Osmanli Da Bekir Sübaşi Vakasi

1624 senesinde Osmanlı Devletinde Yeniçerilerin ve Azeblerin Ağası olan Bekir Sübaşı İran ile Osmanlı'nın birbirine çatışmasının en büyük sebebi görülmektedir. Azeblerin yüzbaşısı Mehmet Ağa Bekir Sübaşıya suikast teşebbüsünden bulunduğundan aralarında büyük kin vardı. Mehmet Ağa nın suikastı başarısızlıkla son bulunca zamane Vali Yusuf Paşaya sığınmışlarıdr. Bekir Ağa evvela kendisine suikasd için yüzbaşı ile birlikte beş yüz askerini ve oğlunu idam ettirmişti. Hatta Mehmet Ağa yı ve iki oğlunu kayığa bindirerek katranla yakarak dicle nehrin ortasında çıra gibi infaz etmişlerdi.

Bekir Sübaşı peşine sahte bir ferman yazdırarak Bağdat'ın kendisine verildiğini ilan etmesiyle vakayı tahrif ettirerek kendisini mazlum ve mağdur olarak itham ettirerek Bekir Paşa ünvanını aldı. Bunun üzerine emrivaki ve zorlayıcı uslüb karşısında İstanbul erkanı Bağdat'a Süleyman Paşa yı Vali atayınca, Bekir Sübaşı karşı çıktı. Talimatla Diyarbekir Valisi Hafız Ahmet Paşa ve o tarafın bütün sancak beyleri üzerine salındıysa da Bekir Sübaşı derhal muhalif karşılık vererek İran Şahıyla Kaleyi, valiliği kendisine verilmek suretiyle teslim edeceğine dair antlaşma yaparak Şah , karcıgay kumandasında ordu desteğinde bulunmuştur. Lakin İran kumandanının tellallarına ''Bağdat Şahındır. Bekir Han Şah kuludur'' bağırttırmasıyla, Hafız Paşa serdarlılığını kullanarak ''Bağdat Bekir Sübaşı'ya aitir.'' yazısını yazarak Bekir Sübaşı yaptığı hatayı anlayarak pişman olmuşçasına İran Kumandanına ziyafetler ve hediyelerle geri döndürmek istediyse de Karcıgay Han aşağılandığı gibi İran Şahı Abbas için artık ok yaydan çıkmıştı.

Bekir Sübaşı da Diyarbekir Valisi Hafız Paşa'dan yardım istese de artık geç kalınmış idi çünkü İstanbul'un bu olaya kayıtsız kalması yanında oğlu Mehmet, Şah Abbas'a haber göndererek şehri ve babasını size teslim kaydıyla kendisinin Vali yapılmasını arz etmesi kabul olmuştur. Şehrin küçük bir kapısının Şah Abbasa açılmasıyla tümden teslim olunarak Bekir Sübaşı derhal Şah Abbas'ın huzuruna çıkartılarak sorguya çekilmesiyle birlikte yedi gün yedi gece işkence sonunda dicle nehrinin ortasında katranla yakılarak öldürülmüştür. Şah Abbas bir süre sonra ''Babasına hayrı olmayanın bana ne hayrı olur '' diyerek Bekir Sübaşı'nın oğlu Mehmet'i Horasana sürdürtüp sonra öldürterek Bağdat'ta tüm Osmanlı askerini ve halkını kılıçtan geçirtmiştir.

[email protected]

 Araştırmacı Yazar

 Volkan Yaşar BERBER

YORUM EKLE