Sıcak Hava Dalgaları, Sessiz Bir Katil Olabilir Mi?

Değerli Gerze Gündem Haber Okurlarım,

Bırakın Dünyamızı, ülkemizde zaman zaman yaşanan felaketler, küresel ısınma, iklim değişikliği ve ısınan şehirler gerçeğini her an  gözler önüne seriyor!

İklim değişikliği nedeniyle son 50 yılda meteorolojik afetlerin sayısı üç kat bilim adamları artmış diyorlar!

Yakın gelecekte ise " Daha şiddetli afetler bekleniyormuş" Tehlikeyi görmemiz lazım!" diyerek uyaran Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, iklim değişirken, insanlığın da değişmesi gerektiğini söylüyor!

En son yayımlanan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Raporunda kentlerde, fırtına, aşırı yağışlar, seller, heyelanlar gibi iklim değişikliği ile ilgili risklerin arttığı belirtiliyor.

Küresel ısınma ve betonlaşma ile beraber 2100 yılında ise şehirlerdeki ortalama sıcaklığın 8 derece artacağı öngörülüyor!

Türkiye'de yapılan araştırmalar nedeniyle yakın gelecekte iklim değişikliği nedeniyle aşırı yağışların artacağını bilim adamları belirtiyorlar!

İşte bu nedenle de önemli ekonomik kayıplara neden olacağını belirtiyorlar. Uzmanlara göre betonlaşma ile şehirler ısınmaya devam ederse daha büyük felaketlerin kapıda olduğunu söylüyorlar!

Şiddetli sağanak yağışlar şehir merkezine düştüğü zaman, yerin özelliğine göre, toprak mı, bitki örtüsü mü var, beton mu, asfalt mı- sular akışa geçiyor. Bitki örtüsü ya da toprak olan yüzeye göre su beton ve asfalt yüzeyde en az 6 kat daha hızlı akışa geçiyormuş!

İlçemiz Gerze eğim denize ve içinden geçen dereye göre aşırı yağışta sular denize akıp gidiyor. Ama her yer böyle doğaya sahip değil.

Alçak yerlerde bir anda çok büyük miktarda sular birikmeye başlıyor. Göller oluyor, araçlar sürükleniyor, trafikte kalıyorlar!

Sular kolay kolay tahliye edilemiyor! Altyapı günün şartlarına göre çok yetersiz! Sonra yaşanan afet! Maddi ve manevi kayıplar!

1960'larla, 1990'lı yılları karşılaştırdığımızda meteorolojik afetlerin sayısı 3 kat artmış olduğunu uzmanlar belirtiyor. Ekonomik kayıplar ise 9 kat artmış! Sigorta kayıpları ise 15 kat artmış olduğunu açıklıyorlar!

İklim Bilimci Prof. Dr. Kadıoğlu, iklim değişikliğiyle beraber yerdeki ısınma arttıkça gök gürültülü sağanak ve şiddetli yağışları, doluları daha sık yaşayacağımızı belirtiyor!

Meteoroloji Profesörü Dr. Mikdat Kadıoğlu, iklim değişikliği ile mücadelenin en önemli yolunun değişmek olduğunu söylüyor! Tehlikeyi mutlaka görmemiz gerektiğini söylüyor! İklim değişirken bizimde değişmemiz lazımdır diyor! Hem mühendislikte hem de çevreyi ve doğayı korumada çok daha bilinçli olmamız gerekir.

İmar planların da yeşil alanların artırılması, şehirleşmede hava koridorlarının kesilmemesi, kapatılmaması lazımdır! İlçemiz Gerze de yangın evleri yapılırken özellikle havalandırma koridorları ve yeşil alanlar düşünülmüş ve yapılmıştır!

Ne yazık ki, siyasi aymazlıkla insanlarımız bir nevi oyuna getirilerek havalandırma koridorları dört katın üzerinde imar ruhsatı verilerek kapatıldı! Yani çağdaş değil, çağ dışı bir anlayışla gerçekten gösterişli  fakat aslında ucube binalar diktiler! Sanırım günümüz ve  gelecek kuşaklar bu çarpık yapılaşmaya, betonlaşmaya ve havalandırma koridorlarını kapatan kale duvarları gibi bu yükselen binaların yapılmasına izin verenlere dua değil beddua edeceklerine, belki de söğüp, sayacaklarına  kesin olarak inanıyorum!

"Yolların alt yapısını yaparken, yağmur drenaj sisteminin geçtiğimiz yılların yağış miktarlarına göre değil, gelecekteki yağışlara göre dizayn edilmesi gerekiyor."diyorlar.

Prof. Dr. Kadıoğlu, aşırı yağışlar ve dolunun yanı sıra sıcak havaya da dikkat çekiyor! Betonlaşan kentlerde ki, en büyük problemlerden birinin sıcak hava dalgaları olduğunu belirtiyor.

"Şehirlerdeki betonlar, asfaltlar gün boyunca güneş ışınlarını yutuyor ve güneş battıktan sonra bu ışınları geri salmaya başlıyor. Böylece geceleri de hava sıcaklığı artmış oluyor!"

Gün boyunca hava sıcaklıklarıyla mücadele eden vücudumuzda bitkinlik ve yorgunluğa neden oluyor!

Çocuklarda, yaşlılarda ve kronik hastalarda büyük sağlık problemleri ortaya çıkıyor, ölümle sonuçlanıyor!

Örneğin 2003 yılında Fransa!da Ağustos ayında aşırı sıcaklar nedeniyle yaklaşık 20 bin  kişi hayatını kaybetmiştir.

"Sıcak hava dalgaları sessiz bir katil!" Olduğunu belirtiyorlar!

Demek oluyor ki insanlar kendi ektiklerini biçiyorlar! Doğayı kirletiyorlar, yeşil alanları yok edip beton yığınları yerlerine dolduruyorlar! Şehir imar planları topluma, yaşama uygun değil!  Gücü yetene ve arkasında dayısı olana bireye olanakları sağlıyor! Böylece çarpık, yaşama hiç uygun olmayan, kentler, şehirler gelişi güzel imar planlarıyla yaratılıyor!

Aslında ülkemizde yaşanacak,doğa ile iç içe olan tek yer kaldı; o da köylerimiz! Köylümüz de kentlere ve şehirlere yerleştiler! Kentli ve şehirli olmaya çalışıyorlar! Köylerimiz boş, üretim yok! Acınacak, ağlanacak haldeyiz ama sanırım ağlayanımız da artık kalmadı!

Dostlukların tükenmediği, sevgilerin ölmediği, göz yaşlarının akmadığı, gülücüklerin bitmediği en güzel günler 2020 yılında sizinle  olsun.

Mutlu Yıllar.

Sevgiyle kalın

Ali Vacit TOKMAK

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ali Vacit Tokmak
Ali Vacit Tokmak - 4 yıl Önce

bilim adamlarını araştırma sonuçları, dünyamızda ve ülkemizde bir bir ortaya çıkıyor! ne mi? aşırı yağışlar,seller,fırtınalar ve maddi ve manevi kayıplar! gelecekte belki, şehirlerin betonlaşması sonucunda aşırı nem nedeniyle nefes darlığı ve astım gibi hastalıkların çoğalacağını tahmin edebiliriz! ağrılı hastalıklar zaten artmış durumda? romatizma,siyatik ve benzerleri...gerzeliler sanırım kasabamızın betonlaşmasında çok mutlu olmalısınız ki sesiniz çıkmıyor! mütahitler zevkten dört köşe olmuşlar,köşeyi dönmüşler! hayatlarında hiç görmedikleri paraya ve etikete kavuştular! ama gelecekteki yaşam şartlarından bi haberler! bundan sonra beton yığınları yapmaları da eskisi kadar olamayacak!
gelişigüzel yapılan imar planları ilçemizi çok çirkinleştirdi.her halde bunlara neden olanlara sanırım insanlar ve mağdur olanlar hayır duaları yapmayacaklar! sebep olanlar kendilerini bu dualara şimdiden hazırlansınlar!

Göbeğini Kaşıyan Adam!
Göbeğini Kaşıyan Adam! - 4 yıl Önce

sayın editör; - ali vacit tokmak hocamız uyarmıştı!- başlığı ile bu yazıyı tekrar manşetten habere çekin bence. hoca taşı gediğine koydu bu sefer. hakkını yemeyelim. bu yazıyı 160 kişi tıklamış. tekrar bu defa manşetten habere çekersen daha fazla kişi okur, hocamız da hakettiği ilgiyi görür. ben yeri geldiğinde hocayı en sert şekilde eleştirebilirim, farklı düşünebiliriz ama doğru söze de değer veririm. gka