ÖMER BAKİ

         Asıl adı Karl Berger olan Ömer Baki, 06 Ocak 1894 senesinde Budapeşte Arad doğumludur. İleride büyük müzisyenlerden anılacak olan üstadi keman derslerine dokuz yaşında başlayarak üç yıl Viyana Tıp Fakültesindeki eğitimini yarım bırakarak, 1911 senesinde Viyana Müzik Akademisine üstün yeteneği sayesinde burs kazanaraktan ünlü kemancı Pedagog Otokar Sevcik'in master sınıfına katılmış olup 1914 senesinde akademiyi birincilikle bitirmiştir. Sonrasında Avrupa'da muhtelif İsviçre, Avusturya, Macaristan'da konserler vererek 1916/1918 yıllar arası askerliğini tamamlamıştır. Bab-i Ali den 1918 senesinde Halife Abdülmecid Efendi'den konser vermek üzere davetiyle İstanbul'a gelerek altı konser vererek Macaristan'a geri dönerler. Ve birkaç sonra ''Saray Musiki Hocalığı'' davetini bilahare Halife Abdülmecid Efendiden alarak İstanbul'a geri dönerek yerleşmişlerdir.

           Muhtelif ikamelerde yaşayan üstadi, ilerleyen senelerde İstiklal Caddesinde Süleymaniye'yi ve Haliç'i gören İsveç konsolosluğunun karşısında Narmanlı ailesine ait Narmanlı işhanı'nın üst katına yerleşerek bilahare mekanında hususi dersler vermeye başlamışlardır. Saray erkanından Şehzade Abdülmecid Efendiye hatta ki eşi Sabiha Sultan, Ferhunda ve Necdet kardeşlere dersler vermeye başlamasıyla Şehzadenin Çamlıcadaki köşkünde oda müziği yapmışlardır. Halife Abdülmecidin bilahare kendilerinin bestelediği ''Elegie'' isimli parçayı hocası Ömer Baki ye hediye ederek Galatasaray Lisesi salonunda izleyiciye sunulmuştur.

           Üstad Ömer Baki çekingen karakterli, sakin ve yumuşak sesli olup sade hayatı tercih etmesi çevresinde tevazüyle karşılanarak bir öğrencisi şöyle sorar kendilerine, ''Siz Jacques Thibaud kadar çalıştığınız halde neden onun kadar konser vermemektesinizdir.?'' cevap derindir '' Siz iki yüksek tepenin eteklerinden yukarıya bakıyorsunuz; aşağıdan bakınca hangisinin yüksek olduğu belli olmaz. Halbuki ben o tepelerin birinin üstündeyim, öbür tepenin ne kadar yüksek olduğunu görüyorum'' şeklinde olmuştur. Bu arada da Osmanlı tarihçisi Mehmet Şakir Paşa'nın kızı Aliye Hanım kendilerinden de müzik dersleri almakta olup gönlünü üstada kaptırmasıyla bir ara üstad derslere ara vermek zorunluluğunda kalır lakin Aliye Hanım evveliyatında karşılıksız aşkına cevap alamayınca nefsine hakim olamayıp zamane üstadın ikametgahı Üsküdar Tophanelioğlu yokuşundaki evine baskın yaparak kapıyı açan ilk şahsı yaralarlar ve otuz beş gün hapis cezası alırsa da cezası ertelenir. Vesselam Üstadla keramete eren Aliye Hanım yirmi üç sene birliktelikleriyle Büyükada da kalp krizine yenilen üstadi 25 Eylül 1947 senesinde Büyükadadaki Müslüman mezarlığına defnedilirler.

 

[email protected]                          

Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar Berber

 

YORUM EKLE