Otomobilin lüks olduğu günlerden birini düşünelim mi?
Komşu ziyaretlerinin sık olduğu, heryere yürüyerek gitmenin zevkine vardığımız o günlere.
Yol üstünde gördüğümüz eş, dost, akraba, arkadaş ile iki lafın belini kırdığımız, kesmeyip “Ya gel şurda bi çay içelim” diyerek kıraathanenin birine oturduğumuz günlere.
Bayanların kapı önüne kilim sererek çekirdek çitleyip muhabbete durdukları günlere…
Düşünürken bile iç çekenleriniz, bu anıların üstüne türlü anılar koyanlarınız olmuştur mutlaka.
Eskiler güzeldi be…
Gerze eskiden çok güzeldi…
Peki, o günleri neden bu günlerde arar olduk?
Anahtarlar neden toplandı kapılarımızın üstünden?
Küçücük ilçeyiz diye şikayet etmelerimizin cezasını mı çekiyoruz acaba?
Her yer beton, her yer otomobil ama insanlığımızı mı kurban ettik acaba büyüyerek?
Malum yaz mevsiminde gurbettekilerimizin toplandığı zamanlardayız yine ve her yıl içinden çıkılmaz bir çile haline geliyor bu yoğunluk. İnsanların birbirine tahammülü kalmamış. Otomobillerin çokluğundan insanlara yürüme alanı kalmıyor. Yaşama alanı kalmıyor.
Gerzemiz büyüyor evet ama biz buna ne kadar hazırladık kendimizi? Ne yaptık mesela misafirleri rahat ağırlayıp, yerleşiklerin bunalmaması için? Üst yapı sadece çiçekten, böcekten, ışıktan yada süsten ibaret değildir? İnsanlar bırakın otomobilleriyle mesafe almayı, yürüyerek bile istedikleri yere rahatça gidemedikleri yollardaki güzellikleri göremezler bile.
Mesela köşk caddesinin yolunu çok konuştuk. Şehrin trafiğini boğacak şekilde daraltıldı dedik ve nitekim ki boğulduk. Araya iki şeriti ayıracak bir çözüm uygulayalım diyoruz fakat o da henüz duyulmadı sanırım fakat özellikle akşam saatlerinde bir şerite park edilen otomobiller yüzünden trafikte giden gelemiyor, gelen gidemiyor. İki araç burun buruna bekliyor ve içinden çıkılamaz hal alıyor.
İnsanlar birbirlerini düşünmeyide bırakmışlar maalesef. Araç geçiş noktalarına araçlarını bırakanlar buna en net ispattır. 5-10 metre önünde müsait yer var iken sadece işi orada diye park halindeki arabanın yanına ikinci sıra parkı yapıp aracını bırakıp gidiyor.
Velhasıl biz büyüyoruz fakat buna maalesef kendimizi hazırlamamışız bunu görüyoruz. Bir an önce özallikle trafik çözümünü üretmeye başlamalıyız. insanlarımız kurallara uymuyorsa uymaya zorlamalıyız. Park yapmaması gereken yere park ediyorsa o alanı park edemeyeceği hale çevirmeliyiz.
2021 Türkiyesinde bunları yaşamak ne kadar acıysa emin olun ki yazmak da o kadar acı.
Maalesef Gerzemiz büyümeye kendini hazırlamamış olsada (!) sizler Gerzemizin kusuruna bakmayın ve elinizden geldiğince sorunun bir parçası değil, çözümün kendisi olunuz
Bir daha ki konumuz ise yine bu konuya bağlantılı olan bir diğer meselemiz Şehiriçi dolmuş hatlarımız ve güzergahlarımız olacaktır. Yetkililere bir tüyom olsun ki inşallah yapılması halk tarafından istenilenleri değilde, yetkililerin yaptığı doğruları yazma imkanı buluruz diyorum…
Kalın Sağlıcakla…
öyle bir hale geldik ki malesef. bunca doğru sözün sonunda kesin savunma yada açıklama yaomak yerine "siyaset yapıyor" diye cevap verirler.ülkece bittikte haberimiz yok. hatta bir bizim haberimiz yok!