Sevgili Gerze Gündem Okurlarım, Türk Milleti olarak neden okumuyoruz? Bu soruyu her okurum kendine, yakınlarına, çocuklarına ve varsa torunlarına sormak suretiyle bir yanıt aramasını önermekteyim.

Okuma eylemi, herhangi bir yazılı metnin içeriğini kavramak ve öğrenmek için yapılan bir eylemdir. Gelişmiş ülke toplumları, bilgilerinin yüzde elli beşini kitap okuma kanalıyla kazanmışlardır. Kitapla yetişen nesiller başarı dolu ve iyi bir geleceğe doğru koşan insanoğlu olacaktır!

Zaman zaman kitap fuarlarında, değerli yazarlarımızın, kitaplarının imza günlerinde, gençlerimizin yoğun olarak çok ilgi gösterdiklerini ve uzun kuyruklarda saatlerce usanmadan beklediklerini gördükçe gelecek genç nesillerden umutlu olduğumu söyleyebilirim!

Siz okurlarıma bir masalla azda olsa acaba okumayı sevdirebilir miyim diye düşünüyorum! Hepinize iyi okumalar…İşte masalımız!

“ Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde… Odunun biri bir odun vurdu kafama… Kafam koptu kalktı gitti sarımsak pazarında sarımsak satmaya… Durur muyum ya, ben de arkasından koştum. O gitti ben gittim, o gitti ben gittim; derken arkasından yetiştim ama bak şu kafaya!

“Ben senin kafan değilim” demesin mi?

“Kafamsın!”

“Değilim!”

“Kafamsın!”

“Değilim!”

Diye atıştık, vuruştuk. Son sonu Kadının kapısında buluştuk. Buluştuk ya, bak şu püsküllü belaya, Kadı evde yokmuş, mercimek ağacına çıkmış ta mercimek topluyormuş…

Ağacın tepesinden bize bağırdı!

“Sizin davanız büyük dava! Kuşkanadı kalem olsa, derya deniz mürekkep; gene ne yazılır, ne biter… Hele kırk tomar kâğıt, kırk kucak kalem getirin de ötesini düşünürüz” dedi.

Bir dediğini iki eder miyiz? Aldık getirdik, bulduk getirdik. Merdiveni de aradık taradık, götürüp mercimek ağacına dayadık, dayadık ya, Kadı inerken kırılıvermesin mi mübarek!

Kadı öldü, kafam da bana döndü! Ah kafa, nah kafa; ne çekersem senin elinden çekiyorum!

Umarım değerli okurlarım bu masaldan bir ders çıkarırsınız?

Sevgiyle kalın.

Ali Vacit TOKMAK