AIDS’ in bulaşıcı bir virüs hastalığı olduğu belirtilerek, mikrobunun ise HIV(hiv) adı verilen virüs olduğu, HIV girdiği vücudun, mikroplara karşı koyma yeteneğini sağlayan bağışıklık sistemini etkileyip yok ettiği ifade edildi.
HIV bulaşıcılığının üst düzeyde olan bir virüs olmamasına rağmen, mutlaka korunulması gereken bir virüs olduğu, virüsün bulaşma yolunun temelde vücut sıvıları ile olduğu, bu nedenle kan, meni gibi virüsün daha yoğun olduğu vücut sıvılarının virüsün iletiminde yeri büyük olduğu bilgisine yer verildi. Tükürük, ter, gözyaşı ve idrar gibi vücut sıvılarında virüs bulunmadığı ifade edilen bilgi notunda, mikrobun bu nedenle öpüşmek, tokalaşmak ortak duş-banyo alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla bulaşmadığı dile getirildi. Hiv enfeksiyonunun esas olarak;
1-Korunmasız cinsel ilişki
2-Kan ve kan ürünleri ile bulaşma
3-Anneden bebeğe bulaşma şeklinde bulaştığı vurgulanırken,
Hiv virüsünün;
Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak ile
Gözyaşı, ter, tükürük ile
Aynı yerde oturmak, aynı havayı solumak ile
Aynı havuzu, banyoyu, tuvaleti, saunayı, duşu paylaşmak ile
Giysilerin ortak kullanılması ile
Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşılması ile
Telefon kulaklığı, kapı tokmağı ile
Sivrisinek, böcek, arı sokması ile bulaşmadığı bilgisine yer verildi.
Bilgi notunda mikroptan korunmanın; Cinsel yolla bulaşmaya karşı korunma ve
kan ve kan ürünleri ile olan bulaşmaya karşı korunma olarak iki kısma ayrıldığı açıklamasına da yer verildi.
Dr. Halil İsa ÇELİK
Gerze Gündem Haber
Güncelleme Tarihi: 24 Aralık 2012, 08:00