Basın Yoluyla Açıkladı

İşadamı Cemalettin YILMAZ 25. Dönem Milletvekilliği seçimleri için Cumhuriyet Halk Partisinden aday adaylığını basın yoluyla açıkladı.

Basın Yoluyla Açıkladı

Değerli arkadaşlarım; Sizlerle bir iş adamı olarak aldığım kararı paylaşmak üzere bir araya geldik. Ancak bu konuya girmeden Sizlerle mesleğiniz hakkında bir düşüncemi kısaca paylaşmak istiyorum.

Basın ya da gazetecilik denilince akla Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “ basın halkın müşterek sesidir”  şeklindeki sözü gelir. Kaldı ki, Ulusal Kurtuluş Savaşı içindeki basınımızın büyük rolü unutulamaz.

Ancak maalesef bugün cezaevlerinde bulunan gazeteci sayısı ile ülkemiz dünya genelinde rekor peşinde koşmakta, sabahın alaca karanlığında evlerine yapılan baskınlar tüm dünya tarafından ilgiyle izlenmektedir. İnanıyorum ki, Sinop yerel basını içinde de mahkemeden mahkemeye koşuşturan, ceza ya da tazminat davaları ile karşı karşıya olan birçok basın emekçimiz mevcuttur.

Yaşananları ve yaşadıklarınızı esefle karşıladığımı belirtiyor ve tüm bunlara rağmen halkı aydınlatma görevini eksiksiz yerine getirme gayretinde olan sizleri kutluyorum.

Değerli arkadaşlar;

Bir arada oluş nedenimiz az öncede belirttiğim gibi aldığım bir kararla ilgilidir.

Bildiğiniz gibi ben bir iş adamıyım. Ancak sadece bir iş adamı değil ülkesini, halkını ve ata toprağı Sinop’u çok seven bir iş adamıyım.

20 Eylül 1945 de dünyaya gelişimden sonra memur bir babanın oğlu olarak çocukluğum değişik illerde geçti. Ailemin son olarak İstanbul’a yerleşmesi nedeni ile tüm tahsil ve ticari hayatımı İstanbul’da yaşadım. Ağabeylerimin mimar ve mühendis olmaları nedeni ile ailem benim doktor olmamı arzuladı. Tıp fakültesini kazandım ancak sevemedim. İnsanların başarılı bir hayat sürmeleri için “önce eşini, sonra işini “ sevmeleri gerektiğine hep inandım. Bu nedenle tıp fakültesini bırakarak İktisadi ve ticari ilimler akademisine girdim. 1970 de mezuniyetimden sonra 1973-1975 arası yedek subay olarak askerliğimi tamamladım.

Askerliğim sırasında babam emekli olmuş ve ağırlıklı olarak hurda demir-çelik olmak üzere ticarete atılmıştı. Ağabeylerimden biri İller Bankasında üst düzey görevde iken diğer bir ağabeyim de İstanbul ‘un CHP li Belediye Başkanı Aytekin Kotil’in hem Başkan Yardımcısı hem de Genel Sekreteri idi.

Ben ticareti seçtim. Babamdan devraldığım demir-çelik ticaretini geliştirdim uluslararası boyutlara çıkarttım, başka alanlarda da girişimlerde bulundum.

Değerli arkadaşlar;

 Hem Sizler hem de Sizler aracılığı ile tüm kamuoyumuz bilsinler ki, Allaha bir can borcundan başka bir tek gün borçlu olarak yastığa başımı koymadım. Ayrıca ticari hayatım boyunca ne bankalardan ne de başka kaynaklardan bir tek kredi kullanmadım. Bunun sonucu olarak ticarette sağlıklı bir büyüme grafiği yaratırken, kendim ve ailem bakımından da sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşadım, yaşattım.

Değerli arkadaşlar;

1976 yılında Sinop’un en köklü ailelerinden Ali-Melek Yılmazer’in kızları Hikmet-Firdevs ve Arslan Yılmazer’in kardeşleri SABRİYE Hanım ile evlendim. Anne-Baba isteği ile gerçekleşen bu evlilik daha sonra büyük bir tutku ve aşka dönüştü. Çok mutlu bir evliliğe sahip oldum.

Bu evlilik bana kalpleri ve duruşlarıyla dünyalar güzeli iki evlat kazandırdı. Her iki oğlum da Türkiye’deki tahsil hayatlarından sonra Amerika da eğitim gördüler. Çocuklarım Amerika’da kalıp iş hayatına atılmak istediler. Ancak ben onlara Türkiye’de iş kurmalarını ve kendi vatanlarına katkı sağlamaları noktasında sadece tavsiyelerde bulundum. Kırmadılar ve Türkiye’de iş adamı olarak giderek büyüyen bir grafik sağladılar. Kendiişlerimi de çocuklarıma bırakarak kendimi sadece uzaktan izleyici olma noktasına taşıdım ve ticari hayatıma nokta koydum.

Değerli arkadaşlar; Kısaca hayat hikayem böyle.

Şimdi bir inancımı Sizlerle paylaşmak istiyorum;

Kendi ülkesinde siyasi otorite olma gücünü kendinde bulanlar, bunu gerçekleştirmek için girişimde bulunmuyorlar ise siyasi otoriteden şikayet etme hakları yoktur.

Ayrıca; Siyasi otoritede söz sahibi olmak isteyenlerin EKONOMİK-KÜLTÜREL-SOSYAL olarak yeterli ve hatta kendilerini bu konularda aşmış olmaları gereğine inandım. Bunu olmazsa olmazlarım arasına koydum.

Bugün siyasi otoriteyi incelediğimizde ise bu vasıflara sahip olanların istisna olacak kadar azınlıkta kaldığını gördüm. Bir ülke düşünün ki, idare edenler, idare edilenlerden en az 50 yıl geri.. Bu işte bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum. Beni yöneten ve toplumun geleceği noktasında karar noktasında olanlara bu ülkenin her ferdinin saygı duyması ve her ferdin kendilerini yönetenleri sorguladığı zaman Onlar hakkında hiçbir yanlış bulmamaları gerekmektedir. Oysa durum ülkemizde bugün için böyle değildir.

Bu yanlışın düzeltilmesine katkı sağlamak ya da en azından bu konuda farkındalık yaratmak üzere siyaset kararı verdim. Hayattan beklediğim tüm istek ve arzularımı gerçekleştirmiş biri olarak yukarıda belirttiğim konuları toplumda ön plana çıkartmak ve ayrıca Ülkeme, Sinop’a, Sinop insanına hizmetten başka beklentim bulunmamaktadır.

Değerli arkadaşlar;

Yaklaşık 6 ay sonra gerçekleşecek bir seçime doğru yürüyoruz.

Bugün Ülkemiz bir yol ayırımındadır.

    ----Ya bugünkü zihniyetin idaresi ile Ortadoğu bataklığına dalıp bağnaz, din olgusunun alabildiğince istismar edildiği anti demokratik, aydınlarının ve gazetecilerinin alacakaranlıklarda hapse tıkıldığı, tek adam merkezli bir sistem içinde karanlığa dalıp kalacak,

  ---- Ya da Yüzünü batıya dönüp Çağdaş, laik, demokrasinin tüm ülke katmanlarına eşit olarak dağıldığı, milli gelirin tüm kesimlere hakça dağıtıldığı, modern,  yüce din duygusunu herkesin kendi akıl ve yüreği ile serbestçe yaşayabildiği, vizyonu hep ileriye açık bir sistemde yaşayacaktır.

Değerli Arkadaşlar;

Neden Sinop ve hizmet anlayışım nedir şeklindeki bir soruya cevabım şudur.

Ben Sinopluyum.

Köklerim, atalarım Sinoplu. Toprağım Sinop. Tüm Sülale ve akrabalarımın hepsi burada. Köyümde bir evim var. Eğer bir hizmet verme imkanım olacak ise bunun toprağım olan Sinop’a olmasının çok daha uygun olacağını düşünüyorum.

Hizmet anlayışıma gelince;

---Ben kendi çocuklarımın, torunlarımın ve tüm gençlerimizin modern, çağdaş, tüm dünya ile entegre olmuş insanlar olmasını istiyorum.

---İnsanlarımızın milli gelirden eşit olarak pay almalarını istiyorum.

--- Hukuk karşısında herkesin sıfatı, kimliği, görevi ne olursa olsun eşit olsun istiyorum.

---Çocuklarımız ve gençlerimiz yaşamlarının her safhasında özgürce ve yaşlarının tüm özelliklerini doya doya yaşasınlar istiyorum.

---Herkesin, sevdiği mesleği yapacakları eğitimi almalarını istiyorum.

---Yaşlı insanlarımızın hayatlarını huzur içinde geçirmeleri için gerekli sosyal ve ekonomik şartlara sahip olmalarını istiyorum.

Sonuç olarak;

Bu ülkede bir sosyal devletin olmazsa olmazları

----Sağlık

---Eğitim

---Adalet kavramları dır ve bunların herkese eşit uzaklıkta olmalarını istiyorum.

Herkes bu ülkede hayatını huzur içinde, paylaşımcı, insanları seven ve onların hayatlarına kendi hayatı gibi gören bir yaşam biçimine sahip olsun istiyorum.

Genel politika ve düşüncelerden daha yerele yani Sinop yereline gelecek olursak bu konuda da özetle düşüncelerim şu şekildedir.

·         Sinop yalnızca Türkiye’nin değil Allahın her türlü güzelliği bahşettiği dünyanın eşsiz köşelerinden biridir.

·         Ancak bu eşsiz yöre hak etiklerini bir türlü alamamış ve ilerleme yerine hep gerileme ile karşı karşıya bırakılmış, bu kötü olgu bir kadermiş gibi lanse edilmeye çalışılmıştır.

·         Ne ekerseniz kat kat size karşılığını verecek olan tarım alanları köylümüzün yanlış yönlendirilmeleri ve yalnız bırakılmaları nedeni ile boş kalmış, sonuç olarak göç olayı Türkiye’nin en yoğun yaşandığı yöre durumuna düşülmüştür.

·         İl merkezi ve ilçelerimizdeki Organize sanayi bölgeleri geliştirilememiş dolayısıyla hızlı göçü durdurup yeterli istihdam seviyesine gelinememiştir.

·         İlimizin ana gelir kaynaklarından olan Balıkçılığımız her geçen gün gerilemektedir. Balık ürünlerimizin değerlendirilmesi sağlanamamıştır.

·         Üniversitemize yeterince sahip çıkılmadığı ortadadır. Üniversitelerin büyüyüp gelişmelerinde sadece Rektörlükten ya da idari kadrolardan beklenti içine girilmiş yani yalnız bırakılmışlardır. Üniversite gençliği kendini sahipsiz ve rahatsız hissetmektedir.

·         İl genelinde sağlık alanında hala çevre illere gidişler devam etmektedir.

·         Başta il merkezimiz olmak üzere il genelinde turizm hareketliliğinde önemli bir artış gözlenmektedir. Ancak bu hareketliliğe paralel yatırımların Sinop’a çekilmesinde yetersiz kalındığı görülmektedir.

·         İlimiz genelinde çevre sorunları hızla büyümektedir. Çok sayıda HES yani hidroelektrik santrali ile derelerimiz hızla yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Başta Gerze halkımız olmak üzere Termik santral karşısında direnen insanlarımızı buradan kutluyorum. Ancak birçok yöremiz için tehlike geçmiş değildir. Nükleer santral konusunda ise halkımız

iş –aş vaatleri ile kandırılıp sindirilmeye çalışılmaktadır. Türkiye’nin,  Avrupa’nın enerji santrali olmaması ve Sinop’un bu uğurda kurban edilmemesi için yıllardan beri bu konuda mücadele eden başta Sinop Nükleer karşıtı platformunu ve tüm çevre gönüllüleri ile destek verenleri buradan yürekten kutluyorum.

Değerli arkadaşlarım;

Sinop üzerine değerlendirmelerimizi zaman zaman bir araya gelişlerimizde sürekli olarak yapacağız. Bu konularda göreceksiniz ki sadece eleştiren değil, sorunların çözümüne alternatif öneriler getiren bir bilgi birikimine sahibim.

Kısacası şunu belirtmeliyim ki, her yönü ile Sinop’u Ankara’da en iyi şekilde temsil edeceğime, Halkımın gurur duyduğu bir vekil olacağıma inancım tamdır.

Tüm bunların ışığında 25. Dönem Milletvekilliği seçimleri için Cumhuriyet Halk Partisinden aday adayı olacağımı Sizlere ve aracılığınız ile Sinop Kamuoyuna duyuruyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

                        Cemalettin YILMAZ

                                      İşadamı

Gerze Gündem Haber

Güncelleme Tarihi: 26 Aralık 2014, 17:10
YORUM EKLE
YORUMLAR
Kadri gürbüz
Kadri gürbüz - 9 yıl Önce

donanımlı bir insan farklı açıklamaları var.

banner381
SIRADAKİ HABER