Değerli Gerze Gündem okurlarım, ülkemizde her yıl meydana gelen trafik kazalarında binlerce insanımız hayatların kaybederken, on binlerce insanımız da yaralanarak hayatlarının geri kalan bölümünü de sakat bir biçimde devam ettirmek zorunda kalmaktadır. Üstelik trafik kazalarının ülkemize verdiği zararlar bununla da kalmamakta, trilyonlarca liralık ulusal hâsılatımız da heba olup gitmektedir.
Günümüzde görüldüğü gibi ulusal bir sorun haline gelen trafik kazaları, artık şu veya bu kuruluşun görev ve sorumluluğu olmaktan çıkmış tüm vatandaşlarımızın, kamu ve özel kuruluşların ciddi ve samimi işbirliğine gitmelerini zorunlu kılmıştır. Zira trafik kazalarını ne yetkililerimizin bazen dile getirdikleri önlemler önleyebiliyor, ne de araçların önündeki “MAAŞŞALLAH” veya “ ALLAH KORUSUN” yazıları bizleri kazalardan uzak tutmaya yetiyor!
Kazaların nerede, ne zaman olacağı, kimlerin yaşamını zorlayacağı bilinmediğine göre, yalnız bizden birine, daha açıkçası bir yakınımızın başına gelince gösterdiğimiz isyan ve duyarlılıkla, hepimize gelecek bir felaket gibi trafik kazalarına karşı şimdikinden fazla, hatta çok daha fazla duyarlı olmalıyız. Unutmamalıyız ki, hemen her yerde trafik kazalarına karşı mücadelemiz gerçekten bir ölüm kalım savaşı olabilmelidir!
Bugün, kişi yaşamının belli bir boyutunu trafikle iç içe geçirmektedir. Araca binme ve inme, yürüme, karşıya geçme, gideceği yeri belirleme, o yere kendisini götürecek aracı saptama, çağımız insanı için kaçınılmaz olgular olmuştur. Her geçen yıl, koşullar giderek artmış; trafik insanın günlük yaşamında çok önemli bir yer tutmuştur!
Bilgi ve beceriler, ne kadar küçük yaşlarda kazandırılırsa, o kadar kalıcı ve etkili olabilir. Her geçen yıl, Trafik insanların yaşamında çok fazla yer almaya başlamıştır! Belki araçlar ve kurallar değişebilecektir! Böyle olmasına rağmen çocuğa hem günün trafik kurallarını, hem de geleceğinki öğretilmelidir! Günümüz trafik kuralları mutlaka yaşama geçirilmelidir. Çocuklarımız yalnız bilen değil, aynı zamanda uygulayan, denetleyen, doğruları yılmadan savunan insanlar haline getirilmelidir!
Trafik bir sistemdir ve bu sistemin en önemli öğelerinden biri de insandır. İnsanı bu sistemin gerektirdiği bilgi beceri ve duyuşlarla donatmak zorunluluğu vardır. Her eğitim de olduğu gibi; trafik eğitiminde de çocuklara, daha küçük yaştan itibaren trafikle ilgili; bilgi, beceri ve davranışları kazandırmalıyız!
Trafiğin daha iyi düzenlenmesi, kazaların en aza indirilmesi, toplu olarak topyekûn alınacak tedbirlerin yaygınlaştırılması, sürücü ve yayalara lazım olan bilgilerin verilmesi, gelişmelerin sık sık aktarılması ve trafik içinde bulunan kişilere trafik kural ve kaidelerinin gerekli olduğunun kabul ettirilmesi gerekir. Bu ise iyi bir trafik eğitimiyle mümkün olacaktır!
NOT: Yetkili kurumlara bir öneride de bulunmak istiyorum: Araç alan vatandaşlardan çeşitli adlarda vergiler alınmaktadır.” Benim önerim, PARK yerleri olmayan araç sahiplerinden de vergi alınmasını önermekteyim. Ülkede park büyük sorun! Sokakları, caddeleri ve yaya kaldırımlarını araçlar işgal etmiş! İnsanlar taşıt yollarında yürümek zorunda kalıyor. Yayaların her an hayati tehlikesi var. Belediyeler park alanları yapmaktan yasal boşluktan yararlanarak kaçınıyorlar. İnşaat firmaları park alanları yapmıyorlar. İnşaat firmalarının daire sayısı kadar en az park alanları yapmaları zorunlu hale getirilmeli! Park alanı olmayan inşaatlara ruhsat verilmemeli! Birkaç yıl sonra araç sahipleri bu anlayışlarla araçlarını yerlerinden hareket edemez hale geleceklerdir! Hatta araç alan sürücülere, park alanı yoksa o alıcıya araç satılmamalıdır! Park Vergisi, Maliye Bakanlığına günümüzde büyük bir gelir de sağlayacaktır!
Esen kalın…
Ali Vacit TOKMAK