Özgürlük-Eşitlik-Adalet-Dayanışma !..

Gerze Gündem Okurlarım:

Ülkemde, ilerici, demokrat, sosyal demokrat ve devrimci olmanın ölçütlerini, alt alta yazarak ayrı başlıklar altında açıklayabilirim! Ben yukarıda açıklamadıklarımı değil de; bunlardan CHP'yi de çok yakından ilgilendiren " Sosyal Demokrasiye" enine boyuna değinerek, okurlara bilgi akışını sağlayarak yararlı olmaya çalışacam!

Ünlü Siyaset Bilimci Andrew Heywood Sosyal Demokrasinin özelliklerini şu şekilde sıralamıştır:

1- Sosyal Demokrasi, liberal-demokratik ilkeleri onaylar ve siyasal değişimin barışçıl bir biçimde ve anayasal kurallar çerçevesinde olması gerektiğini kabul eder.

2-Özellikle bir zenginlik dağıtım aracı olarak düşünüldüğünde kusurlu bir sistem olan kapitalizm, yapısal eşitsizlik ve yoksullukla ilişkilidir.

3-Kapitalist sistemin bu kusurları ancak kamusal ve müşterek yararın koruyucusu olan devlet müdahalesi sayesinde giderilebilir.

4-Ulus-Devlet, kendi sınırları içinde iktisadi ve sosyal hayatı düzenlemede önemli bir güce sahip olmalıdır.

Yukarıda genel hatlarıyla tanımlamaya çalıştığım Sosyal Demokrasi kavramı, 20. yüzyılın ikinci yarısında Liberalizme karşılık kendisini yeniden tanımlamak suretiyle özellikle kıta Avrupası'n da önemli kazanımlar elde etmiştir.

Fakat 21. yüzyıla girerken bu kazanımların büyük ölçüde zayıfladığı söylenebilir. Çünkü Sosyal Demokrasi zaman içinde değişen toplumsal ve ekonomik koşullar karşısında kendisini yenileyemeyerek, Neo-Liberalizmin baskın politikaları karşısında zayıflamıştır!

BU DURUMDA LİBERALİZMİN TANITIMINI VE ÖZELLİKLERİNİ İRDELEYEREK ÖĞRENMEYE, ÖĞRETMEYE ÇALIŞALIM:-----------------

Basitçe ve kısaca Liberalizm, zenginliği yaratan şeyin bireysel çıkarların itici gücü olduğunu savunan ve bu nedenle bireye ve bireysel özgürlüğe büyük önem veren siyasal ideolojidir!

Devletin ekonomideki rolünün sınırlandırılması, serbest girişim, bireyin temel değer olarak kabul edilmesi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi ilkeler Liberalizm'in temel ilkeleridir.

Liberal görüşü savunanlar devletin ekonomik ve toplumsal hayattaki rolünün sınırlandırılmasını isterler. Özellikle bireysel girişimciliğe ve mülkiyet haklarının korunmasına önem verirler.

Feodal toplumdan modern topluma geçiş sürecinde gelişmeye başlayan Liberalizm; burjuvazinin, feodal ayrıcalıklara sahip aristokrasiye ve mutlak monarşilere karşı verdiği mücadelede filizlenmiştir!

Dolayısıyla Liberalizm, bugün siyasal hayatta karşımıza çıkan pek çok kavramın ( Özgürlük, Hukuk Devleti, İnsan Hakları Serbest Piyasa Ekonomisi vb.) düşünsel arka planını oluşturur.

Liberalizm'in siyasal hayata armağan ettiği birçok kavram, bugün demokrasinin ayrılmaz birer parçası olarak görülür. Hatta günümüzde demokrasinin " makbulü" önüne getirilen " Liberal" sıfatıyla anılır!

Siyasal hayattaki bu " tartışılmaz" gücü nedeniyle, günümüzde liberalizme getirilen eleştiriler onun siyasal boyutundan ziyade, daha çok ekonomik boyutu üzerinde toplanmıştır!

Liberalizm, özellikle kapitalizmle ilişkilendirilerek, çağın birçok ekonomik problemlerinin baş sorumlusu olarak görülmektedir!

LİBERALİZM'İN İLKELERİ:-----------------------------------------------

Bu güçlü etki şüphesiz ki Liberal düşünceyi oluşturan ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkeleri " Bireycilik, özgürlük,kendiliğinden oluşan düzen ve sınırlı devlet" olarak dört ana başlık altında toplamak mümkündür.

________Birey:_______

Bunların en başında gelen, bireycilik ilkesi için Liberalizm'in mihenk taşı diyebiliriz.

Liberalizm'e göre siyasal, sosyal ve ekonomik hayatın gerçek ve temel birimi ne toplumdur ne de herhangi başka bir kolektif varlıktır. Liberalizm'e göre temel olan bireydir. Çünkü toplumu yaratan bireydir ve henüz ortada toplum yokken bireyler birtakım kolektif gerçeklerle sınırlandırılamaz!

Benzer şekilde, birey için neyin yanlış, neyin doğru olduğuna karar verme yetkisi de ne devlete ne de başka bir kolektif varlığa aittir.

"Ortak fayda" " Ortak çıkar" gibi içeriği belirsiz kavramlarla bireylerin hayatına müdahale etmek, bireylerin kendi gerçek çıkarlarını gerçekleştirmelerini önleyecektir.

___________Özgürlük:_________

Liberalizmin bir diğer önemli ilkesi de hiç kuşkusuz " Özgürlük" tür.  Neredeyse bütün ideolojiler tarafından kullanılan özgürlük kavramı hakkında iki ayrı yorumdan bahsedilebilir:

Pozitif Özgürlük Anlayışı ve Negatif Özgürlük Anlayışı.

Pozitif özgürlük anlayışına göre özgürlük, ancak devlet müdahaleleri sonunda ortaya çıkıp gerçekleşebilir.

Ancak Liberalizmin benimsediği negatif özgürlük anlayışına göre birey, haklarına herhangi bir dış müdahale olmadığı ölçüde özgürdür. Dolayısıyla bireyin hayatına devlet müdahalesinden kaçınılmalıdır.

________________Serbest Piyasa Ekonomisi:_______________

"Serbest piyasa ekonomisi ve kendiliğinden doğan düzen" ilkesi ise, insan ilişkilerinin ve sosyal kurumların işleyiş kurallarının, herhangi yegane bir güç tarafından konulamayacağını, müdahalelerden uzak durularak, her şeyin doğal akışına bırakılması gerektiğini vurgulamaktadır.

Bu düzene dışarıdan yapılacak her " Yapay müdahale" doğal ahengi, düzeni ve uyumu bozarak, fayda getirmek bir yana, telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verecektir.

Liberalizmin bu temel felsefesi " Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" ifadesiyle özetlenir.

______________Sınırlı Devlet:_______________

Liberalizm, bireylerin doğal hukuktan kaynaklanan, dolayısıyla devletten önce var olan ve devleti aşan hakları olduğunu vurgular. Devlet, yapacağı yasalarla bu hak ve özürlükleri çiğneyemez. Bu anlamda devletin faaliyet alanı sınırlıdır. Ayrıca gücü sınırlandırılmamış olan devlet, liberalizmin tüm diğer ilkelerine de ciddi bir tehdit oluşturacaktır.

Dolayısıyla liberalizm, " Sınırlı devlet" ilkesi ile devletin sınırlandırılmasını istemektedir.

Liberalizm, devlet gücünün sınırlandırılması amacına yönelik çeşitli yöntemler geliştirmiştir. Bunlar arasında öncelikle anayasacılık, kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti vb. ilke ve yöntemler sayılabilir.

Anayasacılık, siyasi iktidarın veya devlet gücünün birey hak ve özgürlükleri lehine sınırlandırılması ideali olarak tanımlanabilir.

Hukuk Devleti ise, kamu organlarının bütün faaliyetlerinin," Evrensel Hukuk Kurallarına" bağlı olduğu devlet yönetimidir.

Son olarak kuvvetler ayrılığı devletin sahip olduğu gücün, devletin üç temel erki ( Yasama, Yürütme, Yargı ) arasında paylaşılması yani gücün güçle sınırlandırılmasıdır.

Umarım biraz olsun okurlarıma ve sosyal demokratım diyenlere bu açıklamalarımla faydalı olabilmişimdir!

Çünkü, ülkemizde geçmişte SHP dışında Sosyal Demokrat bir parti olmadığı iddia edilebilir! SHP dışında Sosyal Demokrat bir partiyi  ülkemizde ne gördük, nede siyasi yaşamda birlikte iç içe yaşadık!

Günümüzde ise, CHP ve DSP Sosyal Demokrat olmadıklarını uygulamaları ve davranışlarıyla ispatlamış oluyorlar! Sosyal Demokrat bir partinin olmaması da, bireylerin Sosyal Demokrat olmasına engel değildir, olamazda!

Ayrıca dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Sosyal Demokrat Irkçı söylemler içerisinde olamaz. Tüm Sosyal Demokratlar Hümanisttir, evrenselcidir, azınlık haklarının bekçisidir, askeri müdahalelere karşı tavır alırlar, Sosyal Demokratlar faşist de olamazlar!

14-Ekim-2019 tarihindeki, köşe yazımda da SHP ve CHP  partileri bir araya gelerek birleşmenin olduğunu, ama ne yazık ki, bütünleşmenin hala gerçekleşemediğini belirtmiştim!

CHP içinde yaşanan çelişkilerin, problemlerin ortaya çıkmasının asıl nedenlerinden biri de budur diye işaret etmiştim.

18 - Şubat 1995 tarihinde yapılan kurultayda ( SHP-CHP ), CHP çatısı altında birleşerek, bütünleşme çalışmalarına adım atılarak başlangıç yapılmıştır! Ne yazık ki ben, hala gerçek anlamda bütünleşmenin gerçekleşemediğine inana biriyim! İşte bu nedenle de CHP içinde  yaşanan çelişkili problemlere bu birleşme, bütünleşme nedeninin hala 24 yıldır sürüp gitmekte olduğunu; günümüzde de kimi farkına vararak, kimileri de farkına varamadan parti içinde bir takım problemleri yaşıyorlar! Ben de bir kez daha ilçemizde parti içinde yaşanılan olumsuzlukları, "Birleşme ve Bütünleşme'nin" hala rayına oturtulamadığı için; CHP parti üye ve yetkili birimlerine  hatırlatmak istedim! Umarım yararlı olmuştur! sonuç olarak, CHP çatısı altında ister atanmış, ister seçilmiş kadrolarda yer alınız; insanlar arasında hiç ayırım yapmadan, insanlara dokunun ve insanları kucaklayarak görev aldığınız parti organlarında,  hiç bir kimseye taviz vermeden  işinize odaklanmanızı  öneririm! Ayrıca Cumhuriyet Bayramının yıl dönümün de tüm okurlarımım, en büyük Cumhuriyet Bayramlarını içtenlikle kutlarım.

Sevgiyle kalın.

Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE