ŞEFKAT

  Kelime manasıyla; başkasının kederiyle ilgilenmek, acıyarak sevmek. Yardıma muhtaç olanlara karşılıksız olarak merhamet ve sevgiyle yardımına koşmak… gibi açıklamalarla lûgattaki yerini almış.

                        Şefkat ve merhamet, Cenab-ı Allah’ın(CC) üzerimizde en açık şekilde görünen tecellisi.

Fakat, Allah’ımızda(CC) şefkat derya ise, ana ve babalardaki tecellisi bir damla hükmünde. Bu hususta anneler, babalardan bir adım daha öndeler, çünkü annelerimiz şefkat kahramanıdırlar.

                        Şefkat, her şeyden önce fıtrîdir, kuvvetli bir imanla daha da barizleşir, açığa çıkar. İnsanoğlunun uzun yolculuğunda yolunu nurlandırması açısından, belli hizmetlerde hususan tavzif edilmiş şahsiyetlerde şefkatin cisimleştiğini müşahede ediyoruz. Öyle ki nurdan halelenmiş şefkat misalleri karşısında en katı bir kalbin yumuşamaması ve hayatına olumlu manada istikamet çizdirmemesi mümkün değildir !

                        Kâinatın Efendisi(ASM) Taif’tedir. Müslümanlara zulüm alabildiğine sürmekte ve müş-riklerin Peygamberimizi(ASM) istihza dolu sözleri, hakaretleri devam etmektedir. Hz. Zeyd(RA), Sultan-lar Sultanıyla(ASM) birliktedir. Hakaretlerden sonra taş yağmuru başlar. Peygamberimizin(ASM) müba-

rek vücudu, Hz. Zeyd’in(RA) siper olmasına rağmen kan revan içinde kalmıştır. O şefkat membaı ve merhamet kaynağı, önce Cenab-ı Allah’a(CC) hazin bir münacaatda bulunur. Daha sonra, Cebrail(AS); ’’ Ya Muhammed. Beni Rabbim gönderdi. Dile, iki dağı birleştirip Taif’i helâk edeyim ”  demesine karşılık Peygamberimizin(ASM) şefkat pınarından neler dökülüyor bakın : ’’ Hayır, ben böyle bir şey istemem. İstediğim tek şey; Hak Teâlâ’nın(CC) bu müşriklerin sulbünden, Allah’a(CC) hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet edecek bir nesil çıkarmasıdır. Ya Rab(CC), onlar bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı , affet. ’’  İşte ; beddua değil, böyle mübarek şefkatli bir dua. Niçin böyle bir dua ?! Çünkü Allah(CC) güzel isimlerinden olan; Rauf(Şefkatli), Rahim(Merhametli) gibi isimlerini sadece Peygamberimiz(ASM) için kullanmış.   ’’Ümmeti, ümmeti ’’ kelimelerinin Peygamberimiz’den(ASM); hem doğduğunda bebekken, hem de Peygamber olduğunda dudaklarından dökülmesinin sebeblerinden birisi de budur.   

           Sıddık ünvanına sahip Hz. Ebu Bekir(RA) ise, Müslümanlara olan şefkat ve merhametinden bakınız Allah’a(CC) nasıl yalvarıyor?  ’’ Allah'ım(CC) ; benim vücudumu Cehennem'de öyle büyüt ki, hiçbir ehl-i îman için girecek yer kalmasın ! …’’  Yani Müslümanların Cehenneme girmesine gönlü razı değil.

                        İman çekirdeği bir kalbe girip yeşerirse, o kalpte şefkat ve merhamet haykırışları kesilir mi? Kesilmez elbet. ’’ Milyonlar kahraman başların feda olduğu bir hakikate başımız dahi feda olsun.’’ diyerek milyonlar manevi evlâtlarını kucaklamaya, kurtarmaya çalışan üç devir görmüş bir ihtiyar olan Bediüzzaman Hazretleri de feryad-ü figan ediyor. Peygamber’i(ASM) gibi; Muhabbetullah ve Rıza-ı İlâhi için çalışıyor. O da ’’ Bir tek gayem vardır…….. zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına, Allah’ın(CC) birliğine hizmet edeyim.’’ diye çırpınıyor. Öyle halis bir şefkat ve merhamet numunesi ki, kendi sözlerini aktarmaya devam edelim ; ’’ Ben cemiyetin iman selâmeti yolunda ahretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var. Ne Cehennem korkusu. Cemiyetin yirmi beş milyon Türk cemiyetinin îmanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’anımız yer yüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet’i de istemem; orası da bana zından olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennem’in alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü, vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur.’’ (Tarihçe -i Hayat – RNK.)

                        Maalesef bizler  ana-baba olarak kendimizden âdeta şefkat denilen güzelliği ürkütmüşüz. Hani şefkat duygusunu yerinde kullansak; bir baba, evlâdının eline müstehcen neşriyat canavarını verir mi? Oğlunu, kızını merhametsiz canavarların sofrasına bırakır mı? Bazen kılımız bile kıpırdamıyor. Halbuki bir gencin batağa düşmesi, bonzaiden ölümü veya  imansız olması haberi karşısında;  ’’ O kalbin, ıstırabından atom zerreleri adedince param parça olması gerekir.’’ (Zübeyir Gündüzalp)  Hayvan olarak tavuk bile bize örnek bir hareket sergiliyor. Nasıl mı? Anne hükmündeki tavuk, koruyup kollama adına civcivini köpeğin ağzından kurtarmak için kafasını köpeğe kaptırıyor. Niçin bu müstehcenlik kobra yılanına karşı  bigâne kalıyoruz? Din zaafı, ahlâksızlıktan kaynaklanmıyor mu? Ahlâk zaafını, iman zaafını müstehcenlik körüklemiyor mu?. Örnek olma noktasında, ebeveyn olarak bize büyük görevler düşüyor.Tam burada Prof.Dr. Üstün Dökmen Hoca’mızın Küçük Şeyler’inden bir alıntı yapayım ; ’’ Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın , zira zaten size benzeyeceklerdir . KENDİNİZİ TERBİYE EDİN YETER !...’’  Kendi iç dünyamızı, Sünnet-i Seniyye ile zenginleştirdiğimizde, terbiye ettiğimizde ; bu güzel zenginlik çocuklarımıza da sirayet edecektir. Çocuklar söylenenden çok yapılanı dikkate alır ve taklit ederler. Bizler bazen de şefkati çok hatalı kullanıyoruz. Çocuğumuzun tüm ihtiyaçlarını karşıladığımızda görevimizi yaptık zannediyoruz. İnsanoğlu muhteşem bir saray . O saraya girebilmek için birçok kapısı vardır. O kapıları aralamak , şefkatle iletişim kurabilmek için, illâ çocuklarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir mecburiyetimiz yoktur. O’nları bir birey olarak kabul etmemiz, sorumluluk vermemiz, yanağına bir şefkat öpücü kondurmamız , bazen sırtını sıvazlayıp , başını okşamamız bile yeterli olacaktır. Onların insan ve bir birey olduğunu unutmamamız gerekiyor. Esas olan ise, davranışlarımızla örnek olmak şefkatin gereğidir. Şefkat noktasında da; en büyük rol modelimiz ise Peygamberimizdir(ASM) , kullanım kılavuzumuz ise Kur’an-ı Kerim’dir. Doğru şefkat uygulamalarıyla dünyamızın güzelleşmesi dileklerimle, saygılar sunuyorum.

NOT : Bayrağımızın dalgalandığı , ezanımızın okunduğu , Ülke'mizin her karış toprağına can kurban. Cennet Ülke'min Cennet köşelerinden Sinop ; güzel bir sosyal etkinlikle , 11-14 Aralık 2014'de İstanbul Feshane'de....Davetlisiniz , davete icabet edebilirseniz ; ziyaret etmeye değer olduğunu yaşayarak göreceksiniz. Saygılarımla.

 

 

Öğr.Gör. Ahmet AKIN

R.T.E.Üniversitesi

Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu

RİZE

                                                                        

YORUM EKLE
YORUMLAR
Burhan HOTAMAN
Burhan HOTAMAN - 9 yıl Önce

Elinize,yureginize saglık hocam

Murat CAN
Murat CAN - 9 yıl Önce

eli̇ni̇ze sağlik hocam. kalemi̇ni̇z gönül sesleri̇ni̇ ti̇tretmeye devam etsi̇n i̇nşaallah...

Ahmet AKIN
Ahmet AKIN - 9 yıl Önce

eyvallah murat bey hocam. amin inşallah , selâm ve saygılar....

Ahmet AKIN
Ahmet AKIN - 9 yıl Önce

Eyvallah Burhan Bey Kardeşim. Selâm ve dua ile....

Veysel KASAPOĞLU
Veysel KASAPOĞLU - 9 yıl Önce

merhameti olmayanın şefkati olmuyor hocam.

Ahmet AKIN
Ahmet AKIN - 9 yıl Önce

Aynen Veysel Bey Hocam. Binlerce selâm ve dua ile..

Mehmet TAVUKÇUOĞLU
Mehmet TAVUKÇUOĞLU - 9 yıl Önce

Ahmet hocam siz adamin dibisiniz.Hammaddesiniz.Ellerinizden opuyorum sizin gibi degerli insanlara cok ihtiyacimiz var.Allah sizden Razi olsun.

Muhsin açıktepe
Muhsin açıktepe - 9 yıl Önce

elinize,yüreğinize sağlık ellerinizden öperim hocam...