Bir Fidan, Bir Can!

            Gerze Gündem Okurlarım;

            Ülkemizde, geniş anlamda çevre ve çevrenin korunması ile ilgili başta Anayasa olmak üzere, çok sayıda yasa, tüzük ve yönetmelik yürürlükte bulunmaktadır. Bu yasal düzenlemele-rin önemli bir bölümü yerel yönetimleri, BELEDİYELERİ doğrudan veya dolaylı ilgilendir-mektedir.

            Bildiğiniz gibi dünyamızdaki bütün canlılar; güneş, hava, su ve toprakla vazgeçilmez ilişki içindedirler. Ayrıca yiyecek zinciri ile birbirine bağımlıdırlar. Bu açıdan çevreye göstereceğimiz özen, bir açıdan da kendi varlığımızın ve neslimizin devamı içindir. İnsan olarak aynı zamanda sakin bir çevrede dinlenme arzularız. Bu ihtiyacımızı temiz hava, temiz su ve yeşillikler arasında gidermek isteriz. Böylece bizim çevremiz, yalnız biyolojik hayatımız ve vücut sağlığımızla ilgili değil, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal sağlığımızla da yakından ilgilidir.

            Ancak şu gerçeği de unutmamalıyız; insan olmadan diğer canlılar ve çevre varlığını sürdürebilir. Ama ÇEVRE ( Doğal veya yapay ) olmadan insan varlığını sürdüremez. Çevrenin sınırı insanın kendisinden başlar. Evden, sokaktan geçer. Şehri ve ülkeyi aşıp uzaya kadar gider. Yeryüzünde insanlar az iken, doğa daha temizdi. Zamanla insan çoğaldıkça doğa daha çok kirlendi.

            Giderek çoğalan insanoğlu, yerleşim için verimli arazileri tahrip ederek, ormanları keserek, yakarak çevreyi bozdu. Canlıların bir kısmının soyunu tüketti veya tükenmesine seyirci kaldı. Artan nüfus, bilinçsizlik ve siyasi ödünler sonucu yerleşim alanları hem yatay olarak hem de yüksekliğine büyütülürken, sanayi ve ısınma maksatlı kaloriferlerin ve sobaların dumanları yanı sıra hareket ve ulaşım maksatlı araçların egzoz gazı bilhassa büyük kentlerde havayı kirleterek çevreyi zor yaşanır hale getirdi. Bu olumsuz genişleme, çarpık sanayileşme sonucudur. Çünkü kırsal kesimden şehirlere ve kasabalara yapılmış olan insan akını, temiz suların daha çok kirlenmesine, çöplerin ve pis suların yeterince ve usulüne uygun toplanmaması ve doğada da yok edilemeyişi gibi problemleri ortaya çıkardı.

            Bunlara ek olarak tarım ilaçlarının kusurlu kullanımı, toprak ve yer altı su kirliliğine,  sprey ve soğutmada çokça kullanılan bazı gazlarla da çevreye verilen zararın sınırı atmosferin üzerindeki ozon tabakasına kadar ulaştı.

            Yukarıdaki olumsuzluklardan şirin ve yeşil Gerze’mizde elbette nasibini aldı, almaya da devam ediyor. Hani nerede çocukluğumdaki Yeşil GERZE? Yaşıtlarım ve bizlerden büyükler umarım geçmişin şirin ve Yeşil Gerze’sini günümüzde arıyorlardır! Yap-satçılık hepimizin bildiği gibi ilçemizde o güzelim bağ ve bahçelerimizin beton yığınlarıyla dolmasına neden oldu. Çağdaşlıktan çok uzak, gelişi güzel imar planları ile verimli toprak alanlarımızı hem yatay olarak, hem de yüksekliğine büyüttük. Büyütmeye de devam ediyoruz!Bu kadar apartmanlar yapılıyor;hani bunlara ait park yerleri? Araçlar neden yollarda park ediyorlar? Bu mudur modern Gerze! İmar izini verilirken, yapılara ait park alanları olmayışı neden görmezden geliniyor! Bu ne aymazlık, vurdum duymazlık ve de geleceği görmemezliktir! Yazık,çok yazık! İzin verene de yapanlara da yazıklar olsun!

            Ülke genelinden kentimize bakarsak; arsa üretmede kaynak kıtlığı. Yerel yönetimlerce arsa üretememe. Teknolojinin gelişmesiyle lükse yönelme. Tüketim toplumlarına duyulan özlem. Ayrıca bilgisizlik, bilinçsizlik ve de bence en önemlisi, hangi iktidar döneminde olursa olsun politik ödünler! İşte yeşil alanlarımızın bir bir kaybedilmesinin başlıca nedenleri bunlar olmuştur.

            Hepimizin bildiği gibi yeşil alanlar oksijenin ana kaynağıdır. İnsanlar ciğerleriyle, kentler parklarıyla ve yeşil alanlarıyla soluk alırlar. Ne yazık ki üzülerek söylüyorum; yemyeşil Gerze’mizi gün geçtikçe kaybediyoruz. Doğal dengeyi ayakta tutan yeşil alanlarımız acımasızca katlediliyor! Kentimizde hoş olmayan görüntüler, betonlaşma almış başını gidiyor.

            Günümüzde sağlıklı bir yaşam, çocuklarımıza yaşanabilir bir çevre, daha mutlu ve sorunsuz yaşayabilecekleri bir Gerze bırakabilmek için; çevremizin yeşil alanlarını kollayıp,  korumak. Yeni yeşil alanları ağaç dikerek çoğaltmak. Yediden yetmişe tüm Gerze’de yaşayanların görevi olmalıdır!

            Unutmayalım ki:” Biz Dünyayı Atalarımızdan miras değil, Çocuklarımızdan ödünç aldık!”

            Sevgiyle kalın.

            Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE