Evet değerli okuyucular ve çok kıymetli Gerzeliler, yeni bir köşe yazımızla sizlerle beraberiz.
Aslında köşelerimize bu kadar ara vermek istemiyorum ama günlük rutinlerle sizleri sıkmak istemiyorum. Rutinlerden kastımı tahmin edersiniz. Hepimiz aynı memlekette yaşıyoruz ve her gün aynı yada birbirine benzer, mantığımızın bile almadığı şeylerle yüz yüze geliyoruz.
Aslında yazımızın başlığı da buradan geliyor.
Belgesel aralarını hepimiz biliriz değil mi? Bir zamanlar RTÜK, "Toplum Tarafından Kabul Görmüş" (Bu Önemli Bir Tabir) uygunsuz bir yayın olduğunu gördüğünde kanallara, nedeniyle beraber "Kapalıyız" yazdırırdı. Sonrasında, yani günümüze gelindiğinde RTÜK'de (bence) siyasete kurban gitti ve "İktidarın Genel Psikolojisince Kabul Gören Yanlışlarda" belgeseller yayınlatmaya başladı.
He, ben TRT'nin arızaya girdiğinde ekrana yerleştirdiği "Necefli Maşrapa" yı görmeyi tercih edenlerdenim o ayrı.
Neden mi?
E kardeşim, abim, ablam, hemşerim ülke yanıyor, perdelemek için bize çiçek, böcek seyrettiriyorlar. Kendimi akıl hastanesindeki insanların tedavisinde gibi hissediyorum.
Her neyse biz nereden bu başlığı atma ihtiyacı hissettik, onu biraz daha derinleştirelim.
Biliyorsunuz ki ben aynı zamanda köşe yazılarımda siyasi kimliğimi kullanmayı reddeden bir siyasi parti temsilcisiyim. Yazılarımda sadece Türkiye Cumhuriyetinin şuurlu bir vatandaşı olarak kelimeler seçiyorum. Yanlışı, yanlış olduğu için kaleme alıyorum.
Başlığın neden bu olduğunu da, giriş bölümümde neden "Necefli Maşrapa" ya yer verdiğimi de, bu ufak hatırlatmayı neden yaptığımı da konuya girince daha iyi anlayacaksınız.
Yeni yıl, yeni umutlar, yeni planlar diye başladığımız 2023'ü maalesef ki yine hüsranlarla karşıladık, 1 ayını bitirdik bile.
Beni en çok yıkan ise meğer "Lozan'ın Gizli Maddeleri" yokmuş... :-)
Tabiki şaka...
Seçim sürecine girilen ülkemde kesenin ağzı açıldı ve darphane kesintisiz mesai ile gıcır gıcır paraları atm'lere göndermeye başladı. Daha önce karşılıksız basılan paraların enflasyon etkisi hakkında çok yazılarımız oldu. Bu yüzden bu konuyu direk geçiyorum ve enflasyon uçtu diye bağlıyorum.
Daha maaşlar cebe girmeden paralarımız pul oldu. Pul olduğu gibide artan işveren maliyetleri nedeniyle işçi çıkarımları başladı. TYP (Toplum Yararına Program) ile İŞKUR üzerinden insanlar 3-4 ay kura (!) ile bir yerlerde çalıştırılarak işsizlik rakamları dizginlenmeye çalışılsa da 37 milyon kişi banka dosyalarındaki yerini aldı.
Durum bu kadar vahim iken gelelim "Necefli Maşrapa" meselesine.
Dün Gerze’mize İçişleri Bakanı Makamımızda görevli olan Süleyman Soylu bey teşrif etmiş. Ben şehir dışında olduğum için gelişmeleri "Eniştem ‘de Gerze de olmadığından" (!) önce gazetemizden sonra diğer yerel basınımızdan ve akabinde Gerze halkıyla yaptığımız sohbetlerden öğrendim.
Partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle partili bakanlık sisteminin gelmesi tabiki kaçınılmazdı ki dünde bunun bir örneğini yeniden yaşadık. Partili bakanımız gelmiş, siyasi propagandasını da yapmış, başka bir siyasi partinin ilçe temsilcisi kendini, kendi iradesiyle mi bilmem, ortaya atmış. Birde 100 (YÜZ) kişide yanımda getirdim demiş (ki ya kadraja sığmamış o 100 kişi yada bakanın temsil ettiği kitleden katılan olmamış), akşamına da istifa ettiği ilçe başkanlığı omurgalı bir tutum ile kendisini yalanlamış.
Bunlar genel siyasette (ben pek esnek bir insan olamadığımdan onaylamıyorum) olağan şeyler malesef.
Ama ben asıl Bakanlık Makamımızda oturan temsilci Sayın Soylu'nun konuşmasına takıldım.
Ben, bu ülke vatandaşının saçının teline zarar verenin, verme niyetinde olanın kafasını kopartmak isteyen birisi olarak, kendisine kimsenin çıkıp ta bir iki soru sormayışına yada soramayışına anlam veremedim.
Dağdaki teröristi bitirme tarihi verecek kıvamda olan sayın temsilci, SİNAN ATEŞ olayını 30 gündür neden çözemiyor?
Kendine bir ideolijiyi maske yapan arkadaşlar, hazır ayaklarının dibine kadar gelen sayın yetkiliye neden bunun hesabını yada sorusunu soramıyor? Yoksa "İşine Bak" denilerek savuşturulacağından mı korkuyor?
Yada oradaki halk, "hdp'nin Truva atı" benzetmesiyle temsilcinin partisine geçen arkadaşa, "Ya kardeşim hdp ile el ele olup açıp saçan ben miydim?" diye soramıyor?
Velhasıl ki sayın okurlarımız aklımızı kaybetmemek için üstün çaba sarf etmek zorunda olduğumuz güzel ülkemde, mantıksız bu kadar işler dönerken ve bunun adına da "Siyaset" demişlerken ben, dünkü manzarayı görmek yerine; Tek kanallı dönemde arızaya giren TRT ekranından görmeye alışık olduğumuz "Necefli Maşrapa" yı görmeye razıyım...
Beğenerek takip ettiğim bir üstadın sözüyle;
"AKLINIZI, KAFATASINIZDA TUTABİLECEĞİNİZ" Bir yıl geçirmeniz dileğimle...
Bu evladı bulup alnından öpmek istiyorum. Yine lafı derleyip toplayıp, güzelce puntalamış. Allah sayınızı arttırsın evlat. Sen zaten gereken herşeyi demişsin maşAllah. Ben ayağına taş değmesin, Gerzenin senin gibilere ihtiyacı var deyip susuyorum.