Yazıya başlamadan önce konunun içeriğine en uygun başlığın ne olabileceğini düşündüm. Düşünürken bir vatandaşımızın bakana olan sevgisini anlatmak için takla atmak istemesi aklıma geldi, bende başlığı bu şekilde attım.

Birkaç gün önce mesleğimizin önemli kişilerinden Hürriyet Gazetesi yazarı Üstad Yeminli Mali Müşavir Şükrü Kızılot’un kaleme aldığı bir köşe yazısında yine Üstad’ı tanıyan bir okuyucunun kendisine sormuş olduğu fıkra niteliğindeki bir soru bu yazıyı yazmama neden oldu.

Olay şu;

Hanım okuyucu, bir gün İstanbul’da bulunan bir vergi dairesine gider ve vergi dairesi müdürüne;  İstanbul’da kirada oturduğunu kira sözleşmesinin kocası adına düzenlendiğini birde Ankara’da bulunan ve kendi üzerine olan daireyi kiraya verdiklerini, buradan da kira geliri elde ettiklerini, bu durumda kendisinin elde ettiği kira geliri için beyanname(Gayri Menkul Sermaye İradı ) vermesi durumunda, kocası adına kiralanan ev için ödenen kira bedelinin vergi matrahından düşülüp düşülemeyeceğini sorar, müdür beyin cevabı aynen şu olur; konuyla ilgili bilgim yok ancak hazır sizde Şükrü Üstad’ı tanıyormuşsunuz bu soruyu ona sorsanız oda köşesinde yazsa bizde öğrensek deyiverir.(Bu arada sorunun cevabını Üstad köşesinde vermiş bizde burada açıklayalım evet indirebilir. (Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Bşk. İstanbul V.D.Bşk.'nın 13 Temmuz 2011 Tarih ve GVK-74-962 sayılı özelgesi)

Üstadın köşe yazısı bana iki şeyi düşündürdü; birincisi bu müdür iyi bir siyasi taklacı (bu bilgisiyle müdür olabildiğine göre) ikincisi de taklacığını geliştirmek ve formda kalmak amacıyla Şükrü Üstad’a da takla attığı. İnşallah taklacılık bulaşıcı değildir. Bu arada yazıda, dokuz kez Üstad sıfatını kullanmışım. Sanırım, taklacılık bulaşıcı…