Siz belediye başkanı seçildiğinizde, nasıl bir belediye başkanı olacaksınız? Ana çerçevelerini bize çizebilir misiniz?
Ben kamu ve özel sektörde çeşitli kademelerde yöneticilik deneyimine sahip; kamu ve özel sektörde denetçilik yaparken birçok kuruluşun yöneticilik deneyimlerini gözlememiş; mesleği gereği 35 yıldır Türkiye’nin hemen her İlinde bulunma, yaşama şansı yakalamış; eski bir kütüphaneci olarak okumayı, mesleki olarak da araştırmayı seven bir hemşerinizim. Bu yaşanmışlıklar sizi ister istemez, yeteri kadar bilmediğiniz gerçeğinin farkına varan, öğrenecek daha çok şey olduğunu düşünen bir noktaya ulaştırıyor. Bunun içinde; sürekli soran, araştıran, dinleyen, şaşıran ve şaşırdığında keyiflenip, heyecanlanan; sürekli arayışta olan ve yeniliklere, iyi deneyimlere açık birisi yapıyor. Daha önce sizle konuştuğumda da ifade ettiğimi sanıyorum. Dünyada yeni belediyecilik anlayışı katılımcılık üzerine kurgulu. Yani hemşerilerin hepsi, hizmeti alacağı belediye başkanı ve ekibini seçtikten sonra, onların hizmet üretme insafına terkedilmiyor. Düşünün, şuan Gerze’mizde seçim yapılmasının üzerinden 2 yıl geçmiş olmasına rağmen, Belediyenin verdiği vaatlerinin listesi ile belediye internet sitesinden yaptığı sınırlı açıklamaların dışında, iletişim anlamında hemşeriler ile Belediye Başkanı ve ekibinin ilişkisi var mı? Yok. Onlar var olduğunu düşünüyor olabilirler. Onların bildiği belediyecilik anlayışına göre bu doğru da olabilir. Ama yeni, katılımcı, demokratik bir şekilde yönetilen belediyecilik anlayışında, bu iletişim yeterli değil. Peki nasıl olmalı? Nasıl kurgulanmalı?
Bir kere katılımcı belediyecilik anlayışı, 5393 sayılı Belediye Kanunun 76 ve 77 maddelerinde son derece ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu hükümetten beklenmeyecek bir şekilde, “yönetime katılımın” unsurları düzenlenmiştir. Nedir bu düzenlemeler? 76. Maddede “Kent Konseyi” kurulması; 77. Maddede “Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım” başlıklarıyla ifade edilmiştir. Sadece bu iki düzenlemeyi bile hayata geçirseniz, katılımcı belediyeciliğin temel kriterlerini hayata geçirmiş olursunuz. Gerze’ de uygulanmakta mıdır? Hayır. Hem de bir önceki teftiş döneminde Müfettiş tarafından da raporunda dile getirilmiş, eleştirilmiş ve Belediye Başkanından eksikliğin giderileceği sözü yazılı olarak alınmış olmasına rağmen! Maalesef halen hayata geçirilmemiştir. Neden? Çünkü katılımcı belediyecilik anlayışının altında yatan; kenti oluşturan hemşerilerin, bilgi birikimi, iş yapma enerjileri ve tabi ki taleplerinin düzenli olarak aktarılarak, kaynakların verimli bir şekilde kullanılıp, kent ihtiyaçlarının en az maliyetle ve en hızlı şekilde giderilmesi arzulanmaktadır. Ama bu seçilmiş ve kendini muktedir gören yöneticilerde şöyle bir kibre yol açmaktadır. Ben seçildim! Beni seçen tercihi de bana bıraktı! Neden ben tekrar, bir daha beni seçenlere dönüp tercih sorgusu yapayım ki? Gibi, kısır bir hizmet üretme sarmalında kaybolmaktadırlar. Halbuki, kent konseyi ve gönüllü katılım sağlayan hemşeriler; hem hizmetin yapılma gerekliliği ve şeklinde ve hem de kaynakların verimli kullanılmasında oldukça olumlu sonuçları yaratabilmektedirler.
Peki kent konseyini ve gönüllülüğü hayata geçirirsek, belediyeciliğimiz “katılımcı belediyecilik” etiketine kavuşur mu? Hiç yoktan iyidir. Şuan yürütülen belediyecilik anlayışının bir tık ilerisine ulaşılmış olur. Yeter mi? Hayır. Bizim anladığımız anlamda katılımcı belediyecilik sadece yılda 2 kez toplanıp, kentimizde yaratılacak beledi hizmetlerin stratejik hedeflerinin belirleneceği toplantı ve tavsiye kararlarının, Belediye Başkanlığına ulaştırılmasıyla sınırlı olamaz. Bizim katılımcılıktan anladığımız, hizmet ihtiyaç sıralamasının oluşturulması (hangi hizmetin öncelikli olacağına ilişkin genel plan); hayata geçirilmesinde hizmeti alacak olanlardan, hizmetin hayata geçirilmesinde dikkat edilmesi gereken noktaların varlığının sorgulanması. Ve en son hizmetin kullanımı sağlandıktan sonra da; memnuniyet veya eksikliklerinin sorgulanıp, hizmetin gerekirse revize edilmesi gibi birçok alanda katılımı ifade etmektedir. Bunu kimlerle yapacağız? Bir kere kentimizin sivil toplum kuruluşlarının hizmetle ilgili olanlarının görüşlerinin alındığı bir yapı olmazsa olmaz olarak düşünmekteyiz. Yine tüm mahalle muhtarları, bu süreçlerde kontakta olunan birimler olacaktır. Hizmetten yaralanacak bölgelerin yaşayanlarının katılımı ile bilgilendirme ve bu esnada onların tavsiyelerinin alındığı katılım toplantıları önemli olacaktır. Mahallerde oluşturacağımız gönüllük esasıyla çalışacak mahalle komiteleri eliyle de, hem önceliklerin belirlenmesinde ve hem de hizmetin kalitesinde sürekli bir ihtiyaç ve geri bildirim olanağı sağlanacaktır. Öte yandan sürekli temas halinde olacağımız ve oluşturacağımız, Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Yönetmeliği çerçevesinde; diğer gönüllü komitelerini de oluşturup (gönüllü engelliler komitesi; çocuk komitesi; gençlik komitesi vb), hizmetlerin gerçekleştirilmesinde aktif olarak sürece dahil edileceklerdir. İşte yeni ve katılımcı belediyecilik anlayışında, Belediye Başkanı ve ekibinin iş yapış rotası bu şekilde oluşturulacaktır. Hem 5393 sayılı Belediye Kanunu çerçevesinde yasal çerçeveleri çizilmiş yapılar hayata geçirileceği gibi, hemşerilerle teması sağlayan komiteler şeklindeki organizasyonlarla da, daha etkin ve yoğun bilgi alışverişi sağlanacaktır. Yani hizmet alacakların; hizmete karar verilmesi, hizmetin üretilmesi ve son olarak hizmetin kullanımındaki tüm aşamalarda Belediye Başkanlığı ile yan yana omuz omuza çalışmaları sağlanacaktır. Böyle bir iş yapış yönteminde kaynak israfı en az; hizmetten memnuniyetin ise, en üst seviyede gerçekleşeceğini düşünmekteyiz. Dünyada ve ülkemizin çeşitli belediyelerinde uygulanan bu yöntemleri, bizlerde bu vesile ile hayata geçirmiş olacağız. Biz Gerzeliyiz. Biz istersek her şeyi hayata geçirebiliriz. Gerze için siz varsanız biz de varız.
Gerze Gündem Haber
Güncelleme Tarihi: 17 Şubat 2021, 12:28
“Hem de bir önceki teftiş döneminde Müfettiş tarafından da raporunda dile getirilmiş, eleştirilmiş ve Belediye Başkanından eksikliğin giderileceği sözü yazılı olarak alınmış olmasına rağmen! Maalesef halen hayata geçirilmemiştir. B.E.” Bu cümle bana iki soru sorma ihtiyacı hissettirdi. 1-) Bülent Eryılmaz bu gizli müfettiş raporuna ve rapora verilen cevaplara nasıl erişti? 2-) Cevat Şensoy müfettişe verdiği yazılı taahhüt süresi geçtiği halde gereğini niye yerine getirmemektedir? Muhataplarından sorularıma yanıt bekliyorum. gka