Her İnsan, Sosyal Sorumluluk Taşımalıdır!

            Sevgili Gerze Gündem okurlarım,

            Sosyal sorumluluk sosyalleşme sürecimizin ürünüdür!” Hayat bir işinize yaramadıysa, boşu boşuna geçtiyse, onu yitirmekten ne korkuyorsunuz a be dostlar ve de yoldaşlar?”Bu söze bağlı kalarak, Sosyal Sorumluluğumuzu biraz açalım:

            İnsan kendine ve yaşadığı çevreye karşı sorumludur. Normal bir insan sorumsuz hareket edemez. Düşünen bir varlık olarak her insan kendi eylem ve işlerini denetlemek zorundadır!

            Düşünen bir insan, hangi davranışları yapması, hangi davranışlardan sakınması gerektiğini bilmek zorundadır. Sosyalleşme sürecinin bir sonucu olarak her insanda bir “Ben”lik kavramı gelişir. “BEN” bir bakıma kişinin aklını, mantığını, vicdan duygusunu temsil eder.

            İşte her insan,  bu “BEN”E karşı sorumludur. Bu sorumluluk, kişinin bütün eylem ve işlemlerinin akla, mantığa ve vicdan duygusuna uygun olmasını gerektirir. Bunun tersi ise, kişiyi kendine karşı sorumsuzluğa ve dengesizliğe götürür! Bana göre, insan kendine karşı sorumlu olması, “Sosyal Sorumluluğun” en başta gelen niteliklerinden biridir.

            Kişi önce kendi yakınlarına, sonra da çevresindeki diğer insanlara karşı sorumludur. Onların haklarına, hukuklarına saygı gösterir. Onların iyiliğini, mutluluğunu ister ve bu konuda onlara yardımcı olur.

             Kişinin bu doğrultuda davranış gösterebilmesi, Sosyal Sorumluluğun bir gereğidir. Kişinin başkalarına karşı sorumsuz ve kötü davranması, hem kendisinin hem de başkalarının huzursuzluğuna ve mutsuzluğuna neden olur. Başkalarına karşı sorumlu olmak “İNSAN” olmak demektir. Her normal insan, bu sorumluluğun gereklerini yerine getirmelidir!

            Kişi hem kendi içinde yaşadığı topluma, hem de başka toplumlara karşı sorumludur. Çünkü insan toplumun en değerli ürünüdür. İnsan kendi mutluluğunu toplumun mutluluğunda aramak zorundadır.

            Bireyin gerçekten değer kazanması, toplumun bir bütün olarak değer kazanmasına bağlıdır. Bunun için insan, her zaman toplumun yararını kendi yararından üstün tutması, sosyal sorumluluğun gereğidir.

            İçinde yaşadığı topluma ve bütün insanlara yararlı olmak ve katkıda bulunmak o kişinin çağdaş olduğunun kanıtıdır. Topluma karşı sorumsuz davranan bir kişi çağ dışı bir kafa yapısına sahiptir.

            Yaşadığımız toplum içinde bizlere verilen görev ve sorumluluktan kaçarsak bu çağ dışılığımızın utancını kendimiz duymasak bile, çocuklarımız, torunlarımız daha doğrusu gelecek kuşaklar bu olumsuzlukları duyacaklar ve de yaşayacaklardır! Bizlerden sonra gelecek kuşaklara aktarılan, böyle bir “Sosyal Sorumluluk” duymayan, insanlık dışı kötü bir miras bırakmak ister misiniz? Elbet istemezsiniz! Kim isteyebilir ki?

Ayrıca Tüm Okurlarımın, gelecek günlerde ülkece kutlayacağımız ”Şeker Bayramını” Şeker tadında geçirmelerini dilerim.

            Sevgiyle kalın.

            Ali Vacit TOKMAK

           

YORUM EKLE