Koleksiyoner olmak demek dinamik, coşku dolu olmak ve kendine güvenmek demek. Ama biz geçmişimize güvenemediğimiz sürece olacağı, daha çok özgüven kaybı, mutsuzluk, korku ve dahası bilgi kirliliğidir. Koleksiyoner olmak istiyorlar ama bunu emeksiz, zahmetsiz elde edemeyeceklerini biliyorlar. İşte bu yüzden maalesef henüz başlamadan kapanışı yapılıyor. Bizim toplumumuzda koleksiyoner olmak hafif değil, ağır bir şeydir ki kimileri bu ağırlığa dayanamayıp kendi içlerinde ciddi maddi ve zamansızlık problemleri yağıyor, pasifliğe, sessizliğe gömülüyor.

Var olduğumuz halde, aslında mesleğimiz, işimiz, evimiz, paramız, eşimiz, çocuğumuz ve yaşam mücadelesi içinde ''sana mı kaldı.? ‘diyenlerimiz elbette vardır.

Lakin bu negatif söylemlere inat sanki hep arkadan kovalayan varmışçasına kültür değerlerimize sahip çıkmayı, bilgilendirmeyi, inadına devam ettirmektir. Kendine olan özgüvenini, saygını koruduğun, diğer insanların duygu ve davranışlarına saygı gösterebildiğin ve toplumdan da aynı saygıyı görebildiğin sürece doğru yolda olduğun kanaatini edinerek kendi geleceğine özgürce kendinin yön verebilmesidir.

Kimi zaman bilahare kendimin dahi birçok kereler şahit olup, Tarihçilerin aynı mekan altında işlev yaptığımız haldeki ön tanışma sonrası koleksiyon serginize iştirak etmekten memnun kalırım demelerine rağmen, kaçarmışcısına gidişleri beni daha da hayal kırıklığına uğratır. Kimi zamanda Koleksiyoner olarak toplum içindeki yerimi görebilmek, yaşadığım toplumda bazı kriterlerin olması gerektiğine inanıyorum. Bunlarda çağdaşlık, özgürlük, akılcılık, kültür, sanat değerlerine tutkuyu hissedebilmek, bu kriterleri göremediğim bir toplumda, kendimi de hiçbir yerde ne yazık ki göremiyorum. Zaten bu toplumda beni göremiyor. Koleksiyoner olmak bir çok sorumluluk almak demektir kendimce, kendini bileceksin, karşındakini her ne kadar cansız obje dahi bilsen başarıyla tanıyacak ve tanıtacaksın, elbette ki muhafazası ayrı bir emektir. İnsanların emeklerine saygı gösterilmesi temennisiylen;

[email protected] Araştırmacı Yazar