KANLI VİYANA

     Türk ordusu tüm Avrupa yı titretiyordu. 1526 senesinde Mohaç meydan savaşını kazanan Türk ordusu, Macaristanın payitahtı olan Budin şehrine girmişti, İki sene sonrasında da Sultan Süleyman ordusuyla, Almanya İmparatorluğunun o zamanlar payitahtı olan Viyana şehrine kadar ulaşmıştı. Viyana şehri önlerinde yapılan kanlı mücadelede de beş Türk neferi Almanların bir pususuna düşerek drekt Viyana kumandanının karşısına çıkarılırlar. Kumandan esir getirenlere büyük mükafatlar vererek, beş Türk neferini sorgulamaya başladı.  İlk sualleri şu olmuştur,

 

      - Siz hangi paşanın askerlerisiniz?..

      lakin beş Tüek neferi cevap vermeyince iyice sinirlenerek haykırdı:

      - Size soruyorum!.. Hangi paşanın askerlerisiniz?.

      - Türk ordusunda kaç bin asker var?..

      - Türk ordusunda kaç top var?.

 

      Esirler, dilsiz gibi duruyordu. Viyana kumandanı oldukça sinirlenmişti bu tepkisiz davranışlarına, Karşısında duran beş Türk neferi bir şey söylememek için sanki dillerini yutmuşlarcasına  tepkisizceydiler. Viyana kumandanı derhal emir vererek karşısındaki esir beş Türk neferinin çırılçıplak soyulmalarının emrini verir vede öylede olur. en hafifi demir zincirli kamçı olmak üzere, çeşitli  işkencelere maruz bırakıldılar. Beş esir Türk neferinin yüzleri parça parça soyularak, kıpkızıl kana bulandı. Lakin muhtelif işkenceler karşısında bu yürekli beş Türk neferi gene gülümser ve sessiz durdular. Viyana kumandanı iyice sinirden afallamıştı tekrar emir vererek büyük çuvallar getirtti. Mehmedciklerden birini büyük çuvallardan birinin içine koyup ağzını bağladıktan sonra Viyana kalesinin üstünden Tuna kıyısının kayalıklarına fırlattılar.

 

      Fakat geride kalan cesur yürekli dört Türk neferinden en ufak bir aman dahi duyulmamıştı. Viyana kumandanı gene sordu:

 

       - Hangi paşanın askerlerisiniz?.

       - Türk ordusunda kaç bin kişi var?.

      Cevap alamayan Viyana kumandanı, ikinci, üçüncü, dördüncü mehmedcikleride büyük çuvallara koydurttu. Birbiri ardına Tuna'nın yalçın kayalıkları ardına ölüme fırlattırdı. Beşinci mehmedcik dile gelerek dedi ki, konuşacağım lakin evvela 'bağlarımı çözün , bir yudum su verin' dedi. Viyana kumandanını sevinç kapsamıştı derhal su verdirtti. Mehmedcik kana kana su içti ve gür sesiyle dedi ki;

 

         - Hey gafil düşman!... diye bağırdı.. Biz ölümden korkar olsaydık ordumuz buralara kadar gelebilir miydi?.. Peşisıra aniden sıçrayarak candaşlarının yanına kendini salıverdi.

 

[email protected]

Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar Berber

YORUM EKLE