Sigaranın Zararı; Cüzdanına, Canına!

              İnsanı insan eden yaşadığı yer.’’ Boşuna dememişler… Her bir bireyi eğiten, ona iyi alışkanlıklar veren önce ailesi, sonra yaşadığı yer, yani çevresidir. Daha çok küçük yaşlarda, kötü alışkanlıklardan uzak durabilmeği bizlere öğretilebilselerdi, doğru olanı yapabilirdik! Çünkü gerçeğin ve doğrunun ne olduğunu, küçük yaşlarda öğrenmiş olurduk.

            Biz insanlar, yaşadığımız yerin yani çevremizin, bir taraftan da ailemizin etkisinden kurtulamayız. Özellikle yaşadığımız çevrenin bizim üzerimizdeki olumlu ve olumsuz etkisi çok fazladır.   Sigara içmek çok kötü bir alışkanlıktır! “ Parasını el alır, dumanını yel alır.” Derler. Bu çeşit alışkanlıkları olan kişilerle arkadaşlık yapanlar, o kişilerin etkisinden kendilerini kurtaramazlar! Sonunda onlar gibi olurlar! Bu kaçınılmaz bir sonuçtur!

  SİGARA İÇMEK KÖTÜ BİR ALIŞKANLIKTIR!

            Alışkanlığın hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar.  Başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür! Zamanla, yerleşip kökleşti mi, öyle azılı, öyle amansız yüz takınır ki kendisine bırakın itiraz etmeyi, gözlerinizi bile kaldırıp bakmaya size izin vermez! 

            Bu kötü alışkanlık alabildiğine büyüyüp gelişir ki, kişiyi kendine bağımlı hale getirerek, adeta köleleştirir! Bir türlü onu terk edemeyiz, o meretten vaz geçemeyiz! Bizim için bir tutkudur! Ondan kurtulmamıza izin vermez. Kendimize güvenimiz kalmamıştır!   Bırakmak isteriz, yine de bırakmayı göze alamayız! Sanki sorunlarımızı hafifletir, bizleri stresten alıkoyar!

            Hastalanınca zorunlu olarak, sigara içmeyi bazen bırakırız… Amaç hasta olmadan bu kötü alışkanlıktan kurtulmak olmalıdır. Bunu denemeyi bir türlü beceremeyiz! Nedenleri, türlü bahaneleri çoğaltıp sıralayabilir, kendimizi haklı gösterip avutabiliriz!

            Hani ne demişler: “Sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şeyi var demektir.”

Genç arkadaşlar, kendilerini her yaşta genç kabul edenler! Gençliğin değeri gençken ne yazık ki bilinmiyor. Sanki hiç yaşlanmayacak gibi genç insanlarımız vücudunu yıpratıyor. Hâlbuki gençlik, çalışma, eser meydana getirme, hayatı iyi değerlendirme yaşıdır. Gençliğin değerini gençken bilmeli, vücudunu boş yere yıpratmamalıdır. Gençlik kendini aldatmanın bir şeklidir, ama o kadar çabuk şekil değiştirir ki, kendini aldattığını bile insan anlayamaz!

            Şairin dediği gibi:

            Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun,

            Olursa bir şikâyet ölümden olsun!

Değerli okurlar, ben de bir vakitler bu kötü alışkanlığın esiriydim! Bu alışkanlıktan,  uzun mücadelelerle yakamı kurtardım! Yarattığı sorunları dünde, bugünde yaşıyorum! O alışkanlık, o güdü bir zamanlar beni kendimden uzaklaştırmıştı!

            Bugün, bana neyin yanlış geldiğini sizlere yaşayan biri olarak söylememdir. Direnişse benim için yanlış olanın, kendi yaşamımda bir daha tekrarlanmamasını sağlamamdır.

            Doğru olanı yapma kararı, sizlerin beyinlerinizde canlılığını hiçbir zaman yitirmez! Çünkü her eylemin sonucu, o eylemin içindedir! O meret, bazen mis gibi tütün kokar, bazen pis mi pis, duman kokar! Eğer kafana koyduysan yarını düşün, dünleri unut! Sağlıklı yaşama ulaşabilmek için,”Zararın neresinden dönersen” derler ya! Sigarasız da mutlu, umutlu ve kararlı olabilmeyi hep birlikte denemenizi dilerim! Akciğer bronşları hasretken bol oksijene, bu kadar vurdumduymaz olunmaz ki o güzelim bedene! Haksız mıyım?

Sevgiyle ve sağlıcakla kalın.

GERZE GÜNDEM Okurlarının,2016 yılını sağlık, mutluluk, barış, özgürlükler ve hoşgörü içinde geçirmelerini dilerim.

Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE