Fatihin Sahn-I Seman Medreseleri

Osmanlıların o zamane, neresi devlet merkezi olursa orasının ilmi ve sosyal kurumlarla donatılmış merkezi olmasına önem ve özen gösterilmiştir. Edirne şehri, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da yaptırmış olduğu Sahn-ı seman medreselerinin açılmasına kadar birinciliği muhafaza etmiştir. Bilhassa Orta Asya’da görülen felsefe, mantık, fıkıh, usul-i fıkıh, tefsir, hadis, edebiyat, tarih, tıp alanlarındaki bilgeliği, Fatih bilahare İstanbul’a getirmek istiyordu. 1453’te Sahn-ı Seman isimli İlahiyat ve Hukuk Fakültesini kurdurtan Fatih yakından takip ediyor ve meşhur âlimlerin burada yetiştirilmesi için özen gösteriyordu.

Osmanlı memleketlerine hicret eden âlimler sayesinde ilim cereyanları birdenbire yükselmiştir. Bu gelenler arasında Şeyh Ahmed-i Cezeri, Haydar-ı Herevi, Alaaddin-i Tusi, Ali Kuşçu, Tabip Hekimşah-ı Kazvini, Hekim Lari, İdris-i Bitlisi v.s bunlar arasındadır. Osmanlı’nın çok zengin kültür, medeniyet ve eğitimi, bilhassa Asya, Avrupa ve Afrika’daki İslam memleketlerine kültürel tesiri büyük olmuştur.

İlerleme ancak ilim ile gerçekleşir anlayışıyla, İstanbul Üniversitesi 1846 senesinde Avrupai eğitim kabul görülerek Darülfünun’un kurulması kararlaştırılır ki maalesef üniversite hüsranla sonlanır. Peşine 1870 senesinde tekrardan Darülfünun-u Osmaniye adıyla açılırsa da iki sene sonra yine hüsranla sonuçlanır. 1874 senesinde de girişim sonuç vermeyerek, sonunda Darülfünun’u Şahane adıyla 1900 senesinde tekrar icra edilir. 1933 senesinde TBMM kanunuyla Darülfünun reformdan geçirilip ona bağlı kurumları lağv edilerek Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni bir üniversite kurulmasına karar verilir. 1 Kasım 1933 de Cumhuriyetin ilk ve tek üniversitesi olarak kabul görür.

Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar Berber

YORUM EKLE