ııı. Selim zamanında orta oyunu pek tutuluyordu. Karagöz de hoş söz söyleyici hazır cevap üstatlar yetiştiriyordu. Bunlar arasında ''Kasımpaşalı Hafız '' bilhassa belirtmek gerekir. Bir gece gene huzurda karagöz oynatılıyordu. III. Selim yakınları, beyleri, paşaları, nedimleri toplanmışlar, seyrediyorlardı. Oyun, karagözün kethüdası Hacivat Çelebi pazardan köleler, cariyeler satınalar, Karagözün konağına getirir. Karagöz gelen kölelerden birinin isminin selim olduğunu öğrenir. Yüksek sesle bağırıp kölesini çağırır;
__Seliiim!...
Perdede geçen bu olay buraya kadar tabii akımda devam etti. Fakat, Padişahın ismi de selim idi. Bir dalgınlığa gelip, benzerliği düşünülmeden , laübali söyleniş tarzı ile bu ismin Padişahı hiddetlendireceği tahmin edilmemişti. Karagözcü hafız efendinin '' Kellesinin koparılması içten dahi değildi. Nitekim karagözcüsünü seven Padişah, bunun üzerine şaka yapmak istedi, oturduğu yerden şu cevabı verdi;
__Lebbeyk (buyur) !...
Kasımpaşalı hafız yaptığı müthiş hatayı anlamıştı. Utancından kan-ter içinde kalmış idi, âmâ zekası sayesinde durumu kurtarma yoluna gitti. Karagözün karşısına o Selim adındaki köleyi çıkaracağına hemen Hacivat’ı çıkardı ve sanki oyun icabı konuşuluyormuş gibi , tabii bir şekilde Hacivat’ın ağzından cevap verdirdi.
__Ey Karagöz, huzuru şahanede öyle bir sürçü lisan ettin ki, bundan sonra ne düzeltilmesi, nede affı kabil. Şevketmaap efendimiz sana müsaade buyurdular. Artık tövbekar olup hacca gideceksin; haydi bakalım! sonrasında derhal perdenin arkasındaki şem'ayı söndürdü ve gölge oyununu sonlandırdı.
III. Selim sanatkar karagözcüsünü darıltmak istemedi;
__Hafız, vallahi gücenmedim diye seslendi. Muradım bir latife idi. kesme oyuna devam eyle!... Fakat Kasımpaşalı Hafız, utancından Padişahın yüzüne karşı çıkamadı. Onun anlayışına nazaran bir karagözcü herşeyden evvel zemin ve zamana göre söz söyleyen, zekalı olmalıydı ki bu üstünlüklerin kendisinde olmadığı kanaatiyle derhal mesleğini terk etti....! Edeb ya huu..! Temennilerimle;
Araştırmacı Yazar;
Volkan Yaşar Berber