ŞER'İYE SİCİLLERİ

Sosyo-ekonomik tarihi çalışmaların ince ayrıntılarıyla neşr eden Şer'iye sicilleri Osmanlı Devletinde mühim arz etmektedirler. Şer'iye sicilleri 16. yüzyıla kadar Arapça ve Türkçe yazılmaktayken sonrasında yalnızca Türkçe yazılarak muhafaza edilmişlerdir. Şehirlerin tüm muhteviyatını içererek bilahare mektup suretleri, berat, hüccet, i'lam vesikaları, ferman, adli belgeler, nikah akidleri, yangınlar, su baskınları, mukavele, zabıt, sened, satış, şehir esnaf gruplarının listesi, esnafların tüm alacak-borçları, salgın hastalık, deprem,sel, mahalli listeleri, alınan vergiler, tevzi defterleri vs. bir çok ayrıntıyı içererek o sahanın tüm bilgilerine erişebilinirliği vardı.

Günümüze kadar ulaşan Şer'iye sicilleri Ankara, İstanbul, Adana, Konya, Diyarbakır, Sinop, Tokat gibi illerimizin müze ve kütüphanelerinde bulunmaktadır. En ziyade kanun ve nizam ile düzenlenerek muhafaza edilen resmi vesikalar, kütük denilen büyük deftere kaydedilir sonrasında geri zamane olası bilgilere en kısa ve doğru şekilde ulaşılabilinirdi. Osmanlı şer'i mahkemelerinde, kuruluşundan kapatıldığı 1924 tarihine kadar bütün mahkeme kararları mahkemenin yetkisine giren her türlü muameleyle resmi vesika suretleri kadılar veya naipleri tarafından mahkeme defterlerine kaydedildi. Naibe, şeriat hakimi olan kadı vekili olup çoğu zaman yardımlarına başvurularak var olan görevin sonuçlandırılmasına çalışılmıştır.

Şer'iye sicillerine ulaşılarak şehrin ticari trafiği, üretim ve pazarlama faaliyetleri ile şehirlerarası ve Osmanlı hariciyle olan ticari bağlantıları da araştırılarak önemli bilgilere ulaşıldığı gibi tereke kayıtları da işlenerek ölen kişinin kimlik ve tüm mal varlığının adet, cins, fiyat açısından tespitiyle dağılımını da kolaylaştırmaktadır. Örneğin Bakkal Halil Ağa vefat ettiği zaman ortağı Hüseyin Ağa 1877 tarihli akd-i şirket senedini ibraz etmiştir ki şöyleki ''Medine-i merkümede Nalbandlarbaşı nam mahalde vaki'taht-ı icaremizde olan dükkanda ticaretle meşgul iken şirket-i mezküre beynimizde kaime olduğu halde işbu sal-i hal Şevval'il-mükerremin beşinci günü müteveffa-i mezbür Halil Ağa ile hayatında şirket-i mezküre müteallik muhasebemizi rü'yet ve faide-i hasıla-i ma'lumeyi münasafat-ı iktisam eylediğimizden sonra fesh-i akd-i şirket itmeyerek yine her birimiz sermaye olmak üzere malımızdan iki bin dokuz yüz yirmi altı buçuk guruşdan ceman beş bin sekiz yüz elli üç guruş ile şirket-i merkümeyi ifa ve mütveffa-i mezbur Halil Ağa kabz-ı mal olmak takribiyle sermaye-i mezküreyi tamamen ba'de'l-ahz vefatı tarihine kadar ticaret-i mezküre ile meşgul olduğumuz halde....'' ifadesiyle eşit sermaye koyarak yine ortak ticaret yaptıkları belirtilmektedir mamafih ayrıca bu ticaretin sonunda herbirinin karının 1636,5'er kuruş olduğu da beyan olunmuştur.

[email protected]

    Araştırmacı Yazar

Volkan Yaşar BERBER

YORUM EKLE