Kanuni Temsilci ve Ortakların Kamu Alacaklarından Sorumluluğu ve Hayati Öneme Haiz Bilgiler-II

Asıl kamu borçlusuna ait ödenmeyen kamu alacaklarının kanuni temsilci ve limited şirket ortaklarından takip ve tahsili için önem arz eden bazı konuları ele alacağımızı dile getirmiştik.

Yazı dizimizin 06.01.2022 tarihli ilkinde; şirket müdürlüğünden ayrılan kanuni temsilciler veya limited şirket ortaklığından ayrılan kişilerin, kendilerinin şirketten ayrılmasından sonra şirket yetkilileri tarafından yapılandırma kanunu hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunup bulunmadığının araştırılması ve şayet yapılandırma kanunlarından yararlanılmışsa, ödeme emrine konu kamu alacağının kendilerine ait bir kamu olacağı olmadığı iddiasıyla ödeme emrine karşı 15 gün içinde kamu alacağının konusuna göre vergi veya idare mahkemesinde dava açmaları gerektiğini ifade etmiştik.

Yazı dizisine yine çok önemli yargı kararları ile devam edeceğiz.

Yapılandırma kanunu hükümlerinden yararlanmak amacıyla başvuru yapılmasına rağmen taksitlerin süresinden ödenmediği gerekçesiyle yapılandırmanın iptal edildiği durumlarda, asıl borçlu şirket hakkında ödeme emri gönderilerek takibata başlanılmadan, kanuni temsilci ve ortakların ödeme emriyle takip edilemeyeceği yönünde yargı kararları bulunmaktadır.

  1. kararların altında, yapılandırmanın yeni bir hukuki durum doğurduğu görüşünün yattığını söyleyebiliriz.

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 29.12.2020 gün ve E:2017/1425, K:2020/6305 sayılı kararında; “vergi borçlarının yeniden yapılandırılması halinde anılan Kanun hükümleri ile yeni bir hukuki durum ortaya çıkacağından, 6111 sayılı Kanuna göre belirlenecek ödenmeyen tutarların takip ve tahsil edilebilmesi için öncelikle şirket adına ödeme emri düzenlenmesine rağmen amme alacağının tahsil imkanının kalmadığının saptanması durumunda, sözü edilen Kanundan yararlanılması sırasında şirketi temsile yetkili olan kanuni temsilciye gidilmesi gerekmektedir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Danıştay kararından iki önemli sonuç çıkmaktadır:

Birincisi; yapılandırılan ancak ödenmeyen kamu alacağı hakkında kanuni temsilci ve ortak hakkında ödeme emri düzenlenmeden önce, asıl borçlu şirket ödeme emri ile takip edilmeli ve yapılacak mal varlığı araştırması ile kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

İkincisi ise; Danıştay’a göre yapılandırılan kamu alacağına ilişkin asıl sorumlu kamu borçlusu yapılandırmanın yapıldığı sıradaki kanuni temsilcidir. Dolayısıyla, yapılandırılan dönemde kanuni temsilci olan kişi, yapılandırmanın yapıldığı tarihte kanuni temsilci değilse, yapılandırılıp ödenmeyen kamu borcundan sorumlu olmayacaktır. Bu durumda, kamu alacağını yapılandıran fakat ödemeyen kanuni temsilci sorumlu olacaktır.

Aynı şekilde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İstinaf Dairesinin 28.05.2021 gün ve E:452, 2021/1971 sayılı kararıyla onanan vergi mahkemesi kararıyla; yapılandırmanın iptali üzerine, davalı idarece, asıl borçlu şirket hakkında yeniden takibat yapılmak suretiyle borcun öncelikle şirketten usulüne uygun olarak tahsiline çalışılması ve şirketten kısmen veya tamamen tahsil edilemediği veya edilemeyeceğinin ortaya konulmasından sonra, şirket ortağı veya kanuni temsilcilerin sorumluluğuna gidilmesi gerekirken, kamu alacaklarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacının malvarlığı üzerine konulan haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmadığına hükmedilmiştir.

Sonuç olarak; yapılandırma öncesinde asıl borçlu şirket hakkında ödeme emri düzenlenmiş olsa bile, yapılandırılmasına karşın ödenmeyen kamu alacağı için asıl borçlu şirket hakkında yeniden ödeme emri düzenlenmeden kanuni temsilci ve ortaklar hakkında ödeme emri düzenlenemeyecektir.

YORUM EKLE