Bu makaleyi Mehmet Keskin (öğretim görevlisi) beyin ” Turizm Sektörü ve Turizmin Ekonomiye Etkisi” isimli internetteki makalesinden esinlenerek kaleme almış bulunmaktayım.
Sayın Keskin, Türkiye turizminin turist sayısı olarak yüzde 160 arttığından tesisleşme açısından ise yüzde 65 arttığından bahsetmektedir. Bu artışların ekonomiye ve sosyo-kültürel gelişmelere pozitif etkileri olması ve diğer ülkelerle rekabet avantajı sağlayacağından bahsetmektedir. Turizm faaliyetlerinin Akdeniz ve Ege’ye sıkıştırıldığı, halbuki Sinop’un zengin bitki örtüsü, doğal güzellikleri, yaylaları, uzun kumsalları ve derin tarihi geçmişi ile ciddi turizm potansiyeline sahip olduğu halde turizm pastasından payını alamadığından söz edilmektedir.
Sayın Keskin, Sinop’un turizm pastasından daha fazla pay alabilmesi için alternatif turizm çeşitlerine yönelmesini de salık vererek, turistik ürün çeşitlendirilmesine yönelik politikalar geliştirilmesini belirtmektedir. Sayın Mehmet Kesin beyefendi son derece doğru genellemeler yapmıştır. Bu kitabi genellemelere dahi bakıldığında Sinop’un çook uzun zamana ihtiyacı olduğu görülmektedir.
Hocamın bahsettiği yarı butik otellerden Sinop’ta bir miktar vardır ve nerdeyse tamamı satılıktır(off record).
Bir yerleşim yerinin, örneğin Sinop’un uluslararası alanda turizm merkezi olabilmesi için politikaya gerek kalmaksızın, Sinop turizm merkezi ilan edilecek uygunsuz evler yıkılacak, mevcut evlerin güneş alması sağlanılacak, tarihi eser yapılar restore edilecek, doğal plajlar ve özel plajlar uluslararası standartlara getirilecek, yeni imar uygulaması yapılacak, turizm yatırımı acil denetlenip acilen uygulamaya geçirtilecek, üniter sistemin bürokratik engelleri kaldırılacak, altyapı hizmetleri hariç ruhsat harçları ve su bedeline teşvik getirilecek elektrik ödemelerinin %50sini devlet karşılayacak, SGK primlerinin %50sini yine devlet karşılayacak, 3 veya 5 yıl vergiden muaf tutulacak, mutlaka Sinop Üniversitesi’ne ve merkeze olmak üzere mimarlık fakültesi açılacak, Erfelek Ovası’nın tarım havzasına dönüşmesi için her türlü hibe ödemeler yapılıp organik tarıma dönüştürülecek, Sinop kıyılarındaki dalma yasaklarının tamamı kaldırılacak, yat limanı mutlaka yapılacak, deniz dolgusu yapılmadan denize paralel geçen Sinop-Çatalzeytin yolu yapılacak, kıyı kenar kanunu Bodrum-Marmaris çizgisine çekilecek ve böylece sosyo-kültürel gelişimi tamamlamış, ekonomik rahatlığa ulaşmış, aydınlanmış veya aydınlanacak insanların yatırım yapmasını önü açılacaktır. Kısaca turizm master planı yapılıp uygulanacaktır. Bunun göstergesi yaz aylarında Bodrum’un yaz aylarında nüfusunun 2,5 milyon olmasıdır.
Gelişmişlik çizgisinin altında kalmış insanlarla hiçbir yere ulaşılamayacağı cihetiyle konunun ne kadar önemli ve kitabi şeylerle sadece çözümsüzlük üretileceği gözler önündedir.
Gerze turizmine bakmak aklıma geldiğinde ise sevgili Osman kardeşimin ilçenin batı girişindeki gülen fotoğrafı ile Abdaloğlu Köyü girişindeki ciddi pozdaki billboard fotoğrafı gözümün önüne gelmektedir, hani bu arada fotojenik olmadığını da söyleyemem.
Ha bu arada eski Geruze Oteli’nin iyi çalıştırılmadığını ve kışın kapatıldığını duydum, 100 otel odası olan Gerze ilçesinde 41 oda kapatılırsa, %41 kapasite düşecektir. Bir de üstüne üstlük turistik otel misafirhaneye çevrilip geleceği karartılmıştır. Adaletten hakemlik istenilen ve zamanında zararına çalıştırılan 3 yıldızlı otelin kapanması nasıl bir mutluluk kaynağıdır hala anlamakta zorluk çekmekteyim. Sevgili Osman, yılda sadece 47gün açık havanın olduğu (Kaymakamlığın son kitapçığından) ve ortalama rutubetin %90larda seyrettiği Gerze’de oteli kapatırsanız otel çürür(korozyon oluşur), bu da uzun vadeli inşaat mühendisliği bilgisidir. Esen kalın.
Hasan Vehbi ERSOY
insanına sunulan tüm olumsuzluklara rağmen aynı kentin kaderini paylaşmaktan onur duyduğum kardeşim"gelişmişlik çizgisinin altında kalmış insanlarla"tesbitin tüm soruların cevabı niteliğinde,kopya çekmeyi bilgilenmek,taklit etmeyi üretmek olarak algılayan bir toplumla ancak bu kadarı başarılabiliyor.saygılarımla...