Tarihi Tahrif Etmişler

  O muhteşem tarihimize yolculuk edebilmek için var olan eserlerimize bakmak dahi yeterlidir kanımca, zamane neler yaşanmış neyin, nerede, ne zaman vuku bulduğunu öğrenme sevdasıyla bugün ayakta kalabilmiş eserleri, kaybedilenlerin binde biri değildir. O sayısız eserlere ne olmuştu da ecdadımıza ait değerli belgeleri, emareleri, yapılara ulaşamamaktayız. Her daim Türk Vakıf Medeniyetlerinde vakıfların muhteşemliği ahenkliği hep anlatılır, lakin hüsranla bir çoğu sonlanan eserlerin akibeti meçhuldür. Ecdad dahi buna tepki vermiştir ki şöyleki;

             Zamane Sultan II. Abdülhamid eğitim seferberliği başlatır. Eğitimi başka modernleştirmek gayesiyle yeni kurulan mülkiyelerde okutulmak üzere bir Osmanlı Tarihi yazdırmaya karar verir ki tüm Tarihçileri arşivlere yönlendirir. Sonunda yazılan müsveddeler Padişaha sunulur. Ve bir gün Mabeyn Başkatibi İzzeddin Paşayı huzuruna çağırdı. Kitap müsveddelerini göstererek; ''Bunları okudunuz mu Paşa.?'' diye sordu. ''Hayır Padişahım henüz okumadım.'' Padişah sakalını sıvazlarken iç çekti; ''Ben, okudum Paşa, Hem de büyük bir dikkatle okudum, Gördüm ki yazarlar, beni yanlış tanımışlar. Galiba bana hoş görünmek için tarihi tahrif etmişler. Ceddimizin hatalarından hiç bahsetmemişler, Oysa tarihimizde sevaplar da var, günahlarda, Tarih benim de, milletimin de, devletimin de namusudur. Buyurun müsveddeleri, dediğim ölçüler içinde yeniden yazılsın. Hakikatlar sebep ve sonuçlarıyla izah edilsin, bana hak değildir.''

             İzzeddin Paşa müsveddeleri alıp Padişahın huzurundan çıktı. Hatıratında kendisi anlatır. 'Padişah, eser müsveddelerini bana verdi. Hepsini teker teker okuduğunu üzerindeki düzeltmelerden anladım.'' Vesselam Tarih ilmini araştırmak onun üzerinde doğru ve akılcı yorumlar yapabilmek için katii kaynaklara sahip olmak gerekebilir birkaç imla hatası var olanı değiştirmeye yetmez...!

 

[email protected]

Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar BERBER

YORUM EKLE