Değerli Gerze Gündem Okurlarım,

Ülkemde ve yaşadığım kentlerde, ellili yıllardan başlayarak son 2019 23 Haziran yerel seçimleri de dahil, birçok genel ve yerel seçimleri izlemiş ve katılarak oy kullanmış bir seçmenim.

Türkiye'miz de 1400'e yakın belediye kuruluşu vardır. " 30 Büyük Şehir Belediyesi, 51 İl Belediyesi, İlçe Belediyesi 922 ( 522 Büyük şehir, 400 İlçe ) 394 Belde ( Kasaba) Belediyesi olmak üzere Toplam; 1397 belediyemiz var. "

Belki bu sayı yeni belediyeler kurularak değişebilir!

Bugün merkezi yönetim bir yıldır " Cumhur Başkanlığı Hükümet Sistemi " ile yönetiliyoruz. Kimileri bu sisteme " Tek Adamlık " sistemi adını vermekte! Peki yerel yönetimlerde bu sisteme acaba uygun olarak düzenleme yapılmış mı?Bence yapılmamış! Hala Parlamenter sistemin kalıntılarıyla Belediye Başkanları ve Meclis üyeleri çalışmalarını yürütmekteler! Yerel yönetim yasalarında bazı düzenlemeler yapılmış ama bence henüz çok yetersiz!

Halk olarak hemen her kesimin, hak arama, hakkına düşeni alabilme elbette kendiliğinden olmuyor. Hak arama, hak alma mücadelesi, toplumun her kesiminin bölünmeden bir arada örgütlenmesinden geçtiğini düşünüyorum.

Örgütlü toplum her konuda üretkendir. Böyle toplumlarda bireysellik yoktur. Örgütlü toplumda,tek tek kişiler "BEN" olma anlayışından vaz geçerek; "BİZ" olabilmişlerdir. Bu anlayışı kazanabilmekte çok kolay olmamıştır. Her şeyden önce inanmak, inandırmak ve de kararlı olmak gerekiyor!

Örgütlenmiş toplumda her birey "BİZ" diyebiliyorsa o toplumda değişim ve yenileşme köklü bir şekilde gerçekleşebilir diye düşünüyorum!

Gelelim yerel yönetimlerde meclis üyelerinin partilerce listelere alınmasında yapılan eksiklere ve yanlışlara bir göz atalım:

Yerel yönetim sisteminde belediye meclis üyeliğinde temel amaç; yerel halkın temsilcileri aracılığı ile belediye çalışmalarına katılımın sağlanması ve belediye başkanının denetlenmesidir! Böylece bir ölçüde de olsa katılımcı demokrasinin gerçekleşebileceği var sayılmaktadır. Ancak uygulamada bu hiç de böyle olmamaktadır!

İlçede, kentte sorunların çözümü yönünde çaba gösteren, yaşadığı çevreyi kendine dert edinen önder ve duyarlı kişiler bu sistem içinde kendilerine yer bulamazlar!

Yerel yönetim sisteminde Meclis Üyeliği bu haliyle halkın katılımını sağlama amacından çok, belediye olanakları yoluyla Partilerin ödüllendirilmesine hizmet eden yapılar olarak işlev görmektedir!

Yerel demokrasinin önemli bir temel unsuru olan Yerel Meclis Üyeleri ile gerçekten halkın katılımının sağlanması hedefleniyorsa, Meclis Üyelerinin seçiminde köklü bir değişime ihtiyaç vardır!

Öncelikle meclis üyesi olabileceklerin yaşadığı kentin sorunları hakkındaki, duyarlılık düzeyi temel bir belirleyici etken olmalıdır!

Gönüllü çalışmalarla kendini kanıtlamış olması, halkın sorunlarını gündeme taşımasında ki önderliği, eğitim düzeyi, kentli yaşam kültürüne sahip olması, çevre sorunlarına karşı duyarlı olma gibi nitelikler seçimdeki ölçütlerinden bir kısmı olabilir!

Örneğin: Kentlerde çeşitli dernek ve sivil toplum örgütlerinde hiç bir çıkar beklentisi içinde olmadan gönüllü olarak çalışan kişilerin Belediye Meclislerinde daha fazla temsilinin sağlanması, bu yolda atılacak önemli bir başlangıç noktası olarak değerlendirilebilir!

"Yaşadığı Çevreyi Kendine Dert Edinen" kişilerin yerel meclislerde temsilinin sağlanmasıyla, yerel meclislerde hem kalite yükselecek, hem de kent halkının gerçek gündemlerinin yerel meclislerde daha iyi tartışılması sağlanarak halk adına daha güzel yaptırımlar hayata geçirilecektir!

Her Yerel Seçim öncesi siyasi partiler  Belediye Meclis Üyelerini tespit ederken,ince eleyip sık dokuma misali çok iyi süzgeçten ve incelemeden geçirerek meclis üyelerini listelere yerleştirmek,Hem partilerinin hem de o kentin halkının menfaatine olacaktır!

Sevgiyle kalın.

Ali Vacit TOKMAK