Cebri İcra Yoluyla Edinilen Taşınmazlara İlişkin Fazladan KDV Ödemiş Olabilir Misiniz?

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinin 4. fıkrasının (r) bendi uyarınca, kurumların aktifinde/belediyelerin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler katma değer vergisinden istisna tutulmuş olup, kanunda bu hükümden yararlanmak için iki yıllık şartı taşıyan taşınmaz satışının normal satış veya cebri satış açısından herhangi bir ayrım yapılmamıştır.   

Kurumların aktifinde/belediyelerin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı kanun hükmü uyarınca katma değer vergisinden istisna tutulmuş olup, bu nedenle teslimi katma değer vergisinden istisna tutulan taşınmazın cebri icra yoluyla satışının yapılmış olması, kanunen tanınmış olan kdv istisnasına engel bir durum değildir.

Kdv ödenmemesi gerekirken, cebri icrada satış ihalesi üzerinizde kalan taşınmaza ilişkin tapu tescil işlemlerinin yapılabilmesi için ödemek zorunda kaldığınız katma değer vergisi geri alınabilir mi?

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun “Vergi Hatalarını Düzeltme ve Reddiyat” başlıklı üçüncü bölümünde 116. maddesi ile 126. maddeleri arasında vergilendirme hataları konusu düzenlenmiştir.

213 sayılı Kanunun 116. maddesinde; vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasının vergi hatası olduğu açıklanmış, hesap hatalarını düzenleyen 117/1 maddesinde ise; vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekalif cetveli ve kararlarda matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş veya hesaplanmış olması matrah hatası kapsamında hesap hatası olarak kabul edilmiştir.

213 sayılı Kanunun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124'üncü maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikâyet yolu ile Maliye Bakanlığına (Gelir İdaresi Başkanlığı) müracaat edebilecekleri açıklanmıştır.

Aynı Kanunun “Hataların meydana çıkarılması” başlıklı 119. maddesinde; “Vergi hataları şu yollarla meydana çıkarılabilir: 1. İlgili memurun hatayı bulması veya görmesi ile; 2. Üst memurların yaptıkları incelemeler neticesinde hatanın görülmesi ile; 3. Hatanın teftiş sırasında meydana çıkarılması ile; 4. Hatanın vergi incelenmesi sırasında meydana çıkarılması ile; 5. Mükellefin müracaatı ile.” hükmü yer almaktadır.

213 sayılı Kanunun “Düzeltmede zamanaşımı” 126. maddesinde; vergi ve hesap hatalarının 114. maddede düzenlenen 5 yıllık tarh zaman aşımı süresi içinde düzeltilebileceği ifade edilmiştir.

Dolayısıyla; 3065 sayılı Kanun'un 17. maddesinin 4. fıkrasının (r) bendi uyarınca, kurumların aktifinde/belediyelerin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler katma değer vergisinden istisna kılındığından, bu şartları taşıyan taşınmazların icra yoluyla edinilmesi halinde katma değer vergisinden istisna kılınması gerekir.

Bu nedenle cebri icra yoluyla edinilen taşınmazlar yönünden, taşınmazın eski maliki kurumun aktifinde/belediyelerin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmaz olup olmadığının araştırılarak şayet bu şartları taşıması nedeniyle icra dairesince satışa ilişkin katma değer vergisi hesaplanmaması gerekirken kanunun açık hükmüne aykırı olarak kdv hesaplanmış olması açık bir hesap hatası olduğundan bunu ödeyen taşınmaz sahibi tarafından 213 sayılı Kanunun 116 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzeltme ve şikâyet başvuruları sonrasında tesis edilecek olumsuz işlemlere karşı vergi mahkemesinde dava açılarak yargı kararıyla faiziyle birlikte geri alma imkânı bulunmaktadır.

Diğer taraftan 213 sayılı Kanunun 114 vd. maddelerinde düzenlenen düzeltme-şikayet yolu hukuken tartışmalı konuları kapsamamaktadır. 3065 sayılı Kanunun 17/4-r maddesi koşullarını taşıyan taşınmazın cebri satış durumunda kdv tutarının tahsil edilmesi apaçık bir vergilendirme hatası olup, düzeltme-şikayet kapsamına girmektedir. Nitekim Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 07.02.2018 tarih ve E:2017/639, K:2018/71 sayılı kararı da bu yöndedir.

YORUM EKLE