmiştir!

           Demokrasiye tahammülleri olmayan, Faşist ya da Şeriatçı Diktatörler, dışarıdan baskı yaparak bireyi zorla belli davranışlarda bulunmaya zorlarlar! Demokrasilerde Birey, başkalarına saygılı olmayı içinden gelerek gerçekleştirir. Unutmayalım ki, Demokrat Toplumlar bile, ancak Demokrat Aile bireyleri tarafından kurulur ve yaşatılır! Yolumuz bellidir! Gideceğimiz ve seçeceğimiz yol, ya Karanlıklardır! Ya Aydınlıklardır! TERCİH SİZLERİN EY HALKIM!

            Esen Kalın…

 

Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE
YORUMLAR
Necmettin Çakır
Necmettin Çakır - 8 yıl Önce

bence de, doğru olan bu..