ÖZERK BÖLGE İHANETİ

  “Özerklik” diyerek halkını o coğrafyaya hapsetmek isteyenlerin ihanet içinde olduklarını görmek gerek. Kürtlerin yaşamakta oldukları feodal yapı içinde ağa, şeyh ve şıh baskısının mistik ağırlığı altında bireyselleşememiş bir toplum yapısının özerkliği ise, daha çok ağa, daha çok şeyh ve şıh baskısını öne çıkmasıyla Anayasa’mızdaki laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkeleri de ortadan kalkacağından, bölge insanı daha da fakirleşip emperyalizmin kucağına terk edilmiş olacaktır. Bu durum kimlerin işine gelmekte acaba?

  Ya batıdaki kürtler ne olacak? Edirne’de, İzmir’de, Sinop’ta kendilerini azınlık olarak hissetmeyecekler mi?

  Ülkenin bölünmesinden, dinsel ve etnik parçalanmasından yararlanacak olanları sevindirmemek adına, bu topraklarda demokratik hukuk devletiyle etnik kaosun önüne geçilerek, her insanın bir yurttaş ve birey oluşunun sağlanması kaçınılmazdır.

  Açılım ve benzeri söylemlerle dinci ve etnik ayrışmaya zemin hazırlayanlar, “özerk bölge” oluşumuna yeşil ışık yakarak oy hesaplarıyla kürt halkına ağa zulmünü, şeyh baskısını ve şıh üfürüğünü reva görüyor,  emperyalistlere “gel bu bölgenin kanını em,” çağrısı yapıyor demektir.

  Misak-i Milli Sınırları içindeki Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl ki birlikte kurduk ise, birlikte de yaşamalıyız. Başka yolu yok bunun.

Necmettin ÇAKIR

YORUM EKLE