2 Temmuz Sivas Katliamı!

            Kanlı Sivas’tan, Ozanlar Şehrine.

            Pir Sultan kızıydım ben de Banaz’da

            Kanlı yaş akıttım baharda yazda

            Dedemi astılar KANLI SİVAS’TA

            Darağacı ağlar Pir Sultan deyu.

            Pir Sultan Abdal’ın tarihsel duruşundan mıdır nedir bilinmez yakın zamana kadar Sivas denilince akla Pir Sultan ve Alevilik gelirdi.

            Ne var ki Sivas Alevilerin nazarında Pir Sultan’ın asıldığı şehir olarak pek makbul bir sicile sahip değildir. Yine de Aleviler bu olayı bir kan davasına dönüştürmemişler, iktidar mensupları ile Sivaslı sıradan insanı ayırmışlar ve Sivas’a” OZANLAR ŞEHRİ” olarak sahip çıkmışlardır. Hatta yetiştirdiği ozanlar dolayısıyla Sivas’ın ayrıcalıklı, özel bir yeride vardır.

Nasıl olmasın ki, Aşık Veli, Ali İzzet, Aşık Veysel ve daha niceleri… Sivas toprağında yetişmişlerdir.

            Sivas şehrinin kara tarihi/ talihi Cumhuriyetle bir parça dönmüştür. Çünkü Sivas Osmanlı’nın yerine kurulan genç Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı yerlerden biri olmuştur. Bundan dolayıdır ki Sivas Şehri demokrat ilerici kimliğiyle bilinmiş, anılmıştır.

            Pir Sultan’ın Direnci; Hızır Paşa’nın İhaneti!

            İlmi sorarsan köyümdür Banaz

            Yıkılsın yıkılsın ol KANLI SİVAS

            Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz

            Açılın zindanlar Pir’e gidelim!

           

            12 Eylül sonrasında Sivas’ın toplumsal dokusunda köklü değişiklikler olur. Sivas büyük göç veren şehirlerin başında gelir. Sivas’tan göçenlerin çoğunu ilerici unsurlar, Aleviler oluşturur. Onlardan boşalan yerleri ise tam karşıt güçler doldurur. On yıl içinde Sivas’ın yüzü kararır.

            1989 yerel seçimlerinde Refah Partisi’nin belediye başkanlığını kazanmasıyla gerici güçler bütünsel olarak Sivas’ta kurumsallaşmaya başlar. Belediye olanakları sınırsız bir biçimde şeriatçı çevrelerin hizmetine sunulur. Anadolu’nun bu demokrat kimlikli kenti gerici bir dokuya bürünmüştür.

            12 Eylülcülerin toplumsal güçleri bastırmak için dinci gericiliği kullanmaları sonuçlarını vermiş, gerici güçler sahiplerinin dahi zor kontrol ettikleri bir noktaya gelmiştir!

            Tarih boyunca Sivas kentinin şahsında hep iki çizgi varlığını devam ettirir. Pir Sultan Abdal’ın baş eğmez direnişçi yolu ile Hızır Paşa’nın hain, ihanetçi çizgisi. Bu iki farklı dünya anlayışı, bu insanlığın hizmetinde olma ile ona ihanet etme çizgisi 2 Temmuz 1993 tarihinde bir kez daha tarih sahnesinde ortaya çıkmıştır.

            Pir Sultan Abdal Kültür Derneği geleneksel olarak 1978’den beri düzenlemekte oldukları BANAZ Pir Sultan Abdal Şenlikleri daha görkemli, daha kalıcı bir biçimde gerçekleştirmek için 1993 yılında da aylar öncesinden hazırlıklara başlarlar.

            Tüm demokratik kitle örgütlerine ve Alevi kuruluşlarına çağrı yaparak Banaz şenliklerini paylaşmayı, birlikte yapmayı teklif ederler. 1993 şenlikleri için bilinen tanınan yazarları, sanatçıları yapılan davete olumlu yanıt verirler.

            Ankara’dan, İstanbul’dan ve Anadolu’nun dört bir yanından yola çıkan Pir Sultan yolcuları 1 Temmuz 1993 sabahı Sivas’ta buluşurlar. Programa göre iki gün Sivas’ta etkinlikler gerçekleştirilecek, ardından ise Banaz’a geçilecektir!

            Fakat SİVAS eski SİVAS değildir!

            Pir Sultan’ın torunları kendi havalarını hâkim kılmakta gecikmezler. Şenlik başlar; deyişler, semahlar birbirini izler. Söyleşiler, paneller izleyici ile dolup taşar. Korkulacak bir şey olmadığını düşünür herkes. Kaygıların boşuna olduğunu söylerler birbirlerine. Sivas bizim şehrimiz derler. Ne yazık ki bir gün geçmeden bu görüşlerin tam tersini yaşayacaklardır!

            Mezhep bilmeyen, insanlık yolu dışında başka yol tanımayan, sevgiyi kendisine din edinmiş insanlar, Sivas’ta kendileri için kurulan tuzaktan habersizdirler. Şeriatçı karanlık güçler günler öncesinden Sivas’ta Alevilerin, demokratların varlık göstermesini engellemek ve onlara” Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmamak” için hazırlıklara girişirler.

            Gazete ilanları vererek, bildiriler hazırlayıp dağıtarak yalan dolana dayalı provokasyon ortamı hazırlarlar. İki gün şeriatçılar pusuda beklerler. Saldırı için her zaman yaptıkları gibi Cuma gününü ve Cuma namazını beklerler. 2 Temmuz günü Cuma namazından çıkan kalabalıklar katillerin kışkırtmasıyla harekete geçerler. Önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne saldırırlar.

            Arkasından Sivas katliamının yaşanacağı MADIMAK Oteli kuşatılır. Tüm Dünyanın gözü önünde SİVAS Katliamı yaşanır! Çünkü 8 saat insanlar Madımak Otelinde kendilerine bir yardım eli uzanmasını beklerler. Cumhurbaşkanı aranır, başbakan aranır, başbakan yardımcısı ve yetkili bakanlar aranır. Tanıdık bildik etkili yetkili kim varsa bir umut olarak aranır ama güvenlik güçleri de dâhil hiçbir güç gelip de şeriatçı güçleri dağıtamaz, Pir Sultan torunlarını kurtaramaz!

            Sivas’ta göz göre göre insanlar katledilir. Sivas belediye başkanı, katilleri “ gazanız mübarek olsun “ diye kutlamaya kadar işi vardırmıştır! 8 saat genç kızlarımız, erkeklerimiz, şairlerimizin, bağlama üstatlarımızın ve semahçılarımızın çığlıklarına tüm insanlık kulaklarını tıkamıştır. Başta iktidar sahipleri olmak üzere!

            8 saat içinde insanların katledilmesine engel olunamamıştır! Sivas Şehitlerimiz nasıl bizlerce unutulabilir! İnsanlık tarihinde din adına işlenen böyle bir vahşet görülmemiştir, duyulmamıştır ve yaşanmamıştır!

            Sivas katliamı gerek Alevi örgütlenmesinde gerekse Alevilerin bilincinde bir dönüm noktası olmuştur.

            Sivas katliamından çıkan birinci ve temel ders, yalnızca ve yalnızca kendi gücüne ve örgütlülüğüne güvenmenin zorunluluğudur. Aleviliğe yönelik kuşatma, asimilasyon ve her türlü saldırıların gündeme geldiği günlerde, Alevilerin kimlik mücadeleleri için çok güçlü örgütlükler yaratması zorunluluğu ve görevi mutlaka vardır.

            2 Temmuz SİVAS ŞEHİTLERİ, yan yana öldüler ve yan yana gömüldüler KARŞIYAKA’da… O’nlar Karşıyaka’nın onur gülleri, direnç gülleri, yüreklerimiz de çok derin bir iz bırakan, PİR SULTAN Şehitleri. Sizleri her zaman saygıyla anıyoruz.

            Sevgiyle kalın.

            Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE