Geçmişte Gerze’den söz edenler, bu ilçenin önemli özelliği olan yeşilliğini ve şirinliğini hep ön plana çıkarırlardı. Hatta şirin ve yeşil Gerze’miz diğer ilçelere örnek gösterilirdi!

Artık Gerze’de ne yeşillik ne de şirinlik kaldı! Gerze’nin akciğerlerini oluşturan, bağlar ve bahçeler gelişi güzel ranta dayalı toplumu ve çevreyi düşünmeden; kişisel kayırmalı imar planları ve imar tadilatları ile altyapı sorunlarını da hiç düşünmeden konutlar yapılarak betonlaştırıldı!

İlçemizde görülmemiş derecede inşaat firmaları çoğaldı! Bu firmalar, arsalara konutlarını diktiler. Arsalardaki ağaçları kestiler. Bu firmaların diktikleri konutların çevrelerine ağaç diktiklerini gören var mı? Ben görmedim!

Bu binaların, hani park yerleri, çocuk bahçeleri?

Neredesiniz çevreciler, hayvan severler? Termik ve Nükleer karşıtı olarak çeşitli platformlarda yer alarak mücadele ediyorsunuz! Bu haklı mücadelede sizleri destekliyor ve alkışlıyorum!

Ama Gerze’nin yeşil alanları olan bağları bahçeleri betonlaşırken sesiniz soluğunuz neden çıkmadı? Sahil yolu yapılırken de uyutuldunuz ve sessiz kalmıştınız! Bugün de Gerze, gelişi güzel betonlaşırken adeta seyirci oluyorsunuz!

Samsun- Sinop duble yolu ilçemizi ikiye bölerek geçti. Sorunlar bundan sonra başlayacak. Yaşandıkça görülecek. Bağlar ve bahçeler imara açılarak arsa sahipleri olanlar bireysel çıkarları olduğu için seslerini çıkaramadılar! Hatta nefes almaktan bile korkar oldular! Her biri toplumsal çıkardan çok bireysel çıkarlarını ön planda tuttular!

Gerze üç mahalle iken, yedi mahalleye çıktı. Sorunlar daha da büyüdü. Bu mahallelerde 40–50 bin kişinin barınacağı konutlar yapıldı. Ama içleri boş!

İlçe sınırları genişledikçe, altyapı sorunları da büyüdü. Bu sorunlar daha da büyüyecek. Anlayış böyle olduğu sürece, altyapı problemleri her gün aratan bir hızla yaşanacak!

Yeni duble yolun iki yanı yakında oralarda imara açılır. Her zaman olduğu gibi altyapı, binalar dikildikten sonra oralara götürülür!

İlçemizde bağlar, bahçeler ve tarlalar bitti? Şimdi sıra geldi, o güzelim bahçeli ve belirli bir plan ve düzenle yapılmış yangın evlerinin yıkılıp, çok katlı sözde konforlu UCUBE beton yığınlarının çoğalan bir hızla dikilmesini gördükçe içim sızlıyor!

Hepinizin bildiği gibi, bu beş tip yangın evlerinin, bozularak gelişigüzel ve çirkin olarak yapılmasının tek suçlusu; geçmişten günümüze siyasi sorumluluk taşıyan belediye başkan ve belediye meclis üyeleridir!

Hadi yangın evlerini ve ilçemizin yangın öncesinden günümüze kadar gelmiş eserlerini ya da yapılarını koruyamadınız! Örnek mi: ( Satılan Belediye Hamamı )

Beş tip yangın sonrası evler şunlardı: ( 1. Balıkçı Evleri. 2.Dükkânlı Evler. 3.İkiz Evler. 4. İki katlı Tripleks Evler. 5.İki katlı ikiz ve Yedi Odalı Evler. ) hadi bunları koruyamadınız! Yıllarca kaçak gecekondu misali bu evlere çeşitli ilaveler yaptırdınız. Siyasi gerekçelerle göz yumdunuz.

Madem bu evler ihtiyaca göre yeniden yapılacaktı. Her ev bir hane için düşünülmüş ve alt yapısı ona göre yapılmış. Bu evler büyütüldükçe ve çok haneli duruma getirildikçe, alt yapı sorunları yeniden yaşanmayacak mı?

İleriyi görebilmiş olsaydınız, Belediye İmar Müdürlüğünüzce bu beş tip evler için ayrı ayrı proje çizerek, her konut sahibinin bu projelere uygun inşaatına izin verirdiniz. Bugün olduğu gibi keyfi modeller ortaya çıkmaz ve görüntü kirliliği ilçemizde yaşanmazdı!

Yangın evlerinin hemen hepsi bahçelidir. Yani bu evlerin yeşil alanları oldukça çoktur. Okurlarımın çoğu bilmez. Bu evler yapıldığında konut sahiplerinin bahçelerinde hiçbir yeşillik yoktu. Cuma günleri buraya getirilen her çeşit ağaç, daha çokta meyve ağaçları adeta yağmalanır gibi insanlarımız satın alıp, gelişi güzel bahçelerine diktiler. Bugünkü yeşilliklerin çoğu o günlerden kalmadır.

O yıllarda belediyemizde, cadde ve sokaklarımızı, akasya, atkestanesi, ıhlamur ve iğde gibi ağaçlarla yeşil alanlar oluşturuyordu.

Yangın evleri yıkılıp yeniden yapılırken, yeşillikler yok ediliyor! Yazık çok yazık! Yeşil Gerze’nin akciğerleri yok ediliyor! İnsanlar seyirci! Arkadan konuşur olmuşlar!

Beyler, bayanlar yeşilliklerini kaybettikçe bir kent ölü bir kenttir. Ölü kentte sanırım yaşamak istemezsiniz! Bilmelisiniz ki yeşil bitki örtüsü etrafa bol oksijen verir. Bu insanlar ve hayvanlar için çok önemlidir. Bitkiler ise, insanların ve hayvanların solunum yoluyla verdiği karbondioksiti alarak yaşam alanında denge sağlar.

Beton güneş ışınlarını yansıttığı için, hem deniz kenarı bir kasaba oluşumuz nedeniyle, nem oranı arttıkça nefes alamaz hele geleceğiz! Rant uğruna son kalan yeşil alanlarımızı kaybetmeyelim. Yaşam kısa!

Unutmayın, “ Akıl için yol birdir.” İlerici, demokrat, çağdaş ve devrimci olmak o kadar kolay değildir. Her işte iyi ve verimli bir sonuç, o işe verilen değer ve emek oranında gerçekleşir.

Ben bu sorunları dile getirdiğimde, boş ver iş işten geçmiş bunun geri dönüşü yok! Bu böyle gelmiş böyle gidecek diye kıvırtanları da bu memlekette çok gördüm!( Yangın Evlerinin Yok edilişi konusunda! )

Sonuç olarak: Akciğerlerini kaybeden canlıların yaşama şansı var mı dır? Elbet yoktur, olamazda! İnanıyorum ki adalet olan yerde, hatır gönül işlemez. Hiçbir etki adaletin işleyişini ters yöne çeviremez! Doğanın adaletinin karşısında unutmayınız ki hiçbir güçle karşı koyamazsınız! Gerzeliler, Gerzeli olmaya çalışanlar, ne acı ki Yeşil ve Şirin GERZE’Yİ kaybediyoruz! Bu çirkinliklere omuz verenler ve alkışlayanlar umarım sevinçlerinden bir yerlerine kına yakarlar!

Sevgiyle kalın.

Ali Vacit TOKMAK