Öğrenmeyi, Öğretebilmek!

Sevgili Gerze Gündem Okurlarım:

            Geçmişte ve günümüzde birbirinden etkilenen öğrenci ve öğretmenlerimiz yaşam boyu; kitap okumaya, okuduklarını anlamaya ve anladıklarını yorumlamaya da zaman ayırıp yer verirler mi diye düşünüyorum!

            Bildiğim kadar öğretmen öğreten değil, öğrenmeyi öğrencisine öğreten, yol gösteren olmalıdır. Çünkü öğretmen olan öğretmen, çağın gidişini kavramanın bilinciyle, okuduklarının değerini, erişilmez güzelliğini KİTABIN içindeki bilginin derinliklerinde yol almanın aracı olduğunu kavratma sorumluluğunu da yüklenmiştir.

            Benden önce ve benim dönemimde öğretmenin öğretmen olduğu dönemlerde, öğretmenin yaşadığı toplumda belirgin bir ağırlığı ve saygınlığı vardı. Bugün bu ağırlığı ve saygınlığı görmek ve hissetmek olanaksız! Çok neden sayabiliriz!

            Günümüzde öğretmen, yol gösteren olarak çok iyi yetiştirilebiliyor mu? Şu gerçek çok iyi bilinmeli! Herkes öğretmen olamaz! Ama bizim ülkemizde oluyor! Niteliksiz insanlarla kadrolar günümüzde dolduruluyor!

            Geçmişte çağdışı kafalar önce Köy Enstitüleri’ni sonra Öğretmen Okullarını kapatarak öğretmenliği önemsemedikleri gibi kendi dünya görüşlerine göre öğretmen yetiştirmeyi amaç edindiler!

            Geçmişte olsun, günümüzde olsun hemen her dönemde öğretmenlik; yöntemli olmayı, çağdaş ilkelere bağlanmayı, bilginin özüne inmeyi, sanatsal incelikleri kişiliğinde taşımayı zorunlu kılar. Bu nitelikleri özüne sindirmiş, öğretmenin öğrenciler üzerindeki etkisini bir düşünün?

            Böyle bir ortamda yetişen bir öğrenci kitaptan uzak durabilir mi? Her gün sanat ve bilim yolunda adımlar atmaz mı? İnsanı, insan varlığının özünde daha derinliğine kavramaya çaba göstermez mi? Ama bugün ülkemizde bu doğrultudaki çalışmalar nasıl olacak?

            Öğretmenin öğretmen olduğu dönemlerde yılda onbinlerce kitap basılır, dağıtılır ve okunurdu. Günümüzde baskı sayısı nedir? Bilen var mı? Çok gülünç bir rakam karşımıza çıkıyor. Bu rakamı açıklayarak sizlerin moralini bozmak istemiyorum! Okuma alışkanlığı, günümüzde OKUMAMA alışkanlığına dönmüştür!

            Kitap okumayan öğretmeni ve velileri olan ülkede, öğrencisi kitap okur mu? Öğrencisine öğretmen kitap okumayı sevdirebilir mi? Ana baba olarak kitap okuma alışkanlığı olmadığına göre, durum hiç iç açıcı değildir! Kitap pahallılığı da, zaman bulamamakta subjektif bahanelerdir! Açıkçası durum vahimdir!

            Öğretmen arkadaşlarım bana kızsalar da, hatırlatmak zorundayım! Mesleksel birikiminizin okul çatısı altında gelişmesi olanaksızdır! Zamanınız çok, ama birikime ulaşma yolunda çaba harcıyor musunuz? Kendinizi bu konuda eleştirerek bir değerlendirin! Belki ben yanılmış olabilirim!

            Gözlem ve izlenimlerim sonunda köşemde önce insan, sonra emekli bir öğretmen olarak bazı şeyleri söylemeyi ve yazmayı seçtiğim için değil; onları belli biçimde söylemeyi seçtiğim için yazmaya çalıştım! Sanırım benim ne demek istediğimi anladınız!

Çok Değerli Okurlarım, önümüzde 16 Nisan 2017 gününde tarihi bir referandumda ülke kaderini belirleyecek; evet ya da hayır oyu vererek tarihi bir sonucu belirleyeceğiz. Evet, verenler de Hayır verenler de bu ülke insanı. Sonuç ne çıkarsa çıksın kardeşçe ve barış içinde birlikte yaşamaya mecburuz.

Ben, referandum da Hayır oyu vereceğim. Parlamenter Demokrasiyi savunuyorum. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi bizim ülkemizin şartları ile örtüşmez. Cumhurbaşkanı taraflı olamaz. Taraflı Cumhurbaşkanı tüm Türkiye halkını kucaklayamaz! Sadece bu madde bile ülke insanlarının bölünüp parçalanmasını bizlere dayatacağını istemediğim için, benim sonuna kadar HAYIR dememi ve HAYIRI savunmamı gösteriyor. Kararım daha işin ta başından beri bu doğrultudaydı, hiç değişmedi. Değiştirmem de mümkün değil.

Referandum da çıkacak olan HAYIR, “ TÜRKİYEM VE TÜRK MİLLETİM” için Hayırlara vesile olmasını bütün benliğimle diler; tüm okurlarımı kayıtlı oldukları sandıklarda mutlaka oylarını kullanarak vatandaşlık görevlerini yerine getireceklerine inanıyorum.

Tüm İlçemde yaşamaya çalışan okurlarımın, sevgiyle hep birlikte gelecek hayırlı günlerde; umutlu, mutlu, sağlıcakla, dostça, sevgiyle, barış ve kardeşçe yaşamlarınızı sürdürmenizi dilerim.

Ali Vacit TOKMAK

           

           

YORUM EKLE