Ana; hayatımızdaki içi en dolu kelimelerden biri. İnsan anası, hayvan anası
bitki anası; anne olarak fark etmiyor. Karakter yapıları ortak. Annelik; kutsal, meşakkatli
ve de mutluluk verici bir görev. Annelerin şefkatlerine baktığımızda ise, Cenab-ı Hak’dan(CC) bir damla sanki. Anneliği nasıl yaptıklarıyla ilişkili olarak; bitki, havyan ve insan annelerinden bazı örnekler vermeye çalışacağım.
Önce bitki ve ağaçlardan örnek verelim. Bazı bitkiler annelik Sevk-i İlâhi’siyle(CC) ; bazı hayvanlara anne rahimliği yapar. Örnek, meyve kurdu. Orda doğar, gıdalanır, hayatını devam ettirir. Sorsanız, en mutlu canlı odur. Dut ağacının yaprakları; ipek böceği için, hem gıda, hem yatak, hem de anne rahmi gibidir. Kavak gibi uzun ağaçlar; sarmaşıkların, üzüm asması gibi meyvelerin kendilerine sarılmalarını sağlayarak bir nevi annelik yapıyor. Yine bazı ağaçlar; arıların üzerlerinde oğul vermesine müsaade ederek annelik görevini üstlenmişler.
Hayvan anneleri de enteresandırlar. Fıtratları ve üstlendikleri misyon gereği; Yaradan’ın(CC) onların hayat DNA’larına yazdığı şifreler çerçevesince, bir başka fedakârlık profili sergiliyorlar. Gözlemlediğimiz örnekleri sıralayalım. Tavuğun civcivlerine şöyle bir
yaklaşın , bakalım neler oluyor?! Öyle ki tavuk civcivlerini korumak adına, kafasını köpeğe kaptıracak kadar fedakârlaşabiliyor. Bir arslan annesi, yavrusu için avlanma yapar. Ancak kendisinin açlığı umurunda bile değildir. Gergedan, su aygırı ve fil; belli sinek ve kuş türlerine annelik yaparlar. Onların üzerlerinde gezinip, karınlarını doyurması sanki o büyükbaşlara zevk verir. Timsah; esnemesini uzatarak, dişlerinin arasında kalmış olan yiyecek artıklarını bazı kuşların yemelerini sağlayarak annelik yapıyor. Geçtiğimiz günlerde televizyonda bir haber dikkatimi çekti. Bir köyde anneleri yamaçtan düşerek ölen, iki kuzu yavrusuna bir köpek; memelerinden süt emmesine munis bir şekilde müsaade ederek, annelik şefkatini farklı bir türe sergiliyordu. Köpek, kedi, tavuk gibi hayvanlar; tüylerinin arasındaki bit, pire, kene gibi hayvanların anneleri olmuşlar. Büyük deniz hayvanlarının üzerine; küçük balıklar tutunarak, anneleri gibi onlardan gıdalanıyorlar.
Bizim analarımıza geldiğimiz de ise; hayatımızdaki EN’lerin en zirvesindeler. Bu enleri sıralamaya çalışayım. Hayatımızdaki insanlar arasında; en fedakârı, en cömerti, en kol-kanat gereni, bizim için en uyumayanı, bizim için en ağlayanı, bizim için gözü en kara olanı, bizim için yemeyip en yedireni, en giydireni, bizim için Allah’a(CC) en yalvaranı, bizim için en fazla göz yaşı akıtanı. . . Bu enleri ne kadar çoğaltırsak çoğaltalım; içini en keyfiyetli, kaliteli bir şekilde dolduran unsur ANADIR. Ana, yar. Ana, yaran. Ana, sığınak. Ana, dayanak. Ana, ocak. Ana, kucak. Ana, Allah'a(CC) giden yolda rızası alınacak ilk durak. Ana, bizim için ağlayan. Ana, bizim için gülen. ‘’Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar ‘’ türküsünün başrol oyuncusu. Ana, yemeyip yediren. Ana, giymeyip giydiren. Ana, ‘’ Cennet anaların ayakları altındadır.’’(H.Ş.) müjdesine mazhar olan ve de bizim için dimdik ayakta duran abidedir.
Analarımız; bizleri 9 ay, 10 gün vücutlarında taşıdılar. Ancak bütün ömürleri boyunca; bizi şefkatle gözlemeye devam ederler. Bize batan bir dikenin acısını O’nlar ta içlerinde hissederler. Biz 40 – 50 yaşına gelsek bile; korumacılığı ile bizler yine Onların bebekleriyiz, kuzularıyız, bir taneleriyiz. Bazı analarımız bir başka hassastırlar. Nasıl mı ? Abdestsiz süt emzirmezler. Bizleri uyuturken; Allah’ın(CC) ve de Peygamber’imizin(ASM) isimlerinin geçtiği ilâhilerle uyuturlar. Hamilelik devresinde veya yetiştirme yıllarında;
haram – helâle dikkat ederek bizi farklı kollayıp gözetirler. İnsanın ilk öğretmeni; annesidir. İlk yürüteni; annesidir. İlk konuşmaya başlatanı; annesidir. İlköğretim devresinde, ilk okutmacısı; annesidir. İlk yazdırmacısı; annesidir. Bir nevî; elimiz, ayağımız, gözümüz, kulağımız annemizdir. Hayatımızda bazı şeylerin kıymeti, yitirdiğimizde daha çok anlaşılıyor. Annesi vefat etmiş olan dostlarıma; Allah(CC) sabır versin, her birimizin annesinin mekânı Cennet olsun inşaallah. Annesi hayatta olan dostlarımız ; bu kıymetlilerimizin kıymetini iyi bilelim. Ellerini öpelim. Hâl ve hatırlarını soralım. Uzaktaysak, telefon açarak gönüllerini alalım. O’nlar bizleri zamanında el üstünde tuttular. Şimdi de biz O’nları el üstünde ve gönlümüzde tutalım. Aman ha ! Anaya ‘’ Öf ‘’ bile demek yasak! O’nlar için ağzımızdan çıkanı, kulaklarımız duymak mecburiyetinde. Çünkü Cennet’e giriş vizesi O’nların kalplerini hoşnut etmemize, O’nların rızasını almamıza bağlı.
Değerli dostlar; annelerimizi sadece ‘’ Anneler Günü’’nde değil, her zaman hatırlamamız gerekiyor. Bu kıymetlilerimizin sevgisi ömürlük olmalı, hatta sevgimiz ahirete de sarkmalı. Bu duygu ve düşüncelerle; vefat etmiş olan annelerimizin mekânı Cennet olsun.
Hayatta olan tüm annelerimizin; pamuk ellerinden öpüyorum. Anneler günlerini tebrik ediyorum. Huzurlu olsunlar. Mutlu olsunlar. Gözyaşları akmasın. İki dünyalarında hep gülsünler. Ahirette Peygamber’imize(ASM) komşu olsunlar inşaallah. Amin. Saygılarımla, hoşça kalın.
Öğr. Gör. Ahmet AKIN
R.T.E.Üniversitesi
Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu - RİZE
Tebrikler sayın hocam..