Osmanlının Türk Müzecisi

               Türk resim sanatı ve müzeciliğinin öncülerinden ve büyük simalarından Osman Hamdi Bey , 1842 yılı aralık ayının son günü İstanbul da doğdu. Babası Ethem Paşa, Avrupa ya öğrenim yapmaya giden ilk Türk öğrencilerindendi, iyi bir tahsil alarak yurda dönünce Viyana, Berlin gibi zamanın büyük dünya siyasetinin idare edildiği elçiliklerde görev almıştır. Sonunda Sadrazam devletin en yüksek makamına çıkmıştı. Baba oğlunun eğitimi için Küçük Osman Hamdiyi Viyana ya ve sonra da hukuk öğrenimi yapmak için Fransa ya götürdüler. Hukuk dersleri yanında Güzel Sanatlar Okulunda da eğitim alıyordu. Ressam Boulangerin atelyesin de resme çalıştı. Gerome gibi ünlü bir heykeltraşın yanında bilgisini artırdı. 

 
                Paris te zamanın çoğunu müzelere ve arkeoloji öğrenimine hasretti,paha biçilmez eserlerin çoğunluğu, kendi memleketinin topraklarından çıkarıldıktan sonra aşırılıp buralara taşınmış tarihi eserlerdi. 12 yıl sonra çok iyi bir öğrenim yapmış olarak memleketine döndü.Derhal Bağdata  ''Umuru Ecnebiye Müdürü '' vazifesiyle atanmıştır. İki yıl Bağdatta görev aldıktan sonra 1881 yılı eylül ayında , müze müdürlüğü görevi kendisine verildi. Bu suretle yüzlerce eski esere sahip depo vazifesini görmekte olan Çinili Köşkün eşyası ilk defa Hamdi Beyin bilgili ellerinden geçip, ilmi bir tasnife tabii tutuldu, kataloğu neşredildi. Bir müze oldu. 1883 te amaçlarından biri olan  ''Asarıatika Nizamnamesi '' ni yayınlamaya muvaffak oldu. Tabii bunun tepkisi de ilkin yabancı arkeologlar ve elçilerden geldi. Kazılardan çıkanları sorgu suale uğramaksızın, kendi malları gibi götürmeye alışmış bu şahıslar , kızdılar. Gerçi bir süre sonra İzmir in Efes kazılarından çıkan eserlerin hepsini Sultan Hamit'in Avusturya-Macaristan İmparatoruna armağan ettiği bilinmekteydi. Iraktaki kazılardan çıkarılanların da gene yabancılara peşkeş çekildiğide görülmekteydi.

 
              Sadece müze kurmakla her işin bitirilemeyeceğini anlayan Hamdi Bey, bunun yanı sıra , memlekette güzel sanatlar bilgi ve sevgisinin de yer etmesi gerektiği düşüncesini savunmaya başladı. Peşine Nefise Mektebini kurdu.  Okulun uygun yerlerine heykeller diktirdi. Arkeolojik kazılara başladı. Aydın ve Suriye dolaylarındaki kazılarda çıkarılanlarla şöhretini zirvesine çıkmıştı. Dünya basınında makaleler,övgüler ve teşviklerle Hamdi Bey doğru yolda olduğu kanaatiyle daha hırslanmıştı.Değerli Sanatsever Üstadların yetiştirilmesi temennisiylen;

[email protected]                        
Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar BERBER

 

YORUM EKLE