Yavaş “ Ol Gerze…!

Tatile çıkalım dedik.

Yine her zaman olduğu gibi Sinop/Gerze’yi tercih ettik.

Ne de olsa doğduğumuz  sahil kasabası…

Ne anılarımız var bu mekanda,,,

Elbette….

Şirin Gerze gazozu…

Tabaktaş’ta tütün,,,

Tahıl ve sebze üretimi…

Çarşı mahallesinde çelik çomak oyunu.

Topaç çevirme…

12 taş…

Taşlı mahalle kavgaları…

Sülük toplama….

Ha az kalsın unutuyordum.

1970’li yıllarda Gerze’de bir sülük fabrikası vardı.

Hem de denize nazır üretim yapardı…

Fransız mutfağının vazgeçilmezi olan sülük işleme tesisi bir zamanlar Gerze’yi küresel üretime konu yapmıştı…

Hey gidi günler hey…

Neyse….

Duyduk ki…

Osman Başkan’ın girişimiyle…

Gerze yavaş şehir statüsü kazanmış.

Tabela anlamlı olmuş…

“Yavaşlayın Gerze’ye geldiniz”…

Trafik uyarısında anlamlı bir slogan…

Şimdi gelelim asıl meseleye…

Bu unvan nüfusu 40 binin altında olan yerleşim merkezlerine veriliyor…

Yavaş şehir olmak için bir takım meziyetlere sahip olmak gerekiyor.

Bunlardan biri kentin her alanda değerlerini koruması ve bunları geleceğe miras olarak bırakabilecek yaşam şekline ve kültürüne sahip olması…

Hiç kimse kızmasın ama…

Bu açıdan Sinop’un Gerze ilçesi var olan özelliklerini koruyabilmiş bir ilçe değil.

Bir çok şehri olduğu gibi…

Betonlaşma burayı da kendine tutsak etmiş.

Bilindiği gibi,,,

13 Şubat 1956’da Gerze büyük bir yangın felaketi geçirdi.

Ondan sonra Gerze’de büyük bir imar faaliyeti başladı.

Yangın evleri diye yörede anılan insanların geçim faaliyeti ve  ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte yeni konutlar inşa edildi.

1960 yılında hak sahiplerine dağıtılmaya başladı…

Gerze Belediyesi her yıl 18-20 Temmuz tarihleri arasında bu evlerin hak sahiplerine dağıtımına başlandığı günü festival yapmak suretiyle hafızalarda canlı olarak tutmaya çalışmaktadır.

Ancak Yangın Evleri diye mimarlık literatüründe yer etmiş olan bu evler maalesef Belediyenin öngörüsüzlüğü nedeniyle korunamamıştır,

Özellikle Almanya’da işçi olarak çalışanlar Gerze’ye peyderpey dönmeye başlayıp bu evlere talip olmaya başlayınca işin rengi değişmiştir.

Başka bir deyişle….

Gerze’ye olan olmuştur.

1977 yılından itibaren Gerze Yangın evlerinin mimarisi değişikliğe uğramış Belediye’nin izin verdiği  imar tadilatları neticesinde eskisiyle ilgisi olmayan  herkesin zenginliği ölçüsünde  tezahür eden sakil yapılar mantar gibi yarımadayı çevrelemeye başlamıştır.

Kasabayı tanınmaz hale getiren bu yapılaşma Sakin şehir/Yavaş şehir statüsü kazanılıncaya değin devam etmiştir.(2017)

13 Şubat 1956 Gerze Yangının mirası olan bu evlerin korunamaması kimlerin mesuliyetindedir.

Bu önemli sorunun yanıtı yazının içerisinde kendine yanıt bulsa da buradan herkesin çıkaracağı dersler  olmalıdır.

Kentler bizim soluk alıp verdiğimiz mekanlardır.

Eğer bir kentte bu anlamda sorunlar yaşanmaya başlamışsa kent alarm veriyor demektir.

Bizi bugün için düşündüren de budur…!

YORUM EKLE