Kabataş'ın Hadika Taşı

          Kabataş'ın tarihi 'Hadika'  rivayetine bağlanmıştır. Rivayete göre At meydanında Bizanslılardan kalma (Güngörmez Kilisesi) İstanbul'un fethinden sonra barut mahzeni yapılmıştı. 1489 senesi muharreminde bir yıldırım çarpması sebebiyle eski kilise parçalanıp birkaçı Adalara, biri Kızkulesi yakınlarına, en büyüğü Kabataş'a düşmüştü. Güngörmez kilisesinin Boğaziçi kıyılarına düşen Kabataş'a, III. Selim zamanına kadar sabit yerinde idi. Zamane Devlet erkanından Köse Kethüda Mustafa Necib Efendi taş yakınında bulunan yalısını tamir ettirirken yontturup bir iskele haline getirttirmiş olup sonrasında buraya yeni inşa edilen binaya temellik olarak vazife görmüştür.

           Eskiden beridir kayıkların yanaştığı sahil olan bu mekana Sultan Abdülmecid Han 1850 yılında bir liman inşaa ettirmiş olup Lima'nın inşa hatırası olarak bir yüzü deniz cephesine bakan diğer cephesi  küçük limana bakan üzeri yazlı abide diktirmiştir ki, Sutunün iki tarafındaki tarih kitabelerinde limanın inşasından sağlanan faydalar sayılmakta ve Abdülmecide dualar edilmekte olup şu yazmaktadır.

            

             Bu sulardan geçince furtuna hengamı kayıklar

             Hatrı hufu ile nasa gelürdu dehşeti uzma

             Kabataş oldu gevher parei emniyet derya

             Reha buldukça tendbaddan zevrakçeler bunda

             O şahı rüzgarın fitnesinden saklasın rüzgar

 

ve tarih beytinde de; Kitabenin deniz tarafında Abdülmecid sena edilmekte

             Bu menzume ile Ziver tam olursa nola tarihim

             Kabataş oldu bu liman ile bak cayı emniyet (1267)

 

[email protected]

Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar Berber

YORUM EKLE